İrem’in yazdıklarını okuyunca kendimi gördüm bir an… 🙂
Sene 1996 Sevim ablam tanıştırmıştı Muammer abi ile beni.
Önce kendi okur, sonra bazen telefonda bana okurdu. Sonra Türkiye Gazetesi’ne abone olup, orta sayfayı biriktirmeye başladım. Tavan arasına çıkıp karıştırırdım gazeteleri bazen. Dokunmayı… Hissetmeyi, okuyarak o yazıları severdim. Eve indiğimde yüzüm gözüm kararmış olduğu için gülerdi ablam.
Okulda çok sevdiğim Bosnalı bir arkadaşım vardı. Şejla…
Ona okurdum Almancaya çevirerek yazıları…
Bul Beni isimli kitabı çiktıgında ne heyecanlanmıştım. Düzce’de kitapçılarda bulamadım. Yayınevinin ismini de bilmiyorum… Türkiye gazetesini aradım sormak için… Bana Muammer abimin telefon numarasını verdiler. Nasıl heyecanlanmıştım…
Numarayı çevirirken Kafamda plan yapıyorum, şöyle dicem, böyle dicem, nasıl onu sevdiğimi, seni seviyorum demeyi ondan öğrendiğimi anlatacağım…
Derken… Karşıdan bir alo sesiyle herşey silindi. 🙂
Zar zor kitaba nasıl ulaşacağımı sorabildim,cevabımı aldım ve telefonu hızlı bir şekilde kapattım. 🙂
Şimdi yine o heyecanı yaşayabilir miyim acaba?
Ya Muammer abi… İyi ki varsın…
İyi ki hayatımda iz bırakanlardansın…
Teşekkür ederim paylaştığın ve paylaşmamıza vesile oldugun güzellikler için…
Havva Yaşaroğlu