İnsan sayfa kalınlığında büyür [03 Mayıs 2000 Çarşamba]

İnsan sayfa kalınlığında büyür

Torunlarıma nasihat: (Torunlarıma bir nasihat bırakmak, ve o “miras”ı da şimdi yazmak geldi içimden) Evlatlarım! Okullara gidiyorsunuz. Bazen iyi, bazen de pek iyi olmayan notlar alıyorsunuz… Notlarınızın yüksek olması elbette güzeldir. Ama bunu hayatınızın gayesi olarak da görmeyin bence. En yüksek puanı alamamış olmak hayatınızın kararmasına sebep değildir… Sadece ve sadece en yüksek nota çakılıp kalmak size mutsuzluk getirebilir.
Hayatın kendi içinde sürprizler de bulundurduğunu bilmenizde fayda var.

Çocuklarım!
İş hayatına atılıyorsunuz, kazanmaya başlıyorsunuz…
Kazanmak; her ne pahasına olursa olsun, hiç kimsenin kazanamamış olduğu kadar gücü, parayı ve şöhreti ele geçirmek demek değildir…
Kazanmak; karşınızdaki insanın cebindekinden önce, o insanın içindekini ele geçirmektir.
Çünkü parasını vermek durumunda olan kişi size kalbini vermeyebilir. Ama emin olun size kalbini vermiş olan biri, lüzumu halinde seve seve cebindekini de verir…

Yani, şahit olduğum ve şahit olduğunuz pek çok örnekten bildiğiniz gibi; hayatının tek gayesi güç, para yahut şöhret kazanmak olan insanlar zannedildiği kadar bahtiyar olamıyorlar.
Çünkü tek elde toplanan ve paylaşıma kapatılmış olan varlık, sahibine dost olmuyor. Aynen önüne set çekilmiş bir ırmak gibi duvarlarının yıkılması için zorluyor. Ve eğer bu barajın suyu hakkı olanlara yeterli miktarlarda paylaştırılmıyorsa, dışardan da oyulmaya başlanıyor duvarlar…
Demem o ki; hayatının tek gayesinin “toplamak ve biriktirmek” olduğunu zanneden zavallılar, toplamış ve biriktirmiş olduklarının huzursuz çobanı, endişeli bekçisi ve zincirli kölesi oluyorlar hayatlarının sonuna kadar!..
Cânlarım!..
Sizler, sizin de bildiğiniz gibi zekî insanlarsınız.
Ve bu zekânızı “kullanmayı seçtiğiniz” takdirde değil benim şu an söylediklerimi, söylemediklerimi bile farkedecek bir kapasiteye sahipsiniz…
Bildiğiniz gibi; bunu, istemeniz yeterli…

Büyüyorsunuz; aynen benim de şu an büyümeye devam ettiğim gibi.
Büyümek; geçen yıl giydiklerinizin artık içine sığamamak demek değildir…
Büyümek; kapıların kenarlarına yaslanarak başınızın üst hizasına attığınız çiziklerin her seferinde yer değiştirmesi demek değildir…
Büyümek; her gün, başı sizlerden daha yüksekte olan birilerinin boyunu yakalamak ve onları geçmek demek değildir…
Bugün, dünkü bildiklerinden daha çok biliyor olmayan biri büyümekten nasıl söz edebilir?..

Eskimiş elbiseler değildir insanı büyüten…
İnsanı büyüten diplomalar değildir.
İnsanı büyüten kuvvet, şöhret ve laf olmadığı gibi;
Para ve mal da değildir insanı büyüten…
İnsan; sayfa kalınlığında büyür!

İnsanı, sahip olduğu diplomalar değil; okumuş olduğu kitaplar “istenen insan” yapar…
Şöhretin en üst basamağına aniden çıkan cahil biri, o tepe noktasından da aniden yere çakılır…
Doyma hissini yitirmiş adamın işinin gücünün dolmak ve sonunda çatlayıp kendini yok etmek olması gibi; dünyada ne varsa yutmayı arzulayan insana bu heves uğursuz gelir…
Bu dünya bütün midelere çook büyük gelmiştir bugüne kadar.
Dünya ancak akıllara ufak gelir, dar gelir…

Dünyanın bütün hazinelerini aklınla değiştirir miydin?..
Sadece aklın şükrüne bile bir ömür yetmez.
Aslında bir beyin-akıl olan insan; ancak bildikleriyle, yani okuduğu kitapların üzerinde sayfa sayfa yükselir!..
Seni ne okullar, ne diplomalar, ne para, ne güç, ne şöhret, ne de laflar…
…Seni okuduğun kitaplar, öğrendiklerin “istediğin insan” yapar.
Yani insan sayfa sayfa yükselir…
İnsan; sayfa kalınlığında büyür!

——————————————————–

ISS’yi arayan müşteri tipleri: 4

Süper hizmet hattı…..
56 milyon 573 bin 800
Bu ne efendim?
Kullanıcı kodu…
Tekrar alabilir miyim?..
(hektocuk)
Meraba beyfendi, hemen acil çözmemiz gereken bi problem var…
Buyrun, yardımcı olalım…

Ben internete bağlanamıyorum, neden diyeceksiniz, bu pedal çalışmıyo!..
Hanfendi ben sizi derhal başka bi arkadaşa aktarıyorum, o yardımcı olsun diğer hattım çalıyo iygünlerrr!..
(cle)

Müşteri: Benim kredi kartından para çekilmiş…
Ben: Aylık hesap mıydı?
Müşteri: Evet.
Ben: O zaman her ay başında para çekilir efendim.
Müşteri: Hani sınırsızdı bu!..
(saruman)

Ben internet oynamak istiyorum.
Nasıl efendim?
İnternet işte, basbaya…
Bağlı mısınız efendim?
Ne demek bağlı mısınız? O modem midir nedir taktırdınız ya işte onu bilgisayara!..
Tamam efendim, ama gerekli işlemi yapıp internete bağlandınız mı?
Nedir gerekli işlem?
Orda daylap netvörking var, telefon ikonu olacak üstünde ona tıklayın…
Tam olarak ne olacak ona tıklayınca?
Sizin bilgisayarınız telefon hattınızı kullanarak, modem aracılığıyla bizimkini arayacak, sonra ana makineden cevap gelince, ikisi arasında bir bağlantı oluşacak, internete bağlanmış olacaksınız, sonra istediğiniz siteye girebileceksiniz, chat yapabileceksiniz, daha…
Tamam tamam vazgeçtim oynamıyorum ben, uzun işmiş bu!..
(cle)
DEVAM EDECEK

Stop
Muammer Erkul
03 Mayıs 2000 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir