Yakında okullar açılacak… (Şimdi baksanıza bir kere daha yandaki şu resme)
Hah, işte böyle kalın olur mu her zaman. Sınav dönemlerinde de, asılmasın suratlarınız!..
Kırık’çık…
Çoğu zaman bunun ilacı; bizi içimizden gıdıklayan kıpırtıları, uygun zamanlarda yakınımızdakilerle paylaşmaktır, değil mi?..
Benim içimi kıpırdatıyor olsa bile, şu an size anlatabileceğim en “komik” fıkra;
Çâresiz bir hastalığa tutulduğunu sanarak doktorun karşısında inleyen, ve neresine dokunursa dokunsun dayanılmaz ölçüde canı yanıp acı feryatlar koparan Temel’in; aslında vücudunda bulunan bir hastalıktan değil de, PARMAĞININ UCUNUN KIRIK OLMASINDAN mütevellid çırpınıyor oluşunun ortaya çıkarılması değil…
…Belki de herkesin bildiği bu vak’ayı yine, tekrar ve gene benim ANLATMAM olurdu ha, ne dersiniz?..
Haçen ne dersanuz deyun, bu fikra komik bi fikradur…
Otobüsün bodrum katı…
Daha komiğini uydurmuştum ben, ama kimse itibar etmedi…
Sizin mahallenin değil, bizim mahallenin Temel’i mühendis olmuştu zamanında ve bakmıştı ki her yanda iki katlı otobüsler fink atmakta… Var mı bir Temel olarak onlardan aşağı kalmak?..
Elbette yok!..
Kaz uçar da o ne yapmaz?..
Topladı bizi ve dedi ki;
Uşaklar, elin cavuri içi katli otobüs yapti… Piz ne durayruz, sıvayun kollaru da en yenu yeniliğu yapalum!..
Nasıl da heyecanla işe soyunmuştuk, ve nasıl da hevesle bitirmiştik BODRUM KATLI OTOBÜSÜ… Hatta otobüsün bodrum katını inşa edebilmek için toprağı ben kazmıştım bir arkadaşımla birlikte…
İnanmayan gitsin baksın, eserimiz belki hâlâ duruyordur eski mahallemizde…
…..
Mühendis Temel abi de bizler de bir türlü anlayamamıştık ama otobüsümüzün niçin hareket edemediğini…
Rütuşlu röntgen filmi…
Zavallı Temel abimiz yıllarca uğraşmıştı onunla ve gece gündüz içinde yatıp kalktı; motoru sağlam olan ve hiç bir kusuru bulunmayan “bodrum katlı” otobüsünün içinde. Yatağı toprak hizasının altındaki bodrum kattaydı. Ondan mıdır nedir, bir süre sonra hastalandı… Çok sevdiği arkadaşı doktor Cemal beye muayene olmaya gitti.
Uzun zaman beraberdik ya, meraklardaydık biz de. Sorduk, anlattı tane tane:
-Cemal çok iyi bir doktor, çok. Birkaç şeyden süphelenip filmimi çekti…
E, sonra?..
Cemal çok iyi bir doktor, çook… Dedi ki; Eyvah, seni ameliyat etmemiz lazım, ki çok da pahalıya patlayacak…
Eee, sonra?..
Dedim ki, etma eylema Cemal, henüz otobüsü yürütüp satamadım, bi kolaylık et bana…
Eee, ee?..
Eee’si ne?.. Tedum ya, benim arkadaşım çok iyi bir doktordur çok… Penu o pahalu ameliyata sokmadı ve alıp röntgen filmimu, hasta yerimun üstüna RÖTUŞ yaptı…
Sizin mahallede de Temel abiler var mıydı?..
Ne duruyorsunuz, ansanıza rahmetle… Onlar olmasaydı kaç gülücük eksik kalacaktı dudaklarımızda, kim bilir?..
Stop
Muammer Erkul
04 Eylül 2001 Salı