Millet, uyanın!..
Koca bir deniz gibi; ayak parmağımızla henüz ucundan dokunduğumuz yeni bin yılın bütün çorapları başımıza örülürken, sadece sürünün koyunları otlamakla meşgul…
Önümde BİN YILIN KİTABI duruyor, okunmayı bekleyen…
Tartışılacak şimdi; kitap mı bizi bekliyor, yoksa biz mi bu kitabı bekliyorduk?..
A’hah işte bu kadar kiloluk ben; nasıl, nah şu kadarcık bir hap bekliyorsam içmek için hasta olduğum zaman; işte bu kitap ta, “içilmek ve sindirilmek” için bizi bekliyor. Çünkü,, çünkü müthiş bir hastalık tespit ve teşhis edilmiş bu kitapta! Üstelik ilacı da söylenmiş…
Bilgisayarına virüs bulaştığı zaman bile doktora koşanlardan bazıları geri kasılacak şimdi: “Biz, sekiz-on kitaptan başkasına para vermeyiz!..”
Milyonlarca insan salgına yakalanmış tavuklar gibi gidiyorken, birileri “hangi marka enjektör kullanalım” derdinde,,, olmamalı!.. Öyle değil mi?..
Dinler arası hoşgörüden, light islamdan, erotik İncillerin cazibesinden bahseden üçüncü bin yılın kitabından bahsediyorum, işte önümde duruyor; ateş gibi!.. İçini yakacak bazı insanların, biliyorum; insanlar yanmasınlar diye!..
(Ayrıca bu kitap, yazarının şehadetine sebep olur mu, Allah bilir; ama bu kitap çok kişinin kurtulmasına sebep olur, inşallah…)
Bir zamanlar… Ortaokul öğretmenlerimizin her şeyi bildiğini sanacak yaştayız… Çocuklardan biri soruyor:
“-Yani hocam, Müslüman olmayanlar da mı cennete girecek?..”
“-Tabii ki, diyor kadın. Bütün dinleri Allah göndermedi mi!..”
Donup kalıyorum, çoğu arkadaşımla birlikte… Çünkü bir çocuk için öğretmeninin “bilmiyor olması” ihtimal dahilinde bile değil o yaşta… Cümle kafamda çalkalanıp duruyor… Ya yalan diyorum bu iddia, veya “İslamın son hak din olduğunu” anlatmak için didinen ecdadımızdan yüz binlerce insan boşu boşuna ölmüş. Karar vermekte zorlanıyorum…
Geçen gün bahçe duvarı ören amelelerle oturmuş peynir ekmek yiyorken biri diyor ki;
“-Müslüman veya başka dinden, mühim değil; önemli olan insan olmak!..”
Zihnimde gene sorular uçuşuyor mu dersiniz küçük bir çocuk gibi? Hayır, çünkü “bilmeyenlerin daha çok-ölçüsüz” konuştuklarını bilecek yaştayım…
Ve dün, uzun zamandır beklediğim (Mehmet Oruç imzalı) DİNLERARASI DİYALOG TUZAĞI (Arı Sanat Yayınevi: 0212. 520 4151) isimli kitap geçiyor elime. Ürperiyor ve bu kitabı size duyurmazsam hesabını verememekten korkuyorum…
“Önümde bin yılın kitabı duruyor” dedim ya az evvel, abartı değildi.
Belli ki; bu bin yılda mücadele işte bu konu için verilecek. Dinler arası hoşgörünün anlamı nedir ve kimin tezgahıdır, yakında çıkacak ortaya…
Bu konu çok konuşulacak konuşulmasına, ama korkarım; damarlarımıza zerk edilmiş olan bu zehir de çok zavallının mahvolmasına sebep olacak!..
Stop
Muammer Erkul
15 Ekim 2003 Çarşamba