Büyük “SIRRIMIZ” [26 Temmuz 2001 Perşembe]

BÜYÜK BİR SIRRIMIZ VARDI ASLINDA, TAA İŞİN BAŞINDAN BERİ;
BELKİ KİMSELERİN BİLMEDİĞİ, BELKİ DE HER GÜN HAYKIRARAK ANLATSAK BİLE, KİMSELERİN DUYMAK İSTEMEDİĞİ, KİM BİLİR!..
AMA YİNE DE BU SIRRI; ARADAN
TAM YEDİ YIL…
KOSKOCA 7 SENE GEÇTİKTEN SONRA AÇIKLIYOR OLMANIN EZİKLİĞİ VAR İÇİMDE…
Bu hafta YEDİNCİ yaşımızı bitiriyoruz… Artık “büyüyor” muyuz, ne!.. Peki “büyümemizi” isteyen var mı? Büyümemizi, yani olgunluğu; “asık suratlılık” sananlar gibi görünmemizi?..
Demek yok; zaten biliyordum böyle diyeceğinizi!

94 Temmuz’unun son günlerinde başlamıştı köşemiz.
Meşhur 94 krizinin ardından, kendi halindeki işyerim Merajans’da tepinip dururken; “içinde fıkra ve fıkramsı yazılar bulunacak bir köşeye” ihtiyaç olduğu haberi geldi gazetemizden.
Genel yayın müdürü İsmail Kapan’dı o zamanlar. Yani, o günkü düşünceleriyle; “Böyle köşe olmaz, hemen kaldıralım”cıları; “Yahu durun!.. Biraz bekleyelim de neler olacağını hep birlikte görelim” tavrıyla susturup, Stop’a mühim bir engel atlatan İsmail abi…
Malumunuz; “Stop” isminiyse Enver abimiz koymuştu…

Stop köşesi yayın hayatına başladığında, kalbim “tıkırdayarak” günleri sayıyordum; “Üçüncü gün-Onuncu gün-Yirmibirinci gün…” Çünkü “ÇOOOK BÜYÜK bir hayalim” vardı ki, o da şuydu: “ÜÇ RAKAMLI GÜNLERE ULAŞMAK!”
Yani bir gazetede her gün yazı yazarak, 99. (doksandokuzuncu) günü aşmak!..
…..
Beklediğim “imdat” sizden gelecekti…
Ve, kısa süre sonra “MEKTUPLARINIZ” gelmeye başladı; ki onlar bize yol açtı, onlar bize yön çizdi, onlar yürüme gücü verip inancımızı kuvvetlendirdi… Bazısı artık bizi “günlük olarak” takip edemese bile, gerçekten her birine minnet ve bağlılık duyduğum yedi-sekiz yaşından yetmiş-seksen yaşına kadar, her yaştaki genç hanım ve delikanlıdan gelen yüzlerce, binlerce mektup aldım… Ajans açıkken on bine kadar sayabilmiştim, ama sonra ipin ucu kaçtı…
İşte; sizin için, sizinle birlikte, ve sizden aldığımız güçle 7. (yedinci) seneyi de bitirdik… Ama, inanın içimde hâlâ; YÜZÜNCÜ GÜNÜ GÖRME “tık tık”lar var!..

Yıllardır pek çok kişi merak etti, pek çok kişi de sordu çeşitli programlarda;
SIR NEYDİ?..
…..
Çocukluğundan beri yaklaşmaya çalıştığı hayali “İŞTE BU” olsa bile; neticede bunca insan arasından “herhangi” bir genç adamı… Bundan tam yedi sene evvel… Öyle herkeslerden farklı herhangi bir özelliği dahi yokken… Yani, kelimenin tam anlamıyla; durup dururken… Bu ülkenin en büyük gazetesinin… Hem de her gün yazabilen bir köşe yazarı yapan “GİZLİ SIR” neydi?..
…..
İşte şimdi, gerçekten “SIKI” durun!
Çünkü bugün;
SIRRIMIZIN NE OLDUĞUNU AÇIKLIYORUM…
…..
Bu “SIR” elbette bir “bilinmeyen” değildi…
Belki gözümüzün önündeydi de, onun; “işin sırrı” olabileceğinin “bizler” farkında değildik!..
Aslında “değildik” dersek yanlış olur… Demek ki farkındaydık veya fark ettirildik ki, bu noktaya kadar gelebildik…

Evet!..
BUGÜN, İLK DEFA AÇIKLIYORUM BÜYÜK SIRRIMIZI:
Biz… Bunca senedir…
Özellikle de STOP KÖŞESİ’nde yayınladığımız yazılarda… Hem çok özel… Ve de o güne (7 sene öncesine) kadar pek kimselerin kullanmayı akıl etmediği;
“FARKLI BİR ALFABE” KULLANIYORDUK!..
…..
Farklı bir alfabe kullanıyorduk…
Alfabemiz farklıydı; işte bu yüzden seviliyor ve okunuyorduk…
Alfabemizi… Yani içinde “BÜYÜK SIRRI BULUNDURAN” bu özel alfabeyi, işte bugünün hatırına, yani yedinci senemizi bitirip sekizinci senemize adım atmaya hazırlanırken “sizlere de” açıklıyoruz;
Kullanmanız dileğiyle…
İnanıyorum, ve biliyorum ki; KALPLERİNİZDE bu güne kadar kalmamızı sağlayan ALFABEMİZİN SIRRINI ÇÖZMEK sizin için çok kolay olacak, ve hatta bir an önce kullanmaya da başlayacaksınız…
 

 

Stop
Muammer Erkul
26 Temmuz 2001 Perşembe

 
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir