Telefonuma gelen mesaj çok sevdiğim eski bir arkadaştandı. Dudağımda peşin peşin açmış olan tebessümüm, cümleleri okuduğumda soldu, çünkü mesaj belalardan ve uğursuzluklardan bahsederek, şöyle diyordu: “Bugün safer [kendisinde belaların yağmur gibi yağdığı] ayının ilk çarşambasıdır. Bugüne mahsus okunulması gereken dua şudur…” Önce irkildim, sonra düşündüm. “Bu satırlar kim bilirDevamı

577 vekilden sadece 50’si “Soykırım olmamıştır diyene 1 yıl hapis ve 45 bin Euro ceza” için bir araya toplandı. Fransız meclisi neredeyse “Bizim aklımızdan zorumuz var mı” anlamına gelen oylamayı yaptı. O gün yani 22 Aralık 2011 çok kişiye sordum. Fransa’nın “aslında ne yapmaya çalıştığından” maalesef çoğumuzun haberi yoktu. HavayaDevamı

Bir secdelik zamanda, görüverirsin; Işık okyanusu ve çamurdan tepeler iç içedir aslında! Sen aynı sensindir; dağlar aynı dağlar ve bulutlaar ve güneş… Tırmanabilmiş olduğunca yükseğindesindir yamacın; belki yorgun ve belki de nefes nefese… Belki, birkaç adım daha yükselebilseydin veya belki birkaç metre indirilseydi hakikatin irtifaı… Ve belki, aahh… Sen, aynıDevamı

Eşyasız odanın duvarları mavi çini ve İslam harfleriyle yazı döşeli. Arkasını dönmüş sakallı adamın üstünde kırmızı ve uzun bir giysi var, beli kemerli. Başına, etrafına gelişigüzel bir yemeni sarılmış arakiye takmış. Ayakları dibindeki kaplumbağalar yere atılmış olan yaprakları yerken, tablonun tek ışık kaynağı alçak pencereden içeriye ışık dökülmekte… Arkasına kavuşturduğuDevamı

Aşağıdaki “Onüç” isimli yazımı, üç sene içinde bu köşede iki defa yayınladım. Çok önemlidir. Ayrıca hem İngilizce ve hem de Fransızca dillerine tercüme ettirip web siteme koydum. Bâtıla batmış batının bu kör inancı, cahiller ve çocuklarımız arasında yayılmasın istedim! Konu bu hafta TBMM’deydi. Elbette en çok sevinenlerdenim: MHP Ankara MilletvekiliDevamı

Sevdiği veya güvendiği savaşçılarını kaybettiğinde oturup ağlayan komutan, biraz sonra perişan olmaya mahkûmdur! Çünkü bir komutanın, savaşırken üzülmeye hakkı yok! Bir ova dolusu insan, seni “ardına düşülecek kişi” bilmişken… Bir ova dolusu insan da seni “karşısına çıkılacak kişi” bilmişken; senin üzülmeye, usanmaya, yorulmaya hakkın yok! Bir komutanın korkmaya hakkı yok!Devamı

İllüzyon, dans, taklit, çeşitli spor dalları gibi herkesin beceremediği birtakım marifetlerini, ekran başındaki insanlara da göstermek için müsabaka yapan yarışmacılardan, sırası gelen biri daha; kabiliyetini sergilemek için sahnenin ortasına gelip, salondaki binlerce kişiyi selamladı. Jüri başkanı “gösterisinin ne olduğunu” sorunca, yarışmacı; kelimelerin üzerine basa basa: -Ben, dedi… Bu salonda veDevamı

Sanat ve edebiyatta şaşırtıcı gelişmeler varsa, memlekette de güzel şeyler oluyor demektir. Bin yıllarca geriden itibaren bunun sayısız örneklerini bulmak mümkün. Son yıllarda bazı belediyelerimiz gerçekten ayakta alkışlanacak büyük işler başardı. Zeytinburnu Belediyesi’nin muhteşem Kültür Sanat Merkezi ve buna bağlı yürüttüğü faaliyetler örnek olarak gösterilebilir. Bunlardan biri şu ki, belediyeDevamı

Aslanlar bile inim inim inliyor; ki ter dökmeden, can yanmadan doğum olur mu? Bu coğrafya, nicedir çığlık çığlığa!.. Her damla ter, her damla kan birer haberci ve ayyuka çıkan feryatlar aslında bir müjdeyi haykırıyor: Bebek geliyor! Gün doğuyor… Biraz ter ve biraz yorgunluk ve biraz da gürültü olacak elbet! DünyaDevamı

(Ben, saymayı Arnavut kaldırımlarında öğrendim) Siniyordu şehir ve sis gibi yumuşacık ama kararlı bir şekilde iniyordu akşam… Akşam iniyor, şehir siniyor ve her şey siliniyordu sanki!.. Sayısız evler vardı rengârenk, güneş altında parlayıp duran… Peki, soğuyan bir ölü gibi matlaşıyorken şehrin yüzü, renkler nereye gidiyordu?.. Ben, şimdi derin sokakların içine,Devamı

                                              [Bir harfi bile eskimemiş, on yıl önceki hasretimin…] Sizi sevmek… Şu yeryüzünde sizi sevebilenlerin en az seveni olmaya bile razı olacak kadar. Sizi sevmek… Şu yeryüzünde nefes alan ve nefes alacak herkesin sizi benden daha fazla sevmesini arzu edecek kadar. Sizi sevmek; Asıl, sevgilerin bittiği an sizin sevginizle kucaklaşmak.Devamı

Birtanemdin… Gelirdin… Bakardım çoğalmışsın; sanki senin içinden bir tane daha sen çıkmış. Sonra bir tane daha ve sonra bin tane daha… Ve bakardım ki şu yanımda sen ve bu yanımda sen ve her yanımda sen… Sanki dünya, sadece senlerle ve ben ile dolmuş; ..nar güzelim! Otururdun karşıma… Mavi bir ışıkDevamı

Bazen kendimi; annemin-babamın ebeveyni gibi hissediyorum. Sanki onlar küçücükler de ben, kocamanım! Hiçbir şey yapmasam bile; babamın sırtındaki teri önemsediğimi fark ediyorum. Bir yere gidecek olsalar bir sürü tembih sıralamak geliyor içimden… Ama bir gerçek var ki; onlar ebeveyn ve ben onların çocuğuyum! Ne olursa olsun, sonsuza kadar bu gerçekDevamı

Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemâl yani irfân sahibi, gönül ehli ve özellikle mânâ derinliğine vâkıf olan bir zât-ı muhtereme; “Efendim, şu dünyada en çok kimi seversiniz” diye sormuşlar. O ârif kişi, hiç düşünmeden; “Terzimi severim” diye cevap vermiş. Soranlar şaşkınlık içindeler çünkü bunca insan var çevrede,Devamı

Bizler, şimdi “var” zamanların havasını soluyoruz! Telefonlarımız var, arabalarımız var, evlerimiz var, her şeyimiz fazlasıyla var, ama biz de varız!.. Her şeyimiz “birçok” tane, ama biz “bir” taneyiz! Hepimiz, her zaman, işte bunu söylemeye, bunu anlatmaya, bunu hissettirmeye çalışıyoruz karşımızdakine ve herkese. Çünkü işte “bunu” hissediyoruz… Bugün hangi evinde kalıyorsun?Devamı

Klasik olmuş bir yazımız vardı. Her Kurban Bayramı yaklaştığında: “Saksıda kurban kesilmez” der, sonra da çözüm tavsiye ederdik. Çünkü o zamanki dertlerimizden biri de buydu: Neredeyse her arsa ve boş alanda satılan kurbanlıklardan birini seçer, ite çeke bir kamyonete veya taksi bagajına yatırır, apartman bahçelerine getirir, sonra da (kendimizi kesmemeyeDevamı

İttihat ve Terakki isimli partinin milletimizin başına getirdikleri kıyamete kadar konuşulacaktır. Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci de son yazısında şunları diyordu: Gerçek milliyetçilik anlayışından mahrum, çoğu Türk aslından bile olmayan bu komitacılar [İttihatçılar], harbden harbe sürükledikleri imparatorluğun çökmeye yüz tuttuğunu görünce, kendilerince bir ideale sarıldılar: Türkçülük… Ziya Gökalp’in ideologu olduğuDevamı

Bir atın var… Güzel güzel yürürken tökezliyor veya durduk yere kişneyip huysuzluk yapıyor. Alıyorsun kırbacı eline; yer misin, yemez misin?!.. Yemesine yiyor hayvancağız da, peki sonra? Sonrası şu: Her tökezlediğinde, her kişnediğinde, her huysuzluk yaptığında, bel kemiğinde odunlar kırılacağını öğrendiği için, tut tutabilirsen! Herhangi bir sebeple sırtından yükünü düşüren atınıDevamı

Geçen günkü yazıda; “terör, bu topraklardan istediğini alamayacak” demiştim ya. Hakikaten de alamayacak. İşte bunun delili Van’dır, işte bunun ispatı Erciş’tir… Büyük bir sınavdı verdiğimiz: Kırk yıldır terör ve dört gündür deprem enkazı… Fakat bu güzeller güzeli coğrafya ve bu koskocaman millet için değil haftalar, aylar ve yıllar; asır diyeDevamı

Bin yıldır birlikte yaşayanlar olarak, hepimizin midesi bulanıyor. Her kimin içindeyse bu safra, artık onu taşıyanın da rahat olması mümkün değildir. PKK isimli kusmuğun öğürülme vakti gelmiştir!.. Hakkı, karanlık bir çalı ardındaki çukura def edilmek olan pisliği içinde tutmaya çalışmak da, ancak sahibine ağrı ve hastalık verir. Şaklabanlıklarla ekran işgaliDevamı