——————–
Ben: Doğru diyorsun…
…Bak şimdi ne diyeceğim: Hani bir zamanlar O ve Ben diye bir iki yazı koymuştum, “Mektuplar” kısmına da bazıları kızmıştı bana… İşte bu tip konuşmaları oraya koymak için açmıştım orayı… Misal ki şu konuşma olsaydı orada çok kişi pek çok şey öğrenecekti…
O: Evet hatırlıyorum o yazıyı.
Ben: Tepkiler almıştı ama çok kişi de hoşlanmıştı onlardan. Fakat her yazışmayı epey elden geçirmek lazım oluyor…
O: O da sana külfet! Ben halletmeye çalışayım istersen.
Ben: Evet, bana yardım edersen daha kolay olur. Hadi yap bakalım…
O: Tamam. Lisedeyken edebiyatım iyi diye hoca hep bana yazdırırdı edebi metinleri, bunu da hallederim. 🙂
———————-
———————————————-
Ben: Ne yapıyorsun, iyi misin? Ve dün filmi izledin mi?
O: 1) İyiyim, hamdolsun…
Ben: Peki 2 ne?
O: 2) Dün 4’e çeyrek kala ordaydım fakat yine bilet kalmamıştı 16.20 seansına, izleyemedim yani…
Ben: Haddi yaaa… Bilet kalmamış ha?.. Sssüper be!.. :)))
O: Gerçekten de çok şaşırdım!.. Hadi Perşembe akşamı gnctrkcll kampanyasından dolayı kalabalık demiştim… Fakat cumartesi günü öğlen 16.20 seansında bu kalabalık…
Ben: Eee o kadar tanıtım yaptık de mi? :)) Bak henüz SEN BİLE GÖREMEDİN filmi!..
O: Hiç de göremeyeceğim sanırım bu gidişle :((
Ben: Aslında işte bunu yazmak lazım! Yani (ben izlemedim ama) diye başlayan yorumcuların, konuşmalarını (sakın izlemeyin, öcüdür) diye bitirdikleri filme yer bulunmuyor!
O: İşte ben de filmi izledikten sonra yorumlamak istedim, ama olmuyor!
Ben: Yok yok, film için yorum yazma, onu sonra yazarsın da, şimdi sadece “BİLET BULAMADIM” diye bir yorum yaz… 🙂
O: Olur yazarım… Ama sen şimdi neden benden böyle bir istekte bulundun ki?..
Ben: İstek mi? J)) Hani şarkı gibi… İstekte bulunurlar ya şarkının ismini peçeteye yazarak…
O: …
Ben: Neden mi? Hemen yazsaydın, yorumunu okunmaya açabileceğim pozisyonda olduğum için, sitedeyim ya…
O: Senden bir ricam olacak… Yazmam için istekte bulunmasan…
Ben: : )) e yazma o zaman!
O: Ben içimden geldiğinde yazıyorum zaten, senin söylemene gerek olmadan. Böyle söyledin, ısmarlama olunca anlamsız gelir bana…
Ben: Anladım dediğini. Teşekkürler, söylediğin için. Hemen yaz dememin sebebi hemen açabilecek durumda olduğum içindi…
O: Zaten birçok insan kendiliklerinden yazıyorlar oraya bir sürü şey, ben de yazmayıversem bir şey olmaz!
Ben: Ben de her aklıma geleni söylüyorum işte, her zamanki gibi!
O: Sen söyle… Elbette söyleyeceksin… Bu beni mutlu eder.
Ben: Bak şimdi; az önce söyleme dedin, şimdi söyle diyorsun… Ne yapayım bana onu söyle! :)))))
O: Sen istediğini söyleyebilirsin bana…
Ben: Ama sadece bir şeyi söyleme hee, öyle mi? 😉
O: Bir şey mi? Nedir o acaba?
Ben: E demin diyordun ya (bana yorum yaz) deme, diye… Haçan budur! 🙂
O: Ben oradaki her yazıyı okuyorum emin ol, her gün neler yazılmış, kim ne demiş…
Ben: 🙂
O: Fakat içimden geldiğinde yazmak daha hoş. Yoksa sen daha iyi bilirsin aslında bu söylediğimi "Hadi Muammer şuraya bişeyler yaz" dediklerinde nasıl ki içinden gelmiyorsa yazmak…
Ben: Elbette doğru söylüyorsun… Haklısın…
O: Tabu-T’u seyir defterine koymayacak mısın?
Ben: Koymalı mıyım?.. Günlük yazıları günü gününe eklemeye çalışıyoruz ve yine günlük yazıların altında da yorum yazabilme özelliğini koyduk… Böyle olunca Stop köşesi yazılarını Seyir Defteri bölümüne de tekrar koymaya lüzum yok gibi geldi…
O: Anladım…
Ben: Aslında işin mantığı farklıydı tasarlarken… Seyir Defteri; biraz daha günlük, daha özel şeyler içindi. Hani; Küçüksu buluşması, maç filan gibi gazetede çıkmayan şeyler…
Bu konu hakkında ne dersin?..
Yani STOP köşesindeki yazılara da yorumlar alınabildikten sonra, yeterli olmaz mı herkesin kendi yerinde çıkması?
O: Evet mantıklı bu söylediğin. Stop yazıları Seyir Defteri’nde “tekrar” oluyordu!
Alışmıştık belki Stop’taki yazılarını da Seyir Defteri’ne koyup yorumlamaya… Baktım da (Stop bölümünde çıkan) Tabu-T’a yorum gelmemiş mesela çok fazla. Halbuki gerçekten de çok önemli bir yazı…
O: İnsanlar alıştılar, siteni açtıklarında Ziyaretçi Defteri’ne ve Seyir Defteri’ne bakıyorlar, o an neler oldu, ne var ne yok, diye… STOP yazıları kısmı sanki, nasıl söylenir, eski yazıların arşivi gibi, oraya yorum yapmamalı sadece okumalı ordakileri gibi…
Ben: Belki de SON EKLENENLER kısmını iyice belirgin hale getirmeli…
O: Evet o da olabilir. Ya da sen yine yan tarafa uyarı koy: “Stop kısmında Tabu-T var, okuyun” filan gibi bir şeyler yaz.
Ben: İşte bunun için de (Ziyaretçi Defterine yaz) diyeceğim bana kızacaksın! Çünkü şunun için diyorum: Bu konuştuklarımızı diğerlerini duyması lazım, e benim yazmam abes oluyor bazen… Yani demin konuştuğumuz ve çok kimsenin başına gelen bocalamayı anlatmak için söylemiştim, sadece yazasın da kalabalık olsun diye yazmadım! 🙂
Ben: Yan taraf dediğin “Şu anda” kısmı, değil mi?
O: Evet o kısma dedim 🙂
Ben: Son eklenenler ve En çok okunanlar listesindeki satır sayısını biraz daha arttırmak ta istedim, belki yapılır… Yani 7 değil de 10 başlık filan…
O: Evet mantıklı.
Ben: Fakat bir şekilde insanlar, gerideki yazılara yorum filan yazarlarsa tekrar dönüp gene ona bakmayı kendileri öğrenecek… Yani mecburen site içinde gezinmeyi benden daha iyi bilecekler!..
O: Geri dönüp bakmaktan ziyade, o an yazı yazıldığında okunsun bence, bu daha mantıklı. Elbette eski yazılanlara da bakılır ama hani derler ya; demir tavında dövülür!
Ben: Belki siteden daha sık posta gitmesi lazım… Evet demir tavında, ama güncel konular için… Haklısın ama sözünde…
O: Sonuçta insanların belki çok fazla zamanları olmuyordur, siteye bir kez giriyorlar o gün ne var ne yok diye bakmak için… O an görmelerini ve okumalarını sağlamak daha mantıklı. Sanırım en etkili yol da; yan taraftaki senin yazdığın küçük uyarı notları…
Ben: Doğru diyorsun…
…Bak şimdi ne diyeceğim: Hani bir zamanlar O ve Ben diye bir iki yazı koymuştum, “Mektuplar” kısmına da bazıları kızmıştı bana… İşte bu tip konuşmaları oraya koymak için açmıştım orayı… Misal ki şu konuşma olsaydı orada çok kişi pek çok şey öğrenecekti…
O: Evet hatırlıyorum o yazıyı.
Ben: Tepkiler almıştı ama çok kişi de hoşlanmıştı onlardan. Fakat her yazışmayı epey elden geçirmek lazım oluyor…
O: O da sana külfet! Ben halletmeye çalışayım istersen.
Ben: Evet, bana yardım edersen daha kolay olur. Hadi yap bakalım…
O: Tamam. Lisedeyken edebiyatım iyi diye hoca hep bana yazdırırdı edebi metinleri, bunu da hallederim. 🙂
Ben: Örnek dosyayı sana göndereyim öyleyse. Aynısı olsun ama…
O: Merak etme!
Ben: Önce sen oku bu yazışmayı, yayınlanmasını istemediğin yerleri çıkar…
O: Olur.
Ben: Sana bütün gizli yazışmalarımı da gönderiyormuşum kaza ile! “İş kazası” diyor ya mankenler “falso” verirken! :))
O: Ya evet bütün kirli çamaşırların ortaya çıkar, çözüp çözüp siteye ekleriz! “Muammer kimle nerde ne yapmış, Muammer’i nerde gördüm”, falan hepsini… 🙂
Ben: :)Şu yorumlara dönüyorum artık…O: Ben anlamam yanlış dosya falan, kirli çamaşırların ortaya dökülecek, hazır mısın?
Ben: Hazırım, elbette… J Müsaade istiyorum… Hadi başbaş! Bekliyorum yeni O ve Ben’i 🙂 Yok, bütün site bekliyor…
O: Yeni bir yorum yazdım siteye, birazdan görürsün. Bu arada seni sevdiğimi de unutma, sana da başbaş…
Ben: Vaaay 🙂 Bunu da koy istersen yazıya da, o anda CART diye yırtsınlar ağzını :)) Veya acı biber sürsünler, çok cadılar var haa, bilmezsin! 🙂 Tamam, hayırlı geceler…
O: Cadılarla uğraşacak değilim, onlarla sen uğraşıyorsun nasılsa! Ben sadece, her şartta seni ve yaptıklarını seviyorum, şeker… Sen şimdi bunlara cevap yazma, işini yap. Tekrar iyi geceler…
(17 Kasım 2008 / 00.31)
Çok çok teşekkür, mektup eklemişin ve görünce çok mutlu oldum.Dün değil ondan önceki gün seni rüyamda gördüm (hayr olur inşallah)…
Ama mektup yine güzel olmuş… Gerçekten bazen seni niye sevdiğimi düşünüyorum,, seni sen oldugun içün ve güzel yazıların (yaptıkların) için seviyorum.
O’nun sevdigi gibi yani…
Siteye her gün bakamıyorum ya, baktığımda da alelacele oluyor, yazdıklarımın üzerinde düşünme fırsatım olmuyor…
Ve ince ince gezemiyorum da.
Stop köşesine de yorum eklenebiliyor ama ben daha oraya da doğru düzgün bakamadım. Kendi bilgisayarım olursa doyasıya gezerim.
Güzel bir site ve insanları bir arada tutabilmek de güzel bir erdem.
Daha nice ay ve yıllara…
Sevgilerimle efendim…
MELİKE