Çoğumuzun farklı öcüleri var ve kendi öcülerimizden ödümüz kopuyor…
Yeri belli olsun diye durmadan (hatta yerken, uyurken bile) ses çıkaran yavru kümes hayvanlarının öcüsü yalnız kalmaktır. Büyürler. Bu defa da gölgelerdir onlar için öcü… Üzerlerinden geçen hareket halindeki her gölge akıllarını çıkarır ve hemen alarm verirler biribirlerine…
Tavşanlar içinse öcü, sestir. Tık olsa kulakları dikilir ve kıpırtısızca o sesin nereden geldiğini anlamaya çalışırlar..
Öcülerin en ilginç özelliklerinden biri nedir biliyor musunuz?..
Öcüler, kendilerinin "kimin öcüsü olduklarını" çok iyi bilirler… Ve bu yüzden kendilerini öcü bilmeyenlerin etrafında boşu boşuna dolaşmazlar!..
Yani öcüler için bile; kendilerine kıymet vermeyen kimselerin yanında vakit geçirmek zaman kaybı ve boş iştir!..
Bilgisayarların bir çeşit zihni/hafızası vardır…
Bilgisayarımızın yaptığı/yapabileceği bütün işler; daha önce bu bilgisayarın hafızasına yazılmış/yüklenmiş satırlar ile olur… 1 ve 0 gibi basit ve tek başına anlamsız sayıların milyonlarca kere değişik kombinasyonlarda yazılmasıyla hazırlanan bu programlar ile, ortaya işte bu akıl almaz işler/marifetler çıkar…
Peki bilgisayar programlarını bozup, binlerce insanın işini, emeğini ve ömrünü ziyan eden virüsler nedir sizce?..
İşte onlar da, yine böyle anlamsız sayıların ardarda dizilmesi ve bunların sanal (olmayan/varsayılan) âlemde hızla yayılması… Mevcut programlara yapışarak onları etkisiz hale getirmesi-bozması/değiştirmesidir…
Yani, dikkat: Aslında yok, ama var; çünkü tesir ediyor!.. Anlaşıldı mı?..
İşte bir örnek: Şu "anlaşıldı mı" lafı bile, tehditkar mafya üyesinin ağzında başkadır, reçete yazan hekimin ağzında başkadır, oyun öğreten anasınıfı öğretmeninin ağzında başkadır… Her kelime ve ifade; söyleyicisine göre farklı manalar yüklenir…
"Anlaşıldı mı" da bir cümledir, ama bin anlama gelebilir!..
Öcülerimiz; birer bilgisayar virüsü gibi aslında yok ama vardırlar… Sanaldır ama iş yapar, tesir ederler. Ve hayatımızı mahvedebilirler…
Aynı asansöre aynı anda binen gruptan biri asansörün düşeceğinden korkar, biri karanlık olacağından korkar, bir diğeri nefessiz kalacağından korkar, biri duvarların üzerine kapanacağından korkar, bir başkası yalnız kalacağından korkar, diğeri yanındakilerden birinin kendine saldıracağından korkar, bir diğeri kokusunun duyulacağından korkar, öteki kendisi inmeden deprem olacağından korkar, başka biri elektriklerin kesileceğinden korkar,,, vesaire…
Aslına bakarsanız, bunların hiç birinin de başına bunlardan hiç biri gelmemiştir!..
Hepimizin farklı öcüleri vardır ve kendi öcülerimizden ödümüz kopar…
Ama, bilmediğimiz şudur:
Öcüler, kendilerinin "kimin öcüsü olduklarını" iyi bilirler… Ve bu yüzden kendilerini öcü bilmeyenlerin etrafında boşu boşuna dolaşmazlar!..
Yani öcüler için bile; kendilerine kıymet vermeyen kimselerin yanında vakit geçirmek zaman kaybı ve boş iştir!..
Son söz olarak bir ipucu ister misiniz?..
Eğer doğru şekilde üflemeyi öğrenebilirsek; omzumuza konmuş tozlar gibi, öcülerimiz de uçar/savrulur gider!..
Stop
Muammer Erkul
26 Mayıs 2004 Çarşamba