Şiirdeki melodi
Dostlar…
Köşemiz son şeklini aldığından beri, görüyorsunuz sizden gelenlere yer vermeye çalışıyoruz.
Bu, hem Stop’un rengine renk katıyor ve hem de “köşenizi” zenginleştiriyor.
Adını “Sevgi Köşesi” koymuş olduğunuz bu köşeye böylesine sahip çıkıyor oluşunuzdan dolayı sizlere bir kere daha hayranım…
Yine, kendinize yakıştırmış olduğunuz; “Sevgi Ailesi” üyeliği çerçevesinde bana tanımış olduğunuzu bildiğim salahiyetten güç alarak size (yüreğinize) “dokunmaya” çalışmaktayım. Son zamanlarda şiirleriniz geliyor ve pek çok mektupta bu şiirlere de “dokunmam” isteniyor.
Bunu pek yapmıyorum. Yapmamaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki; şiir yazan insan “hassas” insan… Çok çabuk kırılıyor. Fakat kırılganlığımızı “öğrenmeye mani olma sınırlarından” da kurtarmamız, çekip çıkarmamız lazım, öyle değil mi?..
İlhan Palalı arkadaşımızın gönderdiği şiirleri beğeniyorum. Yayınladıklarımdan sizlerin de hoşlandığınızı umuyorum.
Epey zamandır (anlatmak istediğim konuya uygun) beklediğim örnek yine ondan geldi. İyi ki geldi; çünkü bu şiirle (arzu edenlere) bir “kalıp” göstereceğim.
Önce şiiri okuyalım:
SENDEN KALAN
Her renkle misâlin var, gitmene gerek yok ki,
Akta kaybetsem bile, karada buluyorum!
Gönlüm bu sevdâdan hiç kurtulmayacak, ki;
Nereye baksam seni, orada buluyorum!
İşte yine o sahil, dalgalar ve bir de ben…
Gün batar, deniz uyur, martılar da gidiyorken,
Ben bir köşede sessiz, hâlâ seyrediyorken,
Şöyle bir göz attığım, sırada buluyorum!
Sevgi sınır tanımaz, ne yakın der, ne uzak!
Eğer yol-yordam bilse, dünyayı arayacak!
Senin bana bir miras ve hatıra olarak,
Gönlümde bıraktığın yarada buluyorum!..
İlhan Palalı
Şimdi bu şiirdeki heceleri sayıyoruz. İlk mısra 14 heceye oturmuş. Öyleyse aynı hece sayısı korunmalı…
Her 14 hece 7+7 olarak bölünmüş.
Bu da; 3+4/3+4 halinde dizilmiş…
Şiirdeki “melodi” bu şekilde yakalanıyor.
Kalıba şöyle de bakabiliriz:
Her renkte (3) misâlin var (4), gitmene (3) gerek yok ki (4)
Yani ilk satırı;
– – – – – – -/- – – – – – –
böyle bir hece kalıbının üzerine dizmişsen, son mısraya kadar tamamını aynı kalıba döşeyeceksin.
Bu dünyanın en kolay işlerinden biri. Üç defa alıştırma yapmaya bakar… O yüzden hiç kimse; “Ooo, bu iş karışık, ben aklıma geleni aklıma geldiği gibi yazarım” demesin!..
Şimdi, (kelimelere ve mânâlara dokunmadan) aynı şiiri ben yazmış olsam şöyle dökerdim herhalde kâğıda:
SENDEN KALAN
Her renkle misâlin var, gitmene gerek yok ki;
Kaybetsem bile akta, karada buluyorum.
Bu gönlüm sevdândan hiç kurtulamayacak ki
Nereye baksam seni orada buluyorum!
O sahil işte yine, dalgalar ve bir de ben…
Gün batar, deniz uyur, martılar da giderken
Ben sessiz bir köşede hâlâ seyrediyorken
Şöyle bir göz attığım sırada buluyorum!
Tanımaz sevgi sınır ne yakın der ne uzak
Yol-yordam bilse eğer dünyayı tarayacak
…………..
Gönlümde bıraktığın yarada buluyorum!..
Bende bir zamanlar gördüğüm şiirlerin hecelerini çözmek ve melodisini dinlemek alışkanlık haline gelmişti.
Bu “hobi” size de tavsiyemdir!..
Yukarıdaki sondan ikinci mısrayı tamamlamayı da deneyin isterseniz…
Bu arada (kendisinden izinsiz) şiiri üzerinde “çalıştığımız” İlhan kardeşimize de hep beraber teşekkür ediyoruz.
Sırası değil belki, ama bir Uyarı yapayım sizlere. Mektuplarınızın arasına bile (yazarının adını yazmayacağınız) başkasının şiirini lütfen koymayın… Unutmayın ki ben bütün şiirleri ezbere bilmiyorum ama diğer okuyucular bazı şiirlerin aslını bana gönderiyor!.. Bu durum da hiçbirimize yakışmıyor…
Anlatabiliyor muyum?..
——————————————————
Öğrendim ki
Acı çekmek, öğrenmenin en zor ama en kesin yoludur.
Stop
Muammer Erkul
15 Temmuz 1999 Perşembe