Mahmut amcanın oğlu da vefat etmiş…


Mahmut Genç amcamız çok sevilirdi…
Sayfalar hazırlamıştık vefatından sonra, biliyorsunuz…
Demin, ikindi okunduğu sıralarda postama bakarken ne gördüm!..
Gazetemizin habercilerinden Cüneyt Bitikcioğlu’ndan gelen mektupta aynen şunlar yazıyordu:

"Selamun aleyküm, Özcan Genç abimiz bu gece vefat etti, cenazesi vasiyeti üzerine bugün ikindi namazı Eyüp Sultan camisinden kaldırılacak, rahmetli babası Mahmut Genç amcanın yanına defn olacaktır…"

Ben bunları okurken ve hemen size yazarken; ölüm sebebini bile henüz bilemediğim Özcan abi defnoluyordu.
İnsan hayatı sanki sadece bir an!..
Tık deyince bitiveriyor!
Artık di’li geçmiş, mış’lı geçmiş zamanlar kullanılmaya başlanıyor ismiyle birlikte….
Bir bakıyorsun ki…..

İnna lillah ve inna ileyhi raciun.
Gazeteden ayrıldığından sonra hiç görüşmemiştik.
Aklımda kalan ve kalacak olan; o her zaman yüzünde taşıdığı büyük tebessüm olacak… 
Allahü teala rahmet eylesin Özcan abiye, mekanını cennet eylesin…
Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun.

M.

—————————————————–

Türkiye Gazetesi’ndeki defin haberi:

Gazeteci Özcan Genç, son yolculuğuna uğurlandı

17 Ocak 2011 Pazartesi – 17:10

Geçirdiği kalp krizi sonucu 58 yaşında hayatını kaybeden gazeteci Özcan Genç için Eyüp Sultan Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Genç’in yakınları, sevenleri ile İhlas Holding yönetici ve çalışanları katıldı. İkindi vakti kılınan cenaze namazının ardından dualar okunup, helallik alındı. Genç’in cenazesi vasiyeti üzerine Eyüp Kabristanı’nda babası Mahmut Genç’in yanına defnedildi.

Gazeteci Özcan Genç, son yolculuğuna uğurlandı
 
Gazeteci Özcan Genç, son yolculuğuna uğurlandı
 
Gazeteci Özcan Genç, son yolculuğuna uğurlandı

İSTANBUL – İHA – Geçirdiği kalp krizi sonucu 58 yaşında hayatını kaybeden gazeteci Özcan Genç, son yolculuğuna uğurlandı.
Özcan Genç için Eyüp Sultan Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Genç’in yakınları, sevenleri ile İhlas Holding yönetici ve çalışanları katıldı. İkindi vakti kılınan cenaze namazının ardından dualar okunup, helallik alındı. Genç’in cenazesi vasiyeti üzerine Eyüp Kabristanı’nda babası Mahmut Genç’in yanına defnedildi.
Uzun yıllar Türkiye Gazetesi’nde çalışan Özcan Genç, evli ve 2 kız çocuk babasıydı.
ÖMER FARUK AYDEMİR

———————————————————-

Türkiye Gazetesi’nde Ünal Bolat’ın hazırladığı 20 Ocak 2011 Perşembe tarihli Hayatım Roman köşesi:

Meğer ölüm ziyaretiymiş!..

Kitaplarda okuruz hep “Dünya fani, ölüm ani” veya “Melek-ül mevt ansızın gelir…” diye. Ancak insan okuyup geçer bu nasihatleri… Bire bir yaşayınca birazcık anlıyorsunuz bu güzel ikazın ne demek olduğunu…
Camiamızda çok sevilen Kamil Yener Ağabeyimize başsağlığına gitmiştik. Ağabeyini kaybetmişti. Erenköy’deki evinde taziyede bulunduk. Her zaman olduğu gibi bize güzel nasihatler ettikten sonra dedi ki:
-Ölümlü dünyada sadece cenazeden cenazeye görüşmeyelim, fırsat buldukça birbirimizi ziyaret edelim…
Beş arkadaş, Kamil Abinin duasını alarak ayrıldık…
Yolda İnan Arvas Abimiz dedi ki:
-Yahu arkadaşlar, Kamil Abi ne güzel öğütler verdi. Dostlar birbirini hep ziyaret etmeli dedi. E, buraya kadar gelmişiz, Rahmetli Mahmut Genç abimizin yadigârıdır oğlu Özcan Abi gariptir şuracıkta oturuyor, hadi bir de onu ziyaret edelim. Sevinsin.
-Tamam İnan Abi, ne dedin de yapmadık, gidelim, dedik.
Özel bir hastanenin tam karşısında oturuyordu Özcan Genç… Yıllarca gazetede birlikte çalışmıştık. İşten ayrıldıktan sonra bir senedir görüşememiştik…
Yağmur çiseliyordu ama o bizi kapıda karşıladı. Her zamanki güler yüzü ve onda görmeye alıştığımız mimikleriyle.
Hoşbeşten sonra sordu:
-Abi çay mı, neskafe mi, Türk kahvesi mi?.. Ne arzu edersiniz?
Çok cömertti. Kimimiz çay dedik, kimimiz kahve… Yenge hanım kekler yapmış çok becerikli ve cömert aynı zamanda.
Oturduk maziye daldık… Gazetede yaşanan hatıralar canlandı. Rahmetli babası Mahmut Amca’dan bahsettik… Bab-ı âlinin renkli simalarından dem vurduk… Velhasıl, bir saatlik bir zaman dilimine neleri sığdırmadık ki!..
Rengi biraz soluktu. Sorduk; Abi birşeyin yok değil mi?
-Hayır abi çok iyiyim. Hiç birşeyim yok. Sevinçten, neşedendir… Çoktandır görüşemiyorduk, evime şeref verdiniz… Şu anda o kadar mutlu oldum ki anlatamam… Evde rahmet havası oluştu görüyor musunuz?…
Biraz terliyordu. Şakayla karışık Sedat Hoca gel sana biraz okuyalım dedi. Bizlerde kendisine okuduk. Hoş beş ettikten sonra ayrıldık. Bizi aşağı kadar uğurlamak istedi. Fakat terli ve hava yağmurlu diye izin vermedik.
Yarım saat sonra İhlas Yuva’ya yaklaşınca, İnan Arvas “Kazasız belasız geldik, Özcan abi merak etmesin bir haber vereyim” diyerek telefonu çevirdi. Aman yarabbi! Telefonun öbür ucunda yenge hanım vardı ve hepimiz de şoke olmuştuk:
-Abi siz çıktınız Özcan biraz yattı, doktor getireyim dedim istemedi, sonra kalktı yere yığıldı, ambulans çağırdım…

***

Sanki, şu yalan dünyada son dakikalarını çok sevdiği dostları arasında geçirmek için yanına çekmişti bizi Özcan Abi. Çünkü ona okuyup dualar ettik ve oradan ayrıldıktan biraz sonra ruhunu teslim etti. Bu ne ile izah edilebilir ki!..
Kader bu, ne denir? Evi hastanenin karşısında!.. Ecel gelince isterse hastanenin içinde ol, ne fark eder!..
Evet, “Dünya fani, ölüm ani”… Üç günlük dünyada, şuurlu yaşayalım ve dostlara zaman ayıralım…
Burada; kendim, Muaviye Gül ve Sedat Özdal adına İnan Abimize şükranlarımı sunuyorum. Ne iyi etti de bizi o gece oraya götürdü.
Mekânın cennet olsun Özcan Abi… Nur içinde yat…

Ahmet Demirbaş-İstanbul

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir