Duygu Bahçemiz (GÜLÜCÜK – Hicran Seçkin)

 
 
Yağmur yağıyordu dışarda…
"Rahmet" yağıyordu yani, bütün mânâsıyla…
Gönlümün kilidinin kırıldığı, dilimin düğümünün çözüldüğü anlardı…
Ve duaya durduğum…
 
Karanlık perde perde kalkıyordu gözümden…
Ve gönlümden…
Nihayet içimin de kanatlandığı demlerde,
bir "kanatlı" süzülüp geçti penceremden…
 
Artık gülücüklerle dolmuş olan, pembe pembe pamuk şekerlerinin bulut niyetine uçuştuğu içimden bir ses yükseldi,
Ve seslendi kuşa; "Selâm söyle ….m’a…"
 
Bilmem vardı mı o kuşcağız tââ oralara?..
Ama selâmım vardı, biliyorum…
Biliyorum, çünkü, selâmımla birlikte, selâmın geldi sanki ve yayıldı içime;
Tıpkı, susuzluktan çatlamış topraklara suyun yayıldığı gibi…
Ve o topraklardaki susuzluktan kavrulmuş her nebâtın o suyla güldüğü gibi, güldü her zerrem…
Gülümsedim; sana…
Gülümsedim; cihâna…
 
"Sana" gülümsemek ve "seninle" gülümsemek, cihâna gülümsemek değil mi zaten?
Cihâna gülümsemeyi de beraberinde getirmez mi zaten, sana gülümsemek?..
Ve sana gülümsemek, cihânın bana gülümsemesinin başlangıcı da değil midir zaten?..
 
Gülücüğüm…

Hicran Seçkin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir