FİKİR SATMA İŞİ:
Yazarlık, insanlara fikir satmak işidir.
Çağlar Network işi de bunun bir benzeridir… Çok basittir. Ve gizlenen/örtülmeye çalışılan hiç bir kısmı da yoktur…
Anlamak için dinleyen herkes kolayca sistemi anlayabilir.
Zor olan; insanlara “alışkanlıklarını değiştirirlerse neler kazanabileceklerini” anlatabilmektir! Zor olan; program aralarında çıkınca izlemediğimiz, hatta kanal değiştirdiğimiz reklâmların korkunç yüksek maliyetlerini de kendilerinin ödediğini, anlatabilmektir…
Fakat fikirler damlalara benzer…
Yumuşak su damlaları bile arzu edilen noktalara düşmeye devam ettikçe, mermerleri bile şekle sokarlar!
İŞİNİZ: TAVSİYE ETMEK…
Diyorsunuz ki insanlara:
“İhtiyacınız olan ürünleri mutlaka bir yerden alıyorsunuz. Bir de şuradaki ürünlere bak. Beğendiklerini buradan al…”
Zaten her gün birilerine bir şeyler tavsiye ediyorsunuz; film, kitap, kafe vs…
Ve size de her gün birileri bir şeyler tavsiye ediyor; şampuan, krem, manav, kasap vs…
Bu iş, işte budur!
Yani bu işin asıl yolu; satmaktan değil de, satılmasına sebep olmaktan geçiyor.
Yani her gün zaten birilerine yaptığınız tavsiyeler; sizin için ilk defa ciddi bir gelire dönüşüyor…
KALİTELİ VE UCUZ NASIL OLUYOR?
Çağlar Network’ün özel ürünlerinin hem kaliteli hem de ucuz olmasının sırrı nedir?
Bir ürünün fiyatını yükselten asıl sebep maliyeti değil ki; bize ulaşıncaya kadar yaptığı yolculuk ve reklâm/tanıtım ücretleridir…
Burada, ürünler çok kaliteli, hatta pek çoğu emsalsizdir. Fakat toptanlıların, aracıların, perakendecilerin eline geçmediği için fiyatı katlanmaz… Harcamadığı reklâm paralarını ise şirket, ürün tanıtımını kendi aralarında yapan kayıtlı müşterileri arasında paylaştırır… Bir ürün ya kalitelidir veya ucuzdur… Kaliteli ürünü ucuza satın alamazsınız; ucuz malı kullandığınıza da pişman olursunuz…
DAĞITILAN PARA NERDEN GELİYOR?
Misal ki bir ürünün fiyatı 100 lira olsun.
Şirket diyor ki: Ben aradaki bir sürü masrafı ortadan kaldırdım, ürünü müşterilerime doğrudan gönderiyorum. Reklâm, tanıtım, pahalı ambalajlar, toptancı, aracı, perakendeci, raf kirası ve benzeri masraflar yapmıyorum. Bunun için de kârın yarısını (toplam %46’sını) kayıtlı müşterilerim arasında adaletli biçimde paylaştırıyorum… Elbette kullanılan/satın alınan ürünlerden…
PUANLAR NEDİR?
Bir ürün veya birbirine benzer ürünler olsaydı kolaydı. Fakat ürünler çok çeşitli ve her birinin kârlılık oranı değişik… Bunun için puan değerleri oluşturulmuş ve geri ödemeler toplanan puanlar üzerinden yapılıyor.
Bir döviz büronuz olduğunu ve gün boyu toplanan paraların her akşam TL’ye çevrilerek bankanızdaki hesabınıza yatırıldığını düşünün. Doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelmiş birçok turist ve çeşit çeşit paralar ve her birinin alış ve satışları farklı. Fakat sizin hesabınıza yatırılırken bilgisayar bunları hesap edip çevirmesi gerekiyor…
Ürünler de buna benzer bir yöntemle puanlanıyor ve toplanan kârlar ayda bir hesaplara yatırılıyor… Her ürünün üzerinde ayrıca puan değerleri var. Bu nedir ve neden her birinde oranı başka başkadır?
ÜRÜNLERİN ALIŞI-SATIŞI NEDEN AYNI?
Fiyat tek. Herkes aynı fiyattan alıyor.
Bu durum ise (bunu yapmak istemeyen) insanların kendi hesaplarından mal satın alarak müşterilere taşımalarına, birileriyle para alış verişinde bulunmalarına, puan toplamak için ürün depolamalarına filan ihtiyaç bırakmıyor…
Ürünleri beğenen herkese açıkça diyorsun ki: “Sen de benim aldığım fiyattan alıyorsun, gel bunları senin hesabından isteyelim; çok kolay ve kısa bir iş. Aynı fiyattan sana gelsin…”
Böylece grubuna yeni bir müşteri daha girmiş ve ürünleri kendi kendine sipariş etmeyi öğrenmiş oluyor… Çünkü işin temeli; mal alıp satmak üzerine değil, fikir satmak üzerine kurulmuş…
PUANLARIN YÜZDELERİ…
301 puan ile 3000 puan arasından %10
3001 puan ile 8000 puan arasından %15
8001 puan ile 12.000 puan arasından %20
12.000 puan üzerinden de %25… Kendi kullanmamız için aldığımız… Başkasına satmak için sipariş verdiğimiz… Veya grubumuzda bulunan kimselerin yaptığı bütün alımlardan toplanan puanların dağılımı şöyle:
YÜZDELER İKİ AYIN ORTALAMASI…
Fakat şöyle bir durum var ki; işe girdiği ay (misal olarak) 250 puan yapmış olan biri, sonraki ay 100 puan daha yapsa, hesabındaki 5 lirayı bilgisayarında görür…
Yüzde seviyelerini belirlemek için iki ayın toplamı/ortalaması geçerlidir…
Bu örnekte 250+100 eşittir 350’dir ama ilk 300 puan çıkınca 50 lira kalır…
300 puanın üzerindeki her puanın %10’u hesaba yatacağı için, 50 liranın 5 lirasını hesabında görür…
Gruba misal 5 arkadaş daha girse ve onlar da misal 200’er puanlık alışveriş yapsa 1000 puan daha toplanır ve hesaptaki %10’luk kârı 105 lira olur… İlk 300 puanın bir yüzdesi yoktur. Yani işe ilk kaydolan kişiye, kendinden veya grubundan yansıyan ilk üç yüz puan (sadece ilk ay ve bir defa) % 0’lık kısımdır…
…devamı var