İnanın yazın kimseler bakmaz sanıyordum sitemizin yüzüne!
Yanılmışım;
Ne mutlu!..
:)))
Kimi köyünde fındık, zeytin, şefteli bahçelerinde veya ayçiçek, mısır, pamuk tarlalarında yahut üzüm bağlarında, sebzeliklerde, meyveliklerde… Kimi tur otobüslerinde, kimi plajlarda… Kimi veremediği sınavlara hazırlanıyor, sıkıntılı… Kimi de oflaya poflaya çalışmaya çalışıyor işyerinde, hem de bu sıcaklarda!
…..
"Kimin aklına gelir ki, diyordum yazın bizim siteyi açmak!.."
….
Yanılmanın da güzel olduğu zamanlar var!
:)))
Altı ay olmuş, sitemiz başlayalı….
Ocak ayının 19'uydu…
Temmuz ayının 19'unu gördük hep birlikte…
Ve 36600 sayısını…
Çok mu?
Çok…
Az mı?
Az!..
Aslında her yazı, her site, her iş, her hizmet "bir kişi" için yapılır…
Aslında masallar bile bir kişi için anlatılmıştır vakti zamanında…
Var mısınız…
..hep birlikte;
MASAL olmaya?..
Bir varmııış, bir yokmuş…
Mevlanın günü çokmuş…
İşte bu günlerden birinde;
içinde küçük küçük pembe kalpler bulunan bir site kurulmuş…
…..
İçinde pembe kalpli yazılar bulunan sitenin, ikiyüz kadar ziyaretçisi varmış sadece, kurulduğu aylarda…
Ama işte bu masal onlarla başlamış!
:)))
Masal dinlemek güzeldir…
Masalı anlatmak daha güzeldir…
Masalı yazmak, anlatmaktan da güzeldir…
Fakat, ya;
Masalı yaşamak?..
…..
Masalı; önce yaşamak, benim her zamanki tercihim…
Sizin de var mı cesaretiniz bir masalı yaşamaya, bir masalın parçası olmaya, ve sonraki zamanlarda anlatılmaya?..
Devlerin ve cadıların arasından geçer her zaman yollar…
Ama, bizlerden sonraki çocukların da dilinde hep pamuk prensesler olacak, beyaz atlı şehzadeler olacak, kırk yamalı dervişler veya kırk yaralı gaziler olacak…
Öyle değil mi?..
…..
İzin verin;
Ki, asırlarca anlatılın…