Ramazan kuzularına… -5- [03 Ağustos 2012 Cuma]


Hurma yanaklı, tatlı kuzuuu!
Nahle nedir, sana anlatan oldu mu?

Fakat önce Ramazan ayından bahsedelim. Çünkü bu ay çook önemlidir…

Elbette biliyorsundur; Kur’an-ı kerimde bütün manevî üstünlükler bulunur. Bu mübarek ayda ise, o üstünlüklerden hâsıl olan iyilikler bulunmaktadır. İşte bu bağlılıktan dolayı Kur’an, Ramazan-ı şerifte indirilmiştir.
Kadir Gecesi de Ramazan’dadır. Bu ayın özüdür. Yani Ramazan çekirdek gibiyse, Kadir Gecesi bu çekirdeğin içi gibidir… Bir kimse bu mübarek ayı saygılı, iyi geçirirse; hem Ramazanın hem de bütün yılın hayır ve bereketine kavuşur…


 
Biliyorsun bu ay oruç ayıdır.
Sevgili Peygamberimiz “Oruçlu kimse hurmayla iftar etsin, çünkü bereketlidir” diye nasihat ederdi… “Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselamın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır” buyururdu… (Bildiğin gibi “hala” babanın kız kardeşine denir.)

Hurmanın ağacına nahle denir.
Nahle ağacının meyvesi olan hurma; yendiği zaman, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada bulunan her şey insana aktarılmış olur. Hurmada bulunan sonsuz üstünlükler, bunu yiyende de bulunur. Oruç tutan kimse, geçici dünya zevklerinden temiz olduğu için, iftar ve sahurda yediği hurmadan pek çok istifade eder.


 
Sadece hurma yemek bile, çeşitli yemekler gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu faydaları, İslâmiyete uygun olarak yiyenler içindir. Ayrıca, tam faydasına kavuşmak için; onu sıradan bir ağacın meyvesi olarak değil de, bu anlatılan bilgi ve bereketi düşünerek yemek lâzımdır. Çünkü yalnızca bir meyve olarak yenirse, yalnız madde ve kalori faydası elde edilir. Fakat böyle işin içyüzü bilinerek yenirse; inşallah bereketine de kavuşulur. O zaman hurma; bâtını, yani insanın gizli olan iç âlemini de besler.

Ben bunları, Serhendli Ahmed Faruk isimli manevî dedemizin bir mektubundan öğrenmiştim. Ve artık bunları öğrendikten sonra, hurmayı bereketine kavuşmadan yemek büyük kusur olur…
Öyle değil mi?

Stop
Muammer Erkul
muammer.erkul@tg.com.tr
03 Ağustos 2012 Cuma

4 yorum

  1. “Serhendli Ahmet Faruk dedemiz” Ne tatlı bir ifade bu:) Biz de “dedeciğim” diyebiliriz değil mi?:) Hurmayı da daha şuurlu yeriz artık inşallah. Hırma tadındaki yazıların için koccaman teşekkürler abiciğim.
    Sevgi ve selamlar:)

    HİCRAN SEÇKİN

  2. Kuzu olmak güzel şey beh :))

    Okur kuzu 🙂

  3. AHHH Ramazanın en tatlı kuzusu, sen ne güzel bir kuzusun, ne güzel meliyorsun.
    Yeğenim, dedesinin kendisi için aldığı küçük bir kuzu beslemişti yıllar önce. Evlerinin hemen yakınındaki tarihi (ÇIRPICI ÇAYIRI)na oynamak için gittikleri bir gün, kendinden küçük bir kıza oynaması için izin vermiş. Ayrılacakları zaman küçük kız “Vermem KUZUMU sana” diye tutturmamış mı! Neyse olay tatlıya bağlanmış ve bizimkisi kuzusu ve dedesiyle mutlu mutlu eve dönmüş.
    Şimdi ne zaman bir kuzu hikayesi dinlesem bunu hatırlıyorum.
    Kuzular tatlı varlıklar, en az çocuklar kadar.
    Biz de dikkat edelim ve KUZULARIMIZI kimseye vermeyelim, hele onların temiz dimağlarını kirli bilgileriyle doldurmak isteyen KURTLARA…
    Ramazan kuzularına yazdıklarını beğenemiyorum, çünkü bayılıyorum!

    İLİRYA SEVEN

  4. Bu mübarek hurma günlerinde hurma güzelliklerine kavuşmak duasıyla…

    Nahle Hala’nın yeğeni, Serhendli Ahmed Faruk Dede’nin torunu kuzulardan bir kuzu;)

    YEĞEN KUZU

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir