Muammer Abi Merhaba, Bilmek ister misin görüşmeyeli neler yaptığımı? : )
Bir hayal kurdum.
Sen, başarabilirsin dedin. Annem yapabilirsin dedi. Ben inandım.
O yardım etti, gerçekleşti. Ama, daha çok istediğim bir şeyi vermedi bana. Çok istediğim bir şeyden mahrum bıraktı. İçimde bir burukluk…
Şımarıklık değil Muammer abi, uğrunda çok emek, çok zaman, çok sağlık harcadığın bir şeyin elinden gitmesi bu. Burukluğumun nedeni bu. Seni özlemişim. Ama onüç yaşında bir çocuğa umut vermek pek iyi değilmiş Muammer abi. Hele de bu çocuğun sözlerine inanması. "İnanırsa her şeyi yapabileceğine" inanması. Mücadele etmesi. Ve işin kötüsü başarması. Önüne konan engelleri aşması.
Dediğim gibi, bir yerde sendeliyor bu çocuk. Sonra durup bakıyor geriye. Bir iç hesaplaşma yaşıyorum, bir döküm belgesi çıkarıyorum bu akşam. Sonra mırıldanıyorum:
"Yolundaydı herşey, ben bile yolundaydım ama kıyıya vardığımda kendimi unuttuğumu anladım karşı kıyıda."
Gazeteden kesip saklardım yazılarını. Bazı yazılarını da annem keser, görebileceğim bir yerlere (genellikle süslenirken görebileceğim şekilde aynaya) asardı.
Şimdi ailemin yanından uzakta, hayalim, idealim olan yerlerde okuma yolcusu olduğumdan bu yana altı sene geçmiş ve ben bir yerde kendimi unuttuğumu farkediyorum.
Sözlerini özlemişim. Açıp okumak iyi geldi. Siten çok güzel olmuş.
Belki bu sitenin yapılmasının milyonlarca hayrından biri de bu akşam benim karşıma çıkmasıdır. Okurken, sanki annem de yanımdaymış gibi geldi.
"Mut" nedir Muammer abi? Ben sanki kendimi bir virüse; "mut"suzluğa yakalanmış gibi hissediyorum bu akşam. "Mut" yoksa "söz"ler midir? Kelam-ı kibar olan sözler… O zaman bana biraz söz biraz mut verir misin?
Sevgiler kere sevgiler
Seyrüsefer
Bu hikayeni, daha uzun yazsaydın ya keşke…
Ve hoşgeldin yeniden…
M:)