Mektuplar / Negatif düşünmek…

 

ONDAN GELEN: ———————

Merhaba Muammer abi,
Allahu teala razı olsun…
Kazanan Çocuk isimli yazılarınız varmıs… Bunu lütfen bana mail edebilir misiniz?
Tavsiye edebileceğiniz kitaplar/yazarlar var mı çocuk terbiyesi ile ilgili?
Teşekkür ederim…
Saygılar.
Hollanda

CEVAP: ——————————-

Hayırlı akşamlar size de.
O yazıyı kullanan biri mi tavsiye etti?..
Nasıl haberdar oldunuz, merak ettim… 90’yıllardan beri birkaç defa gündeme geldi çünkü.
M:)

ONDAN GELEN: ———————–

Merhaba Muammer bey,

Bu kadar kısa zamanda sizden cevap alacağımı tahmin etmemiştim, hoş sürpriz oldu… Muammer abiye çok mesaj geliyordur bana mesaj yazmaya zamanı acaba olur mu diye düşünüyordum… Hatta belki cevap bile alamam diye düşünüp, mail yazmayacaktım nerdeyse…

"Kazanan çocuk" yazısını yıllar önce ben okumuştum… Her nedense o zaman sizinle irtibata geçmemiştim… "Ben şampiyonum" diye bir yazınız vardı galiba, onu ve birçok yazınızı kesip saklıyordum… Şimdi o yazılar elimde yok ve maalesef sitenizdeki yazılar 1999’dan itibaren başlıyor…
(Dikkatimi çekti; Türkiye Gazetesi’nde arşiv bölümünde sizin yazılarınızı arayınca, 1999’da daha fazla yazınızı gördüm… Sitede ise Stop kösesinde 1999 için sadece 33 yazınızı gördüm…)

Sitenizdeki Stop yazılarını okuyordum… 1999’dan başlamıştım, "Bir ilginç mektup [24 Mayıs 1999]" yazısında gördüm…
Çok negatif düşünen birisiyim… Sizden dua istirham ediyorum…
Tavsiye edebileceginiz kitaplar/yazarlar var mı çocuk terbiyesi ile ilgili yahud baska?
(Hakikat Kitabevi’nin kitapları var evimizde), diye sormustum… Cevap alamadım… Yazmayacak mısınız acaba?

Selamlar.

CEVAP: ———————————-

Negatif düşünmek size bir şey kazandıracaksa, devam edin!..
Fakat, hiç sanmıyorum…
Kazandırsa bile; bu kazanacağınız şey "negatif tavırdan kurtulmak için birilerinin biran evvel verdikleri" olur çoğu zaman, negatif insanın kazanacağı…

Canınızı acıtmak değil asla niyetim.
Bir arada bulunmanızı sağlamaya çalışmak bizlerle…
Öğretmişlerdi bir zamanlar bize:
Kömürün nasıl yandığını. Ben de sana anlatayım:

Kömür bildiğin taştır!
Kara, soğuk hatta çoğu zaman ıslak bir kütle.
Onun altına kibrit, çakmak tutsan, altında gazete yaksan, odun koysan yanmaz kolay kolay…
Halbuki içinde bol miktarda enerjisi vardır.
Tutuşsa, kendini de etrafını da ısıtacaktır…
Ama bir türlü yanamaz!

Peki hiç mi yolu yok kömürü yakmanın? Var…
Kömürü yakmanın en kolay ve kısa yolu, onu yanan kömürlerin arasına koymaktır!

Peki içindeki negatifliği atmanın, soğukluktan kurtulmanın yolu nedir bu hesaba göre?
Bunun yolu; pozitif insanların arasına karışmaktır, düzgün yayınları takip etmektir, doğru kitapları okumaktır…
Bir süre sonra bakar ki insanlar; ışıldamaya, ısıtmaya başlamışsın kendini ve çevrendekileri. Kendin bile farkına varmadan…
Cevap şu sana: Aramızda kal, gerisi yavaş yavaş, santim santim gelir inşallah, hiç merak etme…

(Bak bu mektup çok hoşuma gitti, biraz toparlayıp yayınlamak geçti içimden…
Gördün mü, işte sen sebep oldun, birileri senin tesirinle ısınmaya ve ışımaya başlayacak belki de 🙂

……….
Çok hızlı göz atıp cevap yazmak zorunda kalıyoruz.
Onun için alamadığın cevapları tekrar ve tek tek soruver.

Yoksa bir ard niyet arama sakın, başka bir niyeti olmaz kimsenin.
Bu arada sana SEN diyorum yaşını filan bilmeden, ama umarım mahzuru yoktur.
M:)

ONDAN GELEN: ———————

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühu…

Muammer abi, benim ismim Yahya… Hollanda’da yaşıyorum… 30 yaşındayım…
"Ben abi miyim?" diye sorduğumda, kuruldaki abiler "sen abisin" dediler… Bu söze dayanarak abiyim diyebiliyorum… Ama eğri büğrüyüm…

Yolladığınız yazı çok güzel… Kurtulmak için, kurtulmuş olanlarla beraber olmak lazım, sözünü hatırlattı bana…
Hakikat Kitabevi’nin kitapları var evimizde…
Abi, ben maalesef amel edemiyorum… İcraat yok bende… Dua istirham ediyorum…

Geçen sene çok ağır hastalandım… Mesela elimi yüzümü bile yıkayamıyordum… İntiharı çok düşündüm… Türkiye’ye getirdiler beni… Ramazan abi okudu üfledi… Bayağı düzeldim… Hakikat Kitabevi’nin kitaplarını okuyamıyorum artık… Dinimizislam.com’a arasıra girip okuyorum… Psikiyatr Akın Gürdil abi var hastanede… "Bir şeylerle meşgul ol" dedi bana… Ben de meşgul olmak için kitap okumayı düşündüm…

1- Kazanan çocuk isimli yazınızı bana mailler misiniz?

2- Tavsiye edebileceğiniz kitaplar/yazarlar var mı çocuk terbiyesi ile ilgili?
Türkiye Çocuk Dergisi’ne aboneyiz…

3- www.turkiyegazetesi.com arşivinde 1999 yılına bakıyordum… Orada, sizin sitenizde göremediğim yazılar var… Acaba eklemeyi mi unuttunuz?(Stop köşesi)

4- Sitenize ilk defa mesaj attım geçenlerde… Seyir defteri… Çetin’in de Hanımannesi… No.28…
İki tane tepki mesajı aldım… Geri cevap yazdım ama sitenizde göremedim… Acaba niye ki? Sizce de ben haksız ve lüzumsuz mu sordum?..

Mesajımı, tepkileri (iki tane) ve yayınlanmayan iki mesajımı yazıyorum, belki okur ve düşüncelerinizi benimle paylaşırsınız…
Link: http://www.muammererkul.com/index.php?option=com_content&view=article&id=2029:seyir-defteri-02-mart-2009-pazartesi-tinin-de-hannesi&catid=14:seyir-defteri&Itemid=25

========
Efendim, gerçekten ilginç bir olay.
Dikkatli okunursa, gazetede yazılan ile Sadık Söztudan beyin yazısında çelişki var gibi geliyor.
Gazetedeki yazıdan anladığıma göre, Rumeysa hanımın vefat olayından haberi var idi ve cenazeye yetişmek için İstanbul’a geliyordu.
Sadık beyin yazısından anladığıma göre ise Rumeysa hanımın vefat olayından haberi yoktu ve olmadan da kendileri vefat etti.
Acaba doğru olan hangisi?
Saygılar

=========

29 . . . . 2010-01-22 13:02
Efendim, hakikatten de ilginç bir olay.
İnsanlar nelere önem veriyorlar, neleri merak ediyorlar.
Başında isim yerine üç nokta koyan hanım/beylerin birer dünyalı, dünya hayatıyla hayatdar ve ins taifesinden olduğundan emin olmasak; sanacağız ki, (haşa, olmaz öyle şey ya, misal olarak söylüyorum) merhumenin ahiretteki "yön tayini" için vefat ânı sorgulanmakta!..
"Biliyor muydu da yola çıktı, bilmiyor muydu?.."
Sorulmuş olan bu sorunun cevabı gerçekten de hangimize lazım acaba?
Sadık beyin doğru veya yanlış öğrenip/yazdığı kime kar veya zarar getirecek acaba!!!.
Bu soru çok önemli ve gerekli ise neden yorum olarak buraya yazılır da site yöneticilerine posta ile sorulmaz ya da Sadık beyin kendisine…
Sayın üç nokta’nın dediği gibi gerçekten de ilginç bir olay!
. . . .
(imza, dört nokta)
Alıntı

=======

….. 2010-01-22 19:59
Hocayla talebesi konuşuyormuş:

-Hocam, İbrahim aleyhisselam oğlu İsmail aleyhisselamı kurban edeceği sırada, İbrahim aleyhisselama İsmail aleyhisselam yerine kurban etmesi için cennetten bir koç gönderildi değil mi?
-Evet evladım.
-İbrahim aleyhisselam da o koçu kesti…
-Evet…
-Pekii, o koçun etini kim yedi?
-!? Bana soruyorsan, vallahi ben yemedim evladım!
Demiş, hoca…

Kıssadan hisse…

Ya arkadaş, görmüyor musun, Sadık Söztutan’ın bu yazıyı yayınladığı köşesinin adı "Gözü Yaşlı Öyküler". Yani, ÖYKÜ’ler… Öykü, yaşanmış şeylerle birebir aynı olmayabilir, çoğunlukla da olmaz. İsminden de anlaşılacağı gibi, yaşanmış hadiseler ÖYKÜ haline getirilip okuyucuya sunuluyor bu köşede de.

"İçerde bir kimse varsa, bir söz yetişir"

…..

(imza: beş nokta)

===

Yayınlanmayan iki mesajım:

Efendim
Buraya bir mesaj yollamak isteyen bir insanin üç nokta yerine bir isim kullanması, bir siteye mesaj yazma adabına daha uygun olabilir belki. Bunu ben bilmiyorum.
Lakin:
Benim üç nokta ile yazmamın size ne zararı var ki?
Yahud üç nokta yerine Ali, Veli, Ayşe yazmamın size ne faydası var ki?
Üç nokta ile yazınca mesaji okuyacak insanlara daha mı az değer vermiş oluyorum, daha mı az saygı göstermiş oluyorum?
Ali,Veli ismi ile yazınca yazdıklarım daha mı değerli, daha mı doğru, daha mı önemli, daha mı güvenilir oluyor ki?
Önemli olan yazdıklarımın doğru ve güvenilir olup olmaması değil mi?
Siyah harflerle yazmiışım, başka renk harflerle yazmışım ne fark eder ki?
Yazdıklarım doğru mu değil mi, sizce de önemli olan bu değil mi?
Buraya yazanlar yok üç nokta ile mi yazıyor, yok dört nokta ile mi yazıyor, yok kız ismi ile mi yazıyor, yok erkek ismi ile mi yaziyor, yok şehir ismi ile mi yazıyor, yok köy ismi ile mi yazıyor, yok Türkçe isim ile mi yazıyor, yok ingilizce isim ile mi yazıyor…
Çok mu önemli bunlar?
Sizin de dediğiniz gibi:
"İnsanlar nelere önem veriyorlar, neleri merak ediyorlar."
Efendim diyorsunuz ki: "Biliyor muydu da yola çıktı, bilmiyor muydu?.."
Sorulmuş olan bu sorunun cevabı gerçekten de hangimize lazım acaba?"
Haklı olabilirsiniz. Bizlere kabirde/ ahirette sormayacaklar ki "Rumeysa hanım biliyor muydu da yola çıktı."
Peki sitede yazılmış olanlardan gerçekten hangileri bizlere gerçekten lazım? Yahud bu yaşınıza kadar edindiğiniz bilgilerin hepsi gerçekten size lazım mı idi? Size gerçekten lazım olmayan bir bilgi edinmediniz mi bu yaşınıza kadar?
Ben Nefise hanım ve Rumeysa hanım ile ilgili olan yazıları ilginç buldum ve dikkatli okumaya çabaladım. Yazılanlarda çelişki gördüm, bu da beni üzdü. Bu sitede çelişkili bilgi verilmesi beni ekstra üzdü. Ben isterim ki bu sitede yazılanlar doğru olsun. Güvenebileceğimiz bir site olsun. Benim gördüğüm çelişki ise benim gözümde bu sitenin güvenilirliğine maalesef gölge düşürmüştür. Yazılan olay asırlar öncesinde yaşanmış bir olay değil ki. İki sene bile olmamış. Olayı nakledenler ise Türkiye Gazetesi’ne yabancı olan uzak olan insanlar değil ki. Neden gereksiz yere çelişkili bilgi verilsin ki?
Öyle zannediyorum ki Muammer Erkul abi bu tür mesajlara açıktır. Kendisini karalamak, hatasını bulmak ve bunu da insanlara göstermek niyyeti ile yazılmış bir mesaj değildi ki efendim.
Diyorsunuz ki; "Sadık beyin doğru veya yanlış öğrenip/yazdığı kime kâr veya zarar getirecek acaba!!!."
Efendim Sadık bey de Türkiye Gazetesi’nde yazı yazmıyor mu? Türkiye Gazetesi’nde yazı yazan bir beyin doğru bilgi vermesini arzulamak önemli değil mi? Bu gazetede yazan Sadık abi gibi yazarların güvenilirliğine gölge düşürebilecek bir durum olursa, buna üzülmek kötü bir şey mi?
Rumeysa hanım biliyor muydu, bilmiyor muydu? Asıl soru o değil efendim.
Ortada tek bir doğru var ise, neden o tek olan doğruyu bu sitede görmeyi önemli bulmayalım ki/ arzulamayalım ki?
Mesele güven meselesi. Doğru bilgi verme ve edinme meselesi. Öyle değil mi?
Neden buraya yazdım da Sadık beyin kendisine ve/veya site yöneticilerine yazmadım?
Hiç aklıma gelmemişti. Düşünemedim. Art niyyetim yok idi.
O şekilde yapmak belki daha uygun olurdu, bilemiyorum. Haklı olabilirsiniz.
Saygılar.

====

Efendim,
dort nokta kardesimize mesaj yazmıştım, maalesef yöneticilerin eline geçmedi, ya da teknik bir problem oldu…
Dikkat ederseniz bahsettiginiz menkıbe, bildiğim kadarıyla asırlardır çelişkisiz nakledilmiştir.
Hazreti İbrahim aleyhisselam.
Hazreti İsmail aleyhisselam.
Kurban, cennetten koç.
Çelişki var mı bu menkıbede?
Hazreti İbrahim aleyhisselam değil de, Hazreti Yakup denilmiş mi hiç?
Hazreti İsmail aleyhisselam değil de, Hazreti İshak denilmiş mi hiç?
Cennetten koç değil de, komşudan horoz denilmiş mi hiç?
Biçak değil de balta denilmiş mi hiç?
Olay iki senelik bile degil, daha taze, nakledenler ise İhlas camiasından, bilgiye yakın.
Doğru ve güvenilir olmayı ilke edinildiği halde niçin gereksiz bir çelişki olsun ki? Gönlümüz bu sitede biraz daha hassasiyyet istemişti.
Nasıl ki Yunus Emre hazretleri Taptuk Emre hazretlerinin dergahına odunun bile eğrisini layık görmedi ise, tabir-i caizse, ben de çelişkili nakilleri/haberleri bu siteye layık görmedim…

Saygılar.

……….

ONDAN GELEN ———-

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh…

Cumanız mübarek olsun efendim…

Muammer abi, size attığım iki mailime kısa zamanda cevap yazmıştınız… Alttaki mailime cevap elime geçmedi… Acaba teknik bir problem mi, yoksa henüz cevap yazmadınız mı… Acele etmemeye gayret ediyorum, ama diğer maillere kısa zamanda cevap gelip, son mailime gelmeyince merak ettim doğrusu…

Mailim altta… Cevap yazarsanız sevinirim…

Bir de, 5-10 yaşlarında 3 yeğenim var… Rahim Er abinin yazmış olduğu Sevgili Peygamberim dizisini beraber okumaya çalıştık ama olmadı maalesef… Türkiye Çocuk Dergisi’ne aboneyiz ama onu da pek okumuyorlar… Bildiğiniz çocuk kitapları var mı, yahud tavsiye edeceginiz yazarlar?..

Saygılar.

CEVAP: ———————————

Sadece bu kısma cevap yazayım:
Alioğlu yayınevi var. Orada çizimlerini yaptığım bir dizi kitap var.
Daha önce söylememişim demek ki…
Sadettin Kaplan yazmıştı. EMRE, ESRA, TUBA serisi…
Bir kutu kitap, toplam 30 kitaptı yanlış hatırlamıyorsam..
Hani klasik Ayşegül kitapları boyunda…

Çocuğa kitap okutmak isteyen, çocuk kitaplarını kendisi okuyacak önce!..
Bunu, yani bir kısım çocuğu (eğitimini) kendine iş edinecek.
Ben bildiğimi/hatırladığımı söylemeye çalışacağım ama, imkanı var mı ki söylediğim her yazarın bütün yazdıklarının neler olduğunu bilmeye?  Elbette hayır…
O zaman ben ipucu vereceğim, kuşa yem atacağım ama o, önce kendi yiyecek ve sonra hazmedip kendi yavrularının ağzına akıtacak!

Bir de Erdem yayınları var.
Kendi çocukları da olan Melike hanım çocuk yayıncılığı yapar.
Çocukların okuması değil de çocuklarla okumak için eğlenceli/eğitici bir takım kitaplar hazırladı. (55 öneri / Sağlık olsun, dizilerini görmüştüm.)
Bunları internetten inceleyebilirsiniz.

Bu insanlar ve kitaplarından gerektiği kadar istifade edilebilir…
Yukardaki sitedeki yazışmalar kısmı uzundu hemen okuyup yazamadım.
İnşallah zaman içinde tekrar yazışırız.

M:)

ONDAN GELEN: ————————-

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühu…

Muammer abi cevabınız için teşekkür ederim… Ben çok ağır hastalanmıştım. Yeni yeni toparlanıyorum… Çalışmıyorum… Kendime meşgul olacağım iş arıyorum… Çocuklarla ilgilenmek hoşuma gidiyor…

Emre-Tuba-Esra dizileri evimizde var, ama çocuklar eline alıp okumuyorlar maalesef…

Erdem Yayınları, Melike Günyüz hanımı mı kastettiniz? Kendilerinin 55 ve sağlık olsun dizilerini ben göremedim… Acaba bu hanımın başka kitaplarını tavsiye eder misiniz?
55 dizisini yabancı yazarlar yazmış, onu mu kast etmiştiniz?
Sağlık olsun dizisini ben bulamadım… Yazar kim?

Kazanan çocuk hakkında yazınızı göndermiyecek misiniz?
Teşekkürler…
Hollanda’dan selamlar.

Yahya

…………

(25 Şubat 2010)

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühu…
Efendim, öncelikle Mevlid-i şerif kandilinizi tebrik ediyorum… Mübarek olsun efendim…
İsmim Yahya, 30 yaşındayım, Hollanda’da yaşıyorum…

Size bu maili yazmamın sebebi; bir bilenin okeylemediği kitapları almaktan, okumaktan, hediye etmekten korkuyorum… Lütfen bana bu konuda yardımcı olur musunuz?
Mesela okunabilecek, hediye edilebilecek 300-400 kitap ismi bulunan liste var mı sizde? Hikaye, masal, roman… Küçüklere, gençlere, büyüklere göre…

Kıymetli vaktinizi bana ayırabilir, bu mailime cevap yazarsanız beni sevindirirsiniz… Bunu sizden istirham ediyorum efendim…
Bana tavsiye ettiğiniz kitaplardan birkaçı elime bugün ulaştı… (Erdem Yayınları 55 öneri serisi)

Sizin tavsiye ettiginiz kitapları gönül rahatlığı ile okuyup, gönül rahatlığı ile başkalarına da hediye edebilirim diye düşünüyorum… Onun için yardımınızı istirham ediyorum… Küçük te olsa, bir kütüphanem olsun arzuluyorum…

1- Tavsiye edermisiniz:
Sena dizisi, Saadettin Kaplan, Alioğlu Yayınevi, 10 adet kitap?..
Çocuk romanları seti, Saadettin Kaplan, Alioğlu Yayınevi, 20 adet kitap?
Unutulmayan sevdalar, Saadettin Kaplan, Alioğlu Yayınevi, 7 adet kitap?
Edebiyat ve gençlik dizisi, Saadettin Kaplan, Alioğlu Yayınevi, 7 adet kitap?
İmparatorluğa veda, İlhan Bardakçı, Alioğlu Yayınevi?

Çok eski bir yazınızda (tarihini kaybettim) Papatya Dizisi’ni (Erdem Yayınları) tavsiye etmişsiniz… Ben de bunlari sipariş ettim, elime bugün ulaştı…
Fakat sizin tavsiye ettiğiniz dizi (22 adet kitap) bana gelen Papatya Dizisi’nde ise 30 adet kitap geldi…
Şimdi çocuklara hediye etmekten korkuyorum, çünkü 8 tanesinin sağlam kitap olduğuna dair emin degilim…

2- Ben bu 30 kitabın listesini yazıyorum, eğer mümkünse siz de uygun olanları bana bildirir misiniz?

Allahü teala iki cihan seadeti versin efendim… Teşekkürler…

Saygılar.


Papatya Dizisi 30 adet kitap:

1- Kırmızı Şapkalı Kız
2- Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler
3- Kurt ile Keçi Yavruları
4- Üç Balık
5- Kaybolan Heybe
6- Parmak Kız
7- İki İnatçı Keçi
8- Pollyanna
9- Peter Pan Düşler Adasında

10- Peter Pan Kara Kanca’ya Karşı
11- Pinokyo
12- Heidi
13- Balık Prens
14- Ay çeşmesi
15- Keloğlan’ın Değirmeni
16- Yakut Bebek
17- Küçük Deniz Kızı
18- Külkedisi
19- Kırmızı Pabuçlar
20- Sihirli Yüzük
21- Altın Tüy
22- Karagöz ile Hacivat
23- Karakuş Geç Kalınca
24- Sabır Taşı
25- Çizmeli Kedi
26- Sihirli Bahçe
27- Açıl Susam Açıl
28- Kakara Kikiri
29- Fili Fili Kuş Dili
30- Rüya Kız

CEVAP: ——————————–

Ve aleykümselam abicim.
Bu kadar hassas olmayın…
Bizler elbette zararlı şey vermemeye çalışacağız çocukların eline, ama fayda vermesi bir yana ZARAR VERMEYENİNİ bulmak bile zor bu zamanda…
Yakında inşallah biraz bu konu ile ilgileneceğiz.
Bazı kitaplarından bahsedeceğiz…
Ama her bahsettiğimiz de böyle istediğiniz gibi olmuyor bunu iyi anlamak lazım.
Mümkün değil ki bu. Bazen insanlarla iyi geçinmek için bile bahsetmek zorunda kalıyorsunuz…

Yeni okuduğum bir kitap var çocuk romanı
Mehmit Nuri Yardım, YILDIZLARLA UYUMAK
Nar yayınları basmış…
Kendim okudum, kızıma da okutacağım…

Ragıp Karadayı ABİ’nin de romanından bahsettim bu gün tekrar sitede…
O da roman
AŞKIN EFENDİSİNE…
Sitede tanıtımı var.
BKY bastı…

Ayrıca paket olarak tavsiye edebileceğim iki kutu var.
Biri, ŞEHRİYÂRÂN küçük kitapçıkları, çok güzel ve kısa menkıbeler.
Abdüllatif Uyan abiden.
Cümle Yayınları bastı.

Diğeri gene Cümle Yayınları
İZ BIRAKANLAR.
Ahmet Sırrı Arvas ve İrfan Özfatura’nın hazırladığı ilginç ibretlik hayatlar…
Bu iki kutu tam size göre… Koca bir kütüphaneden daha çok işe arar. Binlerce kitabın özeti gibidir hepsi… Bunarı tavsiye edeyim ve bunları bitirmeden başka şey almayın.  Bunların za
rarlı da olamaz çünkü tekrar tekrar gözden geçtiği için.
Gazetede yayınlanmış metinlerdi yani, o yüzden diyorum.
Bunları okuduğunuz zamana kadar diğer listeyi de yaparız inşallah..

Tavsiye ettiklerim şimdilik bunlardır.

Bütün kitapları birden almaya çalışmayın, alıp okuyun sonra tekrar alırsınız…
Selam ve dua ile.
M:)

BİR DE SORUM VAR SİZE:
Böyle özel yazışıyoruz ya.
Bunlar aslında herkesin bilmesi gereken şeyler.
Onun için yeni bir uygulama başlattık.
Mektupları açık yazışıyoruz.
Faydası şu oluyor: Hem zamanımızı herkese birden vermiş hem de anlatılanları, sizin de merak ettiklerinizi herkes birden öğrenmiş oluyor…

Bu yazışmaları (asıl isminizle veya başka bir isimle) MEKTUPLAR bölümünde yayınlasak zararı olur mu?
Faydası diğer insanlara çok olur…

Muammer

ONDAN GELEN: ———————

Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühu…

Efendim, mailime cevap yazdığınız için çok teşekkür ediyorum… Kitap seçme konusunda bayağı bir bunaldım efendim… Şaşkın bir haldeyim, bu ay belki de 700 euroluk kitap sipariş ettim…
küçük te olsa bir kütüphanem olsun diye düşünüyorum…

Kitap konusunda gerçekten bunaldım… Kitap seçme, çocuklara hediye etme, okumaya teşvik etme…

Bayağı uzun mail yazdım, kıymetli zamanınızı ayırmanızı istirham edeceğim ama, benim gibi istirham eden kim bilir kaç okurunuz vardır…

Tavsiye ettiğiniz bazı kitapları hemen sipariş ettim efendim… Hatta şöyle bir olay oldu:
Bu birkaç defa kitap sipariş etmiştim, mail ile… Bugün ise yayınevine telefon ettim… Dediler ki; kargo masrafı kitap fiyatının 2-3 misli olabilir… Türkiye’ye gelen arkadaşınız yok mu?.. Bir bakayım sizi tekrar ararım dedim… Bir abiyi aradım, dedi ki; hemen şimdi uçağa bineceğim 10 günlüğüne Türkiye’ye gidiyorum… :))
..ne tesadüf…

Efendim, aslında bizim evde, Hakikat Kitabevi’nin kitaplarından var… Rahim Er abinin Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselam) dizisi var… Onlardan okumaya çalıştım yıllardır… Ama şimdi onları okuyamıyorum… İlmihali elime bile alamıyorum… Türkiye Çocuk Dergisine de aboneyiz… Lakin ya pek okunmuyor, ya da şöyle 60 sayfalık hikaye/masal/roman kitabımız yok….

Bana denilmişti ki, Hakikat Kitabevi’nin yayınlarından başka kitap okunmaz… Pis borudan sifa gelmez… Mehmet Oruç abinin dahi kitabı olsa, başka yayinevi ise, alınmaz okunmaz…

Bayağı bunaldım… Kendim okuyamıyorum İlmihal’i/Mektûbat’ı… Yeğenlerim var (………) onlar da okumuyor..

Çocuklara ev ödevlerinde yardım etmeye başladım, haftada bir kez şimdilik… Ben kendim çok negatif düşünen biriyim ve şimdiki çocukları çok edepsiz terbiyesiz olarak görüyorum… Bizlere masal, hikaye, roman türü kitaplar lazım diye düşünüyorum… Çünkü işin içinde din olunca, insanlar geri adım atabiliyor… Ama masallar/hikayeler dini konuları ele direkt almasalar bile, ahlaklı olmalarında yardımcı olabilir diye düşündüm…

Çok ama çok merak ediyorum; abilerin çocukları hangi tür kitapları okuyordu… Gerçekten onlar sadece İslam Ahlakı/Herkese Lazım Olan İman gibi kitapları çocuk yaşta okuyabiliyor muydu…
Acaba neden hikaye/roman/masal türü sağlam güvenebileceğimiz bir liste yok, şöyle 300-400 kitaplık liste… Var da bizlerin mi haberi yok bu gurbette???

Sizin tavsiye ettiğiniz kitap vardı… 55 öneri serisi… Sipariş ettim geldi… Siz tavsiye ettiğiniz icin rahatlıkla hediye verebilirim diye düşünmüştüm… Fakat malesef kitapta yaratmak kelimesi uygunsuz şekilde kullanılmış… Bunu görünce artık bu kitabı hediye etmekten çekiniyorum, yanlış mı ediyorum??..
Bu kadar hassas olmayın yazmışsınız, ama elimde değil… İnsan bir kelime ile dine girdiği gibi, bir kelime ile dinden çıkabilir… Pis borudan şifa akmaz… Hocamız sormadan kitap okumazmış… Bunları düşündükçe çok korkuyorum… Pasif kalıyorum… Bir seylerden başlamak istiyorum ama çok vahim bir hata etmekten korkuyorum…

Sorunuzun cevabı:
Peki efendim, faydalı olmama vesile olmak istediğiniz için teşekkür ederim…

Yahya ismi olabilir…

Saygılar…
(Yahya / 26 Ocak – 27 Şubat)

Çok kıymetli Yahya bey,
Hassaasiyetinizi anlıyorum. Ama bir ölçü koymak lazım… 
Pis borudan elbette şifa gelmez, ama temiz borudan gelen suyu cam bardaklara, mataralara, demir kaplara, tencerelere, sürahilere, fincanlara, şişelere koymak ve onları değişik yerlere taşımak…  Çantanda, bgajında, torpido gözünde gezdirmek neden yanlış olsun…
Sözü doğru anlamak lazım…
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; "Keşşaf tefsiri ve Bostan ve Gülistan okumak zamanı değil…"
Bundan ne anlıyorsunuz?
Keşşaf tefsiri ve Bostan ile Gülistan’ı kaleme alan Sadi-i Şirazi kötüdür, mü demek istiyor bu mektup yoksa "menkıbelerden önce fıkıh bilgisi yazımdır" mı demek istiyor?

Ayrıca bunu, yani o mektubu tercüme eden ve basan kim, düşündünüz mü?..
Setteki kitaplarda da menkıbeler var, Eshabı Kiram ve Osmanlılar var…

Uzatırsam olmayacak!
Şöyle demek lazım belki özet olarak: En kıymetli kitapları bereketlenmek için okuyabiliriz ama diğer kitaplardan da okuyabiliriz, yeter ki açık açık zararları dokunmasın… 

Bir de herkes için durum farklıdır.
Doktora gittiğiniz zaman elinde bir çuval vardı da herkese aynı ilacı mı veriyordu?
Elbette hayır…
Kimine tuz yasaktır, kimine şeker!..

Bir de, içinde "yaratmak" kelimesi geçtiğini söylediğiniz kitapları söylerken "çocuklara vermek değil, çocuklarla birlikte okumak için" demişim…

Şimdi bizimi ilk yapmamız gereken; rahatlamak…
İçimizde birikmiş olanları çıkartmazsak, yeni ve taze şeyler dolduramayız!..
Önce kafamızda sıkışanları çıkartacağız…

Sitemizi okuyun, size uzun süre yetecek kadar yazı ve eğlence var sanırım burada…

Bir de son tavsiye etttiğim kitapları alın, onlar size en az bir sene yeter…

Muhabbetle efendim.

Muammer

2 yorum

  1. Şimdi artık “yaratmak” kelimesinin uygunsuz şekilde kullanılmadığı yer var mı ki?
    ..Yani, “Türkiye’de”!.. (Tanrısına, inandığı/ibadet ettiği mâbuduna mahsus bir sıfatı büyük bir iştahla sahiplenip, gerine gerine kullanan… Bunu kullanmakta böylesine pervasız davranan, bizim insanımız kadar cesur(!) bir millet var mı, merak ediyorum doğrusu?!)

    Bundan ve yayılmış birçok yanlıştan, çirkin şeylerden yüzde yüz nasıl korunabilir ki “günümüz şartlarında” çocuklar?
    Ancak; doğrusunu kendimiz iyice öğrenip, onlara da neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu iyice öğretmekle korunabilir, diye düşünüyorum.
    Yani, onlara “kendisini korumayı öğretmekle”…
    Dinimizi öğrenmemiz için (şükürler olsun ki) doğru, güvenilir kitaplar var. Ama dünyevî bir bilgi öğrenebileceğimiz, içinde bahsi geçen ifadenin bulunmadığı kaç kitap bulabiliyoruz (en azından Türkiye şartlarında)?
    İcâbeden yerde “bedenini” korumayı öğrenmesi için çocuklarımıza sarfettiğimiz gayretin birazını da inancını koruması için sarfedersek, mümkün mertebe korunmuş olurlar.
    Yoksa “O kirli! O pis!” diye atmaya kalkışsak, elimizde pek bir şey kalmaz. Çünkü temiz şey/kitap çok çok az zamanımızda.
    ..Diye, düşünüyorum ben…

  2. Muammer abiyle telefonda konuşuyoruz buradaki kitap konusunu. Muammer abi diyor ki: (yanlışım varsa düzelt, hatırladığını da ekle abicim 🙂
    – “..Çocukların sadece karnını doyurmakla olmuyor, bazen de keçi boynuzu istiyorlar!” (Yani masal, hikaye…)

    Ben de diyorum ki:
    – Keçi boynuzunun “kurtlu” olabileceğini söyle, kurtlarının şeklini göster, o kısımlarını yememesini söyle… Böylece çocuk kurtları yememeyi öğrensin. Çünki o çocuk, sen görsen de görmesen de o kurtlarla karşılaşacak bu kurtlanmış dünyanın herhangi bir yerinde.

    Alperen

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir