Acizlik, sonradan öğrenilir… [14 Nisan 2011 Perşembe]

Önünüze gelen projelere heveslendiğiniz halde, sonra vazgeçtiğiniz oldu mu?.. Birilerini takdir etseniz de onların bulunduğu yere asla gelemeyeceğinize inandığınız oldu mu? Acaba şimdiye kadar kaç çağrıya kulak kapatıp, kaç hedeften geri döndüğünüzü hatırlıyor musunuz?

Bu köşede on beş sene önce çıkmış yazılarımdan birinin ismi “Öğrenilmiş Acizlik” idi ve kısaca şu deneyi anlatıyordu: Ortasından dikey camla ikiye böldükleri akvaryumun bu tarafına büyük bir balık yerleştirip öbür yanına da küçük balıklar koyuyorlar. Büyük balık diğerlerinden birini yutmak için hamle yapıyor, fakat ağzı cama çarpıyor!.. Birazdan yeni bir balığa doğru hamle yaptığı anda, ağzı yeniden cama çarpıyor… Tekrar ve tekrar deniyor ama her seferinde göremediği, arada duran o cama tosluyor… Sonunda “acizliği” öğreniyor zavallı ve şuur altı “ben onları yiyemem” diyor!
Ve, aradaki cam kaldırıldığı halde; ağzının yanında dolaşan küçük balıklara doğru hamle yapmaz oluyor!..

Sene 1996 olmalı. Bir seminerde hikâyesini dinlediğim o balık aynen bana benziyordu ve arkadaşlarıma benziyordu ve akrabalarıma benziyordu. Pek çoğumuz aynen o balık gibiydik ve ağzımızın önünde dolaşan nice fırsatlara bakıp “ben onu yiyemem” diyerek hamle bile yapmıyorduk!

İstatistiklerle şunu bulmuşlar: Büyüyünceye kadar, yakın çevrelerinden 140-150 bin defa; “asla deneme, sakın elleme, dokunma, kırarsın, bozacaksın” ve benzeri olumsuz sözler duydukları için, pek çok çocukta; “yapamama, başaramama, vazgeçme” gibi hususiyetler gelişiyor ve kendilerine olan özgüvenleri kayboluyormuş!..
Özet olarak; acizlik sonradan öğreniliyor…
Siz hiç “yapamam, alamam, vazgeçerim” diyen bir bebek/küçük çocuk gördünüz mü?

Stop
Muammer Erkul
14 Nisan 2011 Perşembe

2 yorum

  1. Şu sizin bize ettiğinizi(!) kimse etmiyor!
    Çünkü herkes bize “yat yat, uyu uyu!” derken, siz; “kalk kalk, koş koş!” diyorsunuz.
    Uyumak her halükarda koşmaktan kolay elbette…
    Ah bi de siz dürtmeseniz böyle yazılarla/sözlerle!
    😉

    Tembel

  2. Amerika’da cambaz ipte yürürken, izleyenler “başardı, başaracak” diye izlerlermiş. Bizde ise “düştü, düşecek” diye.
    Batı kompleksi olarak algılanmasın ama bence çarpıcı bir teşhis bu.
    Bir öğretmenimiz anlatmıştı. Bir gün eve geldiğinde daha lisede okuyan oğlu “baba arabanı sattım” demiş.
    Babası kısa bir şaşkınlıktan sonra “hadi hayırlı olsun” karşılığını vermiş. Peşine de eklemişti hocamız. ” Oğlum şimdi oto alıp satıyor. İki tane galerisi var”.

    Bir de soru. Balıkların hafızası iki saniye değil miydi?..
    🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir