Muammer Erkul’lu hatırlar: 5
ÖLÜM ALLAHIN EMRİ; AYRILIK OLMASAYDI…
Haftasonuydu. Gecenin ilerleyen saatleri…
Ben, odama kapanmış, salı günü çıkacak yazımı toparlamaya çalışıyordum.
Bekarız daha. Arkadaşlar salonda gece haberlerini seyrediyorlar TGRT’de.
Önce Bilal’in sesi geliyor:
– Süleyman! Gel, gel habere bak!
Ben aldırış etmiyorum, yazıma devam ediyorum. Bu sefer Ali Kaya sesleniyor:
– Koca Trakyalı bi bak! Çok önemli be!
Yok!… Kimse odamdan ve masamdan söküp alamıyor beni. Sonra kapı açılıyor. Kim olduğunu hatırlamıyorum; Bilal mi, Ali mi, (rahmetli) Hetem mi, yoksa Mehmet mi?!
– Barış Manço ölmüş, diyor.
Barış Manço mu ölmüş? Nasıl yani!..
O anda toparlayamıyorum kendimi… Koşarak salona gidip televizyona bakıyorum. Sonra odama dönüyorum. Ama bir daha yazıma dönemiyorum.
Oturuyoruz biraz daha… Hani haberler devam eder, ayrıntıları öğreniriz diye…
Bu arada herkes bir şeyler anlatıyor Barış Manço hakkında… Anlıyorum ki; herkesin duygularına dokunmuş rahmetli…
Salı akşamı yerel kanal olan (Çorlu) Olay Tv’de televizyon programım "HEYBE" var. 13. ve son program… Veda edeceğim ve 3 hafta sonra askere gideceğim.
Bütün çıkan yazıları, görüntüleri toparlıyorum. Evet… Son programı Barış Manço ile yapacağız.
Misafir koltuğuna, A4 kağıdı büyüklüğünde, elimle çizdiğim Barış Manço resmi iğneliyorum.
Program başlıyor. Bir yazı okuyorum… Bir telefon alıyorum… Bir parçası çalınıyor… Hissediyorum… Programa alaka var. Programın yarısına yaklaşıyoruz. Reklam arası…
Reji’den geliyorlar:
"Bir misafirin var, diyorlar… Programa katılmak istiyormuş."
"Kim?" Diyorum.
"Muammer Erkul’muş" diyorlar…
Elinde yeni yazdığı Barış Manço yazısı (Hatırladığım kadarı ile Gülpembe ile ilgiliydi) ve dosyasıyla Muammer abi stüdyonun kapısından bana bakıyor.
Barış Manço’nun koltuğuna onu oturtuyorum. Kendi yazısını okuyor. Program akıp gidiyor…
Veda programı, yaptığımız en uzun program oluyor. Yaklaşık 3 saat sürüyor…
Dile kolay, 11 sene olmuş…
Onun şarkıları ve programları ile büyüdüğüm için çok şanslı hissediyorum kendimi…
Ve… Rahmetle anıyorum. Rahmetle ve güzellikle…
Süleyman Eldeniz
Not: Üzülerek söylemeliyim ki; bu son program da dahil birçok arşivim taşındığımız sırada kaybolmuştur. Ayrı bir yazı konusudur.