Çocuklara sorsanız; büyüyünce ne olacaklarını…
Bir kısmı, biraz düşünür ve şunu der:
Dede olacağım…
Çünkü, diye izah ederler sonra…
Çünkü dedelerin ceplerinde o kadar çok şeker vardır ki; kendilerinden artanlar çocuklara bile yeter!
…..
Siz, çocukken ne olmak isterdiniz?
Fakat çocuklar iki şeyi bilmez…
Birincisi şudur: Her dede şeker yiyemez…
İkincisi ve en önemlisi ise; her dedenin ceplerinden şeker bulunmaz!
…..
Sakın bunu çocuklara söylemeyin;
..onlar yine her dedeye, sanki; ceplerinde şeker varmış da biraz sonra kendileri için çıkaracakmış, gibi baksınlar!
Soru ne şimdi, bilin bakalım?..
Yaşlı erik ağacının bile ilk önce çiçekler beliriyor dallarında, sonra meyveler beliriyor, ve sonra çocuklar…
Çocuklar olmasa eriğin tadı mı çıkar!
Bunu bilir ağaçlar ve ha gayret; kara topraktan vitamin emerler, su çekerler, lezzet alırlar…
Peki neden?..
…..
Cevap: Yaşlı erik ağacı, dedelere benzemez de kime benzer?
Dede olmak; dallarına serçeler konmuş ağaçlara benzemektir…
…..
Dedeler zaten bilir… Sözüm, bunu henüz öğrenmemiş ağaçlara!
Dede olmak; uzanmış dallar gibi açtığında kollarını…
Dallara konan serçeler gibi, neşe içindeki çocukların kollarına konmasıdır…
Çocuklar, bir dedenin kollarına kuşlar gibi konmanın “sevinmek” demek olduğunu bilir… Dedeler ise, dede olmanın; kollarına konan çocukları “sevindirmek” demek olduğunu bilir… Bunları, ağaçlar bilmez!
Şimdiyse, soru şu: Çocukları, dillerinin üzerinde eriyecek şekerlerle ve diğer insanları, zamanın eritemeyeceği şekerlerle sevindirmek için, dede oluncaya kadar beklemek şart mıdır?
Stop
Muammer Erkul
12 Haziran 2008 Perşembe