Avizesini parlatıyor sahibi ve ışığı binlerce huzmeye ayırsın diye kristal toplar sarkıtıyor boşluğa… Eskilerini sökerek en yeni ampullerden takıyor duylara… Orta çembere bitişik daha küçük avizeler de var ve onlardaki ampuller de zor sayılabilecek kadar çok ama hepsi de aynı hatta bağlı.
Asla hata istemiyor, titizleniyor, işinin uzmanı olan ev sahibi. Masraftan kaçınmıyor, zaman çalmıyor, tembellik yapmıyor. Doğru da yapıyor…
Yanlış olan ise şu: Binlerce ampullü muhteşem avizenin elektrik hattı kopuk!
Faciayı düşünebiliyor musunuz? Her şey var, ama bir şey yok!
Yani o bir tek şey olduğu için ve ancak o olduğu sürece kıymeti var diğer yapılanların…
Yoksa o adamın bütün çabaları; hava kararıncaya kadar geçecek süre boyunca kendisini izleyenlere hava atmaktan bir adım öteye geçmeyecek!
Yoksa bu; bir okul sınavından daha mı az önemli?
O bir yanlış ya her doğruyu götürüyorsa!..
Dünya işlerinde üç beş yanlış en fazla bir doğruyu götürür.
Sonsuzluk yolunda, bir yanlışın her doğruyu götürebileceğini bilen kişi, hiç dikkat etmez mi?
Gâvur bozması fıkralarda; imanının (inanan kişi olmasının) en temel kaidelerle alay edilmesine güler mi?..
Cennetin kapısında (hâşâ, asla öyle değil) beklediği, gelenlere de güya “oğlum” dediği ve kendisiyle güya pazarlık da yapıldığı söylenen bir tanrı imajına… Cehennem kapısında kandırılıp atlatılmaya çalışılan Zebani melekleri imajına… Yanlış aranmaya çalışılan kutsal kitaplar ve saf yerine konulmaya çalışılan peygamberler imajına… Saçma tasvirlerle hafife alınmaya çalışan ahiret günü, sırat köprüsü, mizan terazisi, kader, Münker/Nekir gibi konuları hafife almak için uydurulmuş ahmakça esprilere neden karşı çıkmaz?
Ve nasıl gülerek, çocuklarına öğretir!
Bir yanlış her doğruyu götürür bazen.
Avizenin bin lambası bir işe yaramaz, eğer kablo kesikse!
Stop
Muammer Erkul
17 Eylül 2009 Perşembe
Doğru söze ne hacet? Bunun üzerine yorum yapılmaz, kalemine sağlık denir. SAYGIYLA.
YILDIZ
Muammer bey,
edebi üslubunuzu emr-i bil marufta kullanma tarzınızı çok takdir ediyorum.
TUĞRACI 🙂
Allahü teala razı olsun, seçilmişsiniz na kadar şükretsaniz az. Biz takdir eksek ne olur etmesek ne, ama şükrediyoruz sizi tanıdığımıza, hayır tanıtıldığınıza ve dua, dua, dua, Rabbim eksikliğinizi göstermesin…
AYŞENUR
…………
CEVAP YAZMAK LAZIM OLDU:
Evde kitap okurken, “ne güzel ki odam ışıl ışıl aydınlık” deseniz, ne siz ve ne de bir başkası bu şükrün duvar içinden geçip size ulaşan kabloya veya yakınınızdaki ampul isimli cam parçasına olmadığını bilir.
Suyun elektriğe döndüğü yer (yani asıl aydınlandığınız yer) belki size binlerce kilometre uzaktır.
Lamba bilir neyin nerden geldiğini, aslında herkes bilir…
O yüzden hepimizin duası hepimize, kısa kesmek daha iyi…
Fakat ciddi olarak duaya ihtiyacımız var, çünkü okurken o kadar problem yok ama yazarken sanki yaylım ateşi ve sıktığın tek mermi, bir tek harf yanlış noktaya isabet etse, adamı asacak bin tane ip hazır beklemekte!..
Muhabbetle. M:-)
Böylesine önemli bir konuya değindiğiniz için çok teşekkür ederim.
Allahü teala sizin gibi düşünenlerin sayısını arttırsın inşallah.
Yüreğinize sağlık.
NURSAL
Doğruyu bilmek, bunu ifade edebilmek, ifade ederken ince nüanslarla bunu daha vurgulu hale getirebilmek…
Rabbimiz kaleminizin gücünü daim etsin, bize de bu yazılarla hatalarımızı fark edip daha dikkatli olabilmeyi nasip etsin İNŞALLAH.
DR. ANESTEZİ