Muhsin Dağı; “Muhsin Dağı” oldu mu?

MUHSİN DAĞI; “MUHSİN DAĞI” OLDU MU?..
Muammer Erkul
———-

29 Mart 2009 Pazar günü (yani Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğünden 4 gün sonra basılan Türkiye Gazetesi’ndeki Stop köşemde) çıkan yazımın ismi “Muhsin Dağı” idi.
Yazının içinde “O dağın adı artık Muhsin Dağı’dır” cümlesi geçiyordu.

2009 kışı çok şiddetliydi ve o günlerde de İstanbul dâhil yurdun her yerinde aşırı kar vardı. Ben yazımı yazdığımda cenazelere yeni ulaşılmıştı, çelişkili haberler geliyor ve bütün TV haberlerinde (aynı helikopterin içinde bulunan İHA muhabiri rahmetli) İsmail Güneş’in sesi çınlıyordu: “Düştük, bizi kurtarın!”

Sonraki ilk yazı günümde (2 Nisan 2009 Perşembe) çıkan yazımın adıysa “Nizam-ı Âlem’e mektup!” ismindeydi ve “Bu konunun hemen film çekimlerinin başlanması, hatta biletlerin hemen satışa çıkarılması” teklif ediliyordu.
Bunun sebebi neydi ve getirisi neler olacaktı?
Adına kaza “kaza” denen bu büyük organize cinayetin üzerindeki sislere daha 2009’da üflenmeye başlanmış olacaktı… Seçime 4-5 gün kala 54-55 yaşındaki liderini kaybetmiş partinin yelkenleri bu rüzgârla şişecekti… En önemlisi de onlarca yıl büyük emeklerle teşekkül eden Nizâm-ı Âlem Ocakları ipi kopmuş tespih taneleri gibi dağılmayacak; düzgün, inançlı, ahlaklı, saygılı, çalışkan, okumayı seven gençler yeni bir heyecan ve azimle tekrar biri birine mıknatıslanmış olacaktı.

Bir yıl geçti. Muhsin Başkan’ın şehadetinin senesinde (25 Mart 2010 Perşembe) tekrar aynı konuyu “Muhsin Dağı’na…” ismiyle yazıp özetledim… Hem bu dağa gerçek isminin konmasını ve hem de bu olağanüstü ve gerçek senaryonun nasılını ve önemini hatırlattım.
Her yazdığımız olacak veya her olması gereken de hemen olacak diye bir şey elbette söz konusu değil ayrıca bu iş kolay da değil, biliyorum.
Fakat bizim işimiz hatırlatmaktı, uyarmaktı.
Bu kadarla da kalmadı.

2014 sene başında Dîvanyolu isimli dergimin yayınına başladım.
3’üncü sayısında (Mart 2014) bu konu için bir Özel Dosya hazırladım. Yüz sayfalık dergimizin önemli bir kısmında bu kaza (veya toplu siyasi cinayet) hakkında araştırmalar, yorumlar… Helikopterin düşüşünü telefonla bağıra bağıra insanlığa duyuran hatta kaza mahallinde “yabancılar olduğunu da” haber veren rahmetli İsmail kardeşimizin hanımı Yasemin Güneş ile uzun ve çok duygusal bir röportaj da vardı.
Dîvanyolu Dergimizde gene aynı soruyu sormuştum:
Muhsin Dağı; “Muhsin Dağı” oldu mu?

Yıllar sonra, geçen kış (25 Mart 2019) bunca çağrımızın ardından çok şükür ki Muhsin Dağı’na artık Muhsin Dağı ismi tabelası çakıldı.
Fotoğraflarını gördüğünüz bu gençlikten Allah razı olsun… Hayallerimden biriydi, gerçek oldu, inşallah resmiyete de geçer. Bütün kalbimle destekliyorum.
Helikopterle dağa çakıldığında ölenlerin, yaralı olarak kurtulduğu halde meçhul kişiler tarafından katledilenlerin, şarjı bitene kadar kazayı telefonla dünyaya duyurmaya çalıştığı halde iki üç gün sonra çenesi kırılmış halde cesedi bulunan gazeteci kardeşimiz dâhil hepsinin şehadeti kabul ve makbul olsun.
Mesullerinin de hepsini Allah bu dünyada ve ahirette rezil etsin inşallah.
Dualarımız bu memleketin, bu milletin bu ümmetin sevdalıları için.
Dualarımız bu milletin bu ümmetin birliği beraberliği için.
Amin…

 

#MuhsinYazıcıoğlu #MuhsinDağı #muhsindağı #nizamıalem #MekanınCennetOlsunReis #üşüyorum #25Mart2009 #kahramanmarasvaliliği #kahramanmarasbuyuksehirbelediyesi #içişleribakanlığı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir