Dünya Türkçe’yi tanıyor
Bazen güzel haberlere ihtiyaç duyuyoruz… Belki de şu okuyacağınız haber herkesi pek fazla ilgilendirmeyecek, ama ilgilendirenleri de ilgilendirecek hani ve sevindirecek…
American Online’a bağlı şirketlerden Tegic Communications, cep telefonları ve internet sitelerinin büyük bir çoğunluğu tarafından kullanılan T9 adlı yazılımına Türkçe’yi de dahil ettiğini açıkladı. Dünyadaki telekomünikasyon şirketlerinin yüzde 90’ından fazlasının kullandığı T9 yazılımına Türkçe’nin eklenmesi ile birlikte cep telefonlarında ve pek çok internet uygulamasında Türkçe kullanılabilecek. Bu uygulama sayesinde başta AOL ve ICQ olmak üzere pek çok internet sayfasında da Türkçe harfler tanınacak.
Tegic Communications’ın Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Don Davidge, müşteri talebi alan linguistik veri tabanları arasında Türkçe’nin en üst sıralarda olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu yüzden Türkçe’yi hemen ‘en öncelikli’ listemize koyduk. Bu çalışmanın bir diğer sebebi de Türkiye’deki kablosuz iletişim pazarının inanılmaz bir hızla ilerliyor olması.”
T9 dünyada yıllık kablosuz telefon üretiminin yüzde 90’dan fazlasını karşılayan büyük tüketici elektronik ve iletişim ekipmanları üreticileri tarafından lisanslanmış durumda. Nokia, Ericsson, Motorola, Benefon, Bosch, Fujitsu, Hyundai Electronics, Mitsubishi, NEC, Panasonic, Sagem, Samsung, Qualcomm, Sanyo, Siemens, Sony gibi üretici sirketlerin yanı sıra Airtouch, AT&T, Sonera, Mannesman, Vodafone, telefonica, Telia, British Telecom, Orange ve Sprint gibi iletişim servis sağlayıcıları da T9 kullanıcıları arasında bulunuyor.
…..
Böyle iyi bir haberden sonra bir “iyi haber” daha size:
Okuyucularımızdan (ayrıca bir dergide de yazmaktadır) Sultan Yürük hanımın bir süredir elimde beklettiğim yazısını sizlere sunuyorum:
Ayaklarının izlerini seviyorum
Gönlümün kıyılarında gezinip durmakta hayalin…
Sahillerimde ayak izlerin kalıyor…
Ayak izlerin sıradan değil, biliyor musun?
“Demek, sıradan olmayanların ayak izleri de sıradan olmuyormuş” diyorum.
Ayak izlerini, seviyorum!..
Ve içimdeki deniz; yalayıp durmakta, sahilimde kalan öpülesi ayaklarının izlerini…
Ve de usul usul sokulup, sana dokunup durmakta… Güneş vurmuş gibi kızarmış yanakları; utanmış olmalı, diyorum!..
Tek aşinası sensin kumsallarımın… Nedendir bilmem, senden başka kimsecikler uğramaz buralara.
Ya da tek sana açılıyor bu sahilin kapıları.
Ve de olanca güzelliği bir tek sana sunmakta…
Makuldür…
Sabahın ilk saatleri bu.
Gecelerim; koyu lacivert renklerinden ilk sana soyunmakta.
Ve; günün ilk ışıklarıyla birlikte, hayalinin rengiyle bütünleşip, pastel tonların, muhayyilendeki tonunu kuşanmakta…
Yosun kokuyor martıların sesleri!..
Bayılıyorum!..
İyi ki varsın, diyorum.
Zira yokluğunda, fırtınalarım kum savururdu buralarda…
İyi ya;
Ya senin içindeki denizden ne haber?
O da beni gezindiriyor mu kıyılarında?
Ve ayak izlerime ve bana dokunup duruyor mu?..
Gizli gizli okşuyor mu hayalimi?..
Ve; uyutuverecekmiş gibi bağrında beni, mahmurlaştırıyor mu senin gözlerin gibi benim de gözlerimi?..
Suss…
Konuşma.
Sen hep sus!.. Kokusunu duyduğun yosunlar gibi sus!..
Martıları kim anladı bugüne kadar?
Üstelik de çığlıkla anlattıklarının sırrına kim erdi?
Ama, sabahın bu ilk saatlerinde, martılarımın ilk çığlığını, bir demet halinde, iyot kokan sahillerim ilk sana duyurmakta…
Yosun kokuyor martıların sesleri…
Ayak izlerine bitiyorum…
Ayak izlerini büyütüyorum!
Sularım çalkantıda!
Ayak izlerine doluyorum!
Ayak izlerine bir sandal, iki de martı düşürüyorum.
Seni seviyorum…
Seni seviyorum…
Bu yosun kokuları hiç bitmesin…
Ve sen; gönlümün kıyılarından hiç eksik olma diyorum!
Terledikçe açıl denizlerime,
Zira ihtiyacımızsın…
Mahrum kalmasın suyum tuzundan, mahrum kalmasın sahillerim ve yosunlarım kokundan.
Esirgeme ayak izlerini sahillerimden.
Ayaklarının; izlerini, seviyorum!..
Seviyorum!..
Seviyoruum!..
S. Yürük
Stop
Muammer Erkul
07 Temmuz 2000 Cuma