Hindi Cumhuriyeti [30 Aralık 2005 Cuma]

Vicdanın elverip kazıklarsan birini göreceksin: Kazıklanan kişi, kimseye “ben kazıklandım” demeyecek. Peki ya ne diyecek? Ballandıra ballandıra aldığı malı övecek!.. Şaşırdınız mı?
Bize de, gözümüze baka baka “hindi” diyor birileri… Bizler ne yapıyoruz? Bunun neden böyle olduğunun hikâyelerini yazıyor, okuyor, anlatıyoruz yıllardaaaan beri:
Bir varmııış, bir yokmuş…
Neymiş efendim, eski zamanlarda, hem Asya ve hem de Avrupa kıtalarında hindi denen mahlûktan hiç yokmuş… Bize doğumuzdan gelmiş bu hayvan. Hindistan doğu tarafımızda ya, bizler de onun için hindiye “hindi” diyormuşuz! Bu kümes hayvancağızı, Avrupa’ya da, yine kendi doğularından gelmiş ya, yani Osmanlıdan, yani bizim tarafımızdan… O yüzden de, adamcağızlar ne yapsınlar; aynen bizim, Hindistan’dan gelen hindiye “hindi” dediğimiz gibi, onlar da, Türkler tarafından giden bu hayvana da “turkey” demeye başlamışlar imiş… Bak seen!

Ansiklopedilerde diyor ki hindi için: Kristof Kolomb’dan çok önce Güney Meksika’da yaşamış olan Aztekler tarafından ehlileştirilmiştir. On altıncı yüzyılda İspanyollarca Amerika’dan getirilip, Osmanlı memleketlerinde yetiştirilmiş, buradan da bütün Avrupa’ya yayılmıştır… 5-6 ay içinde satılacak-kesilecek hale gelirler… Argoda “hindi” kelimesi; kolaylıkla aldatılabilen, aptal, şaşkın manasına gelir… “Hindi gibi kabarmak” deyimi ise; büyük olmadığı halde büyük görünen, demektir!
Biz, kendi kendimize anlattığımız benzeri hikâyelerle sadece kendimizi kandırıyoruz… Çünkü biz; Hindistan, diyoruz. Hintli veya Hindistanlı diyoruz, “Hindi Cumhuriyeti” demiyoruz… Ama, Gavuristan’da bizim ülkemize; “Hindi Cumhuriyeti” diyorlar…
Yani “Republic of Turkey”
Yarışmalarda, törenlerde, hatta resmi toplantılarda bu ifade kullanılıyor, yazılıyor, söyleniyor: Hindi Cumhuriyeti, Hindi Cumhuriyeti, Hindi Cumhuriyeti!..

İngiliz’in genlerini karıştırsalar merak ediyorum neler bulacaklar!
İlk defa, elbette doğru tahmin ettiniz ki; (kendilerine Great=Büyük diyen) İngilizlerin kaynaklarında rastlanıyor bu alaycı, küçültmeye yönelik ifadeye…
Republic of Türkiye, yani Türkiye Cumhuriyeti ifadesi; önce bir iki satırın arasında “Republic of Turkey, yani Hindi Cumhuriyeti” oluveriyor. Ardından, ayıkla pirincin taşını! Sorsan, belki; “hani sizin de doğunuz, bizim de doğumuz, filan” diyerek geveleyecekler, bıyık altı sırıtarak. Sen de diyeceksin ki: Yalan! Senin doğunda koca bir deniz, sonra koca bir Avrupa kıtası var ve senin niyetin belli!
Sonra şöyle diyecekler:
-İngilizce’de küçük “ü” ve “i” gibi harfler olmadığından, yani Türkiye yazamadığımız için; Turkey, yani hindi yazıyoruz!
Sen gene diyeceksin ki: Bu da yalan! Çünkü yan masanın üzerinde kargacık burgacık Yunan, Japon, Çin yazıları var ve bunlar zor değil de, Türkiye kelimesindeki bir “ı” ve bir “u”nun üzerine nokta koymak mı zor!

Valilik açıklaması, başlığıyla dolaşan bir elektronik posta var bu günlerde, yangınımı serinletti… Hükümete baskı yapmak lazım; bu işe bir çare arayalım, diyor. Bir gün karar vererek “Bundan sonra bizim adımız Habeşistan değil, Etiyopya’dır. Bir yıl içinde, eski adımızla bize gönderilen postaları bile almayacağız” diyen Afrika ülkeciği kadar bile olamıyor muyuz, diye soruyor bu mektup…
Ben mi? Ben ise, 2005 senesinin bu son yazısında… Yarınki yılbaşı için… Bütün İngiltere ve Avrupa (ve ne yazık ki ülkemizde) acaba kaç tane (Tükler ile özdeşleştirilmek istenmiş) hindi hayvanının boğazlanacağını düşünüyorum…
Bir temennide bulunsam yılbaşında;
Güle güle Hindi (Turkey) Cumhuriyeti…
Hoş geldin “Türkiyeeee”,
olurdu benim için!..

Stop
Muammer Erkul
30 Aralık 2005 Cuma


 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir