Bir arkadaşım “Okunabilecek Kitaplar Listesi” yapmış, isteyene veriyor.
Dur, dedim! Okunacak kitaplar listesi, zor olan. Asıl yapmamız gereken: Okunacak Yazarlar Listesi…
Ömrümüz; “okumayacak olsak da şu meşhurun kitabını satın alalım, herkeste var ayıp olmasın” sayıklamalarıyla geçti. Sonra biri gördü elimizde kitabı, o da ayıp olmasın diye aldı, sonra biri daha gördü ikimizin birden elinde; üç olduk!..
Okumasak bile aldık, okumasak bile taşıdık elimizde, okumasak bile çantamızdan o kitap çıktı masalara… Halbuki o kitabın okumadığımız sayfalarında anamıza sövülüyordu, haberimiz yoktu!.. Halbuki okumadığımız o sayfalarda milletimize, devletimize, vatanımıza küfrediliyordu, haberimiz yoktu!..
Bazen açık açık, bazen gizliden gizliye…
Bizler, birer yudum da su içtik üstüne her cümlenin; ittirmek için içimize!..
Sonunda ne olmuş/oluyor biliyor musunuz? Sonunda, alışıyor insanlar. Diyorlar ki: Sokakta yürüyeceksem “ahmak ıslatan” yağmuruna aldırmamam gerekiyor!..
Ya hastalanıyor/ölüyor… Veya, küsüyor insanlar;
Kitaba…
Yani, istikbâle!..
…..
İşte, zurnanın zırt deliği de burası. Yüzlerce yayınevi, binlerce yazar, milyonlarca kitap var artık. Listeni nasıl yapacaksın?
Hangi kitabın kaç sayfasını yolarak koyabileceksin evindeki sehpanın üstüne, veya kaç yayınevinin adını yazabileceksin tahtaya…
Kara tahtaya!
Tespit et artık; süte mi, bala mı, yağa mı, yumurtaya mı ihtiyacın var, beslenmek için? Ve bunları sana kim verecek, anla artık!
Kahvaltıda omlet yapmak istiyorsun çocuklarına…
Ama bahçende “beslediğin” tavuk değilse; ne kadar evirip çevirsen, elinde yuvarlasan da, onun çıkardığı yumurta olmuyor!.. Ama tavuktan çıkan yumurta; yamuk bile olsa omlet oluyor!..
Çünkü tavuk her zaman tavuktur, domuz her zaman domuzdur, manda her zaman mandadır…
Çiçeklerle buluştuğu an, arının yapmaya başladığı; baldır!..
Bazıları ise, aynaya bakıyor da; ne bir tavuğa ne de bir başka şeye benzetemiyor kendini, biliyorum. “Üretemem, korkarım. Eserim düzgün olmaz”, diyor…
Onlar anlamıyor;
Bu sabah bu tavaya ya bir tavuk yumurtası kırılacak,,, veya,, veya, veya!..
“Aaabilerim, ablalarım”, diye başlardı eskiden satıcılar…
Abilerim, ablalarım; biz de bir fikir satmaya çalışıyoruz bugün burada: Kendinize birer “yazar listesi” yapın!..
Bugüne kadar tek kitap çıkarmamış bile olsalar, bulun onları. “Ne yazarsan yaz, ama sen yaz, çünkü senin ölçün var” deyin, zorlayın onları…
Çünkü sizin yapacağınız yazar listesindeki insanlar; eğri yazar, yumru yazar ama yanlış yazmazlar… Çamura batar, düzlüğe çıkar; ama hep aydınlığa doğru giderler…
…..
Ahmak ıslatan yağmurları altında kimler öksürüyor, ve neden?..
Bu yolda yürünecekse, başka yolu yok bunun!
Stop
Muammer Erkul
08 Ağustos 2004 Pazar