O da kriz miydi!..
Not:
ABD ve siz, iyi ki inanmayacaksınız bu nota; tam, “aptala malum olur” hesabı… Hatırlayın, 99 depreminde bir not vardı bizim köşede. İnsanların bir kısmı o bir TEK KELİMELİK notta “ölebileceklerini” okumuş ve uyumuşlardı, bir daha uyanmamak üzere!..
Yine bir sabah klavyemi çektim ve yarın yayınlanacak yazımı yazmaya başladım. Elle yazmak için bir nottu ilki: “Savaşta olmayan bir ülkede doğduğum için; ben ne kadar şanslıyım!” Diğerleri aşağıda…
İlginç olan; yazılar 10 Eylül’de yarın, yani 11 Eylül için yazıldı…
Ama hazır olan ve aslında Pazartesi için düşündüğüm hoş bir yazım sırf Çarşambaya kalmasın diye, o sabah yazdıklarımı o gün bir kenarda bıraktım… İşte, eğer o gün “Gönlümdekiler” yazısını okumasaydınız; TAM ORTASINA UÇAKLAR SAPLANAN kuleleri televizyonlarda seyrederken ve dünya için ne BÜYÜK BİR KRİZİN başladığını hissederken, elinizde tuttuğunuz gazetede, aşağıda okuyacağınız yazılar bulunacaktı!..
İyi ki öyle olmadı… Ve iyi ki siz, ve ABD zaten bu satırlarıma inanmıyorsunuzdur(!)
………
Amerika’yla Irak’ın savaşa tutuştuğu (91) Ocak ayında bir reklam ajansı açma “cüreti” bile gösterebilmiş biri olarak diyorum ki; artık korkuyorum!..
Niye peki? Şunun için:
Biraz kendimi toparlamış, ve yeni bir reklam ajansı (daha) açmıştım… İyi mi?..
İyi mi, değil mi kararı siz verin; çünkü sene 94’tü!..
O zaman da bombadan beter patlayan dövizdi, ve koro halinde diyorduk ki;
“Oo, hooo o!.. O kriz de kriz miydi?..”
…..
Hafızasını “zaptedebilmiş” kişiler kaldıysa aranızda, saysın; 90’da oluşup, 91 Ocak’ından itibaren bizi sallamaya başlayan KÖRFEZ KRİZİ (Irak-ABD savaşı) ile, 99 senesinin Ağustos ayındaki KÖRFEZ KRİZİ (İzmit Körfezi depremi) arasında kaç kriz yaşadık?..
Boşuna mı SİNİR KRİZLERİ geçiriyoruz?..
…..
Ne demekle başlamıştık lafa?..
“Oo, hooo o!.. O da kriz miydi?..”
Deyin bana, her defasında aynı lafı etmiyor muyuz koro halinde? Ayrıca siz de alışık değil misiniz bu sözü söylemeye?
…..
Yakında, yine hep beraber; “Oo, hoo o!.. O da kriz miydi?..” dememizden korkuyorum, şu anki krizimizi bile hiç sayıp…
…..
Anlıyorsunuz beni, değil mi? Korkum, yıllardır yaşadıklarımız değil… Bize, yaşadığımız bu krizi bile;
“Oo, hoo o!.. O da kriz miydi?..” diye andıracak, arattıracak bir krizin büyüklüğünden korkuyorum!.. (10 Eylül 2001)
——————————————————-
Vuruldum, orta yerimden…
Vuruldumm;
Tamm, orta yerimden…
…..
Sımsıcak, saplandın içime!
Kaçamadım…
Elimi uzatıp, kimseden yardım alamadım…
Ağzımı açıp da feryadı basamadım…
Büyüdü, büyüdü gözbebeklerim;
Sadece, bakakaldım!..
…..
Vurulduum; tamm orta yerimden…
Sımsıcak saplandın içime!
Koca bir dağ gibi sanıyordum kendimi;
Sen, tünele dalan bir tren gibi kayboluncaya kadar içimde!..
…..
Kayıp mı oldun, yoksa bana mı karıştın?..
…..
Yolunu sırtlamış bir kara tren gibi, kıvvır kıvır dumanların başında, daldın içime;
Ama çıkmadın!..
Dedim ya, koca bir dağ gibi sanıyordum kendimi; sen, tünele dalan bir tren gibi kayboluncaya kadar içimde!..
…..
Başında dumanlarını savura savura… Ve bir yandan kendi önüne demir yolunu döşeyip; dönüp, geçtiğin yolları da toplaya toplaya dalıp içime… Çıkmadın ya bir daha!..
Şimdi sen, dağa dalıp kaybolmuş bir tren gibi içimdesin ya;
Hoş geldin!
Ve ben, vvuruldum işte tamm, orta yerimden…
Ve sen sımsıcak, saplandın içime!..
Stop
Muammer Erkul
18 Eylül 2001 Salı