Elektrik mühendisi Emre Çetin (sağda) Enver Ağabey’i tanıdıktan sonra hayatının değiştiğini anlattı.
Ben ilk gördüğümde Enver Ağabey’e sarıldım, o da bana sarıldı; sanki 10 yıldır tanışıyormuşuz gibi…
Kıbrıs’tan döndüğüm 19 Ocak 2007 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı’na indim. Annem, dayımın oğluyla birlikte beni havalimanında karşıladı. Yola çıktıktan sonra, "Seni, Enver Ağabey ile görüşmeye götürüyorum" dedi. Ben şaştım kaldım; nasıl olacak, ne yapacağım derken, Kuzuluk’taki evlerinin önünde buldum kendimi. Muzaffer Narman, beni karşıladı, "Çok şanslısın" dedi ve yanlarına geçtik. Tabii ki bende hâlâ bir şaşkınlık devam ediyor. Enver Ağabey hâlimizi hatırımızı sorduktan sonra öyle güzel şeyler anlatmaya başladı ki pür dikkat onu dinledik. Sonrasında bana sordu; "Ne iş yaparsın, kimsin?" Ben de kendimi anlattım ve bana dua etti. Görüşmenin sonuna geldiğimizde ise "Hatıra fotoğrafı çekinelim" dediler. Ben Enver Ağabey’e sarıldım, o da bana sarıldı; sanki 10 yıldır tanışıyormuşuz gibi… Bu nasıl bir inceliktir anlayamadım. Fotoğraf çekilirken,"Gül bakalım" deyip sırtıma hoşca vurdular. Fotoğrafta görüldüğü gibi dişlerimiz gözükecek şekilde güldük. Yanlarından ayrıldığımda ise sevinçten havalara uçuyordum. Günler, aylar, seneler geçti. Okul, askerlik derken evlilik zamanı geldi çattı. Enver Ağabey’e, "Osman Çelik Abi’nin kızı Zehra Hanım’a talibiz efendim, ne buyurursunuz" diye sorduk. "Hayırlı mübarek olsun" dediler. Ne olduğunu anlayamadan 6 ay içinde evlendik. Şimdi çok mutluyuz, elhamdülillah. Bunun tek sebebi ise Enver Ağabey’dir. Nur İçinde yatsın, mekânı Cennet olsun.
Emre Çetin (Türkiye "Hoşsada" sayfası / 6 Mart 2013 Çarşamba)