Jeton düştü ansızın: Karne günü demek; “kâr ne” günü demektir!
Öyle ya; bu kadar gittin geldin de yolunda, bu kadar durdun çatısının altında; yazdın, çizdin, dinledin şu okulda… Şimdi görme vaktidir; neyi anladığının ne kadar öğrendiğinin…
Yani bu kadar zaman verdin de iyi mi ettiin, kötü mü? Kâr mı ettiin, zarar mı?..
Yani karne günü; aslında “kâr ne” günüdür!
Öyle, değil mi?
Bazı dostlar şimdi bu satırları; dünyadaki işlere, ölüme ve ötesindeki hesaba bağlayacaklar. E, bağlasınlar! Fakat şimdi bu satırların okunduğu pek çok evde; minik ellerin getirdiği karneler var. Bu karnelerin üzerinde küçücük kutucuklar ve bunların da içinde rakamlar, puanlar, notlar var… İşte bunlar (her şey olmasa bile) çok şey demek!
Ders: Matematik… Konu: Sana verilen zaman… Sen, elinde olan saatlerde, gün, hafta ve aylarda ne yaptın? Yıllar nasıl geçti? Son saati nasıl kullandın, onda ne yaptın?..
İşin aslı; hep bir saat!.. Bitirdiğin şu bir saat ve başladığın bu bir saat… Yani hep o “bir” saatin içindesin ve ondan her zaman mesulsün!
Bizim yanılgılarımızdan biri de bu; atlar gibi yanımızdakine bakmak! Acaba yanımızdaki ne yapıyor! Bundan bize ne ki? Karnemizin üzerinde başkalarının seviyeleri yazmıyor ve yazmayacak; kendi durumumuzdan sorumlu olan ilk önce biziz!
Karnede “kârımız” ortaya çıkar! İşte bunu anlamak, sanırım en büyük adımı atmaktır.
Karneleriniz; kârınızı göstersin dilerim.
Ve minik ellerin sahipleri, evlerine getirdikleri karneleri “daha da güzel yapmaya muktedir” olduklarını hissetmelerini dilerim!
Son söz: İnan, çalış, başar!
Çünkü kalbindeki inancını ve yürekten çalışmanı gördüğü zaman, öğretmenler kanaat notu kullanır. Belki başarma yolunda olana da “başardı” denir!
Stop
Muammer Erkul
25 Ocak 2009 Pazar
——————————————–
Bu yazıyı okuduktan sonra, Seyir Defteri bölümümüzdeki
KARNE HEDİYESİ yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz:
http://www.muammererkul.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1988&Itemid=25
..yukarıdaki bu bağlantıya tıklayarak, doğrudan o bölüme geçebilirsiniz…
Kendime sormak geldi içimden: Çocuklukluğumdan beri okuduğum, beslendiğim Muammer abiyle geçen yıllarımın karnesi çizsem nasıl olur. Yani “kâr ne” olur.
Böyle düşünmek geldi içimden…
Kendisine de bir imza gününde söylemiştim…
Çok şey kazandık şükürler olsun.
Gürbüz Azak, Murat Başaran ve Muammer Abi benim çocukluk ve ilk gençlik yıllarımda ufuk önderlerim olmuşlardı. Hayata dair yorumlarımda ve hatta karakterimde onların izlerini görmekteyim…
Sevgiler…
VEYSEL KARANİ