İhlas Kolej o kadar büyük ve özel ki…
Kültür, sanat, spor, bilim, araştırma ve hemen her konudaki başarıları parmakla gösterilen eğitim kurumlarından biri.
500 kişilik konferans salonu bile şu koca ülkemizin şehirlerinin yarısında, ancak hayaldir…
Çünkü, paran olsa bile her şey yapılamıyor. Önce düşünce olacak, sonra yatırım yapılacak, sonra da o eser onu hakkıyla işletebilecek ehil ellere teslim edilecek…
Türkiye Gazetesi’ndeki köşemde de yazdım, okuyanları davet ettim.
20 Ocak 2011 Perşembe günü, İhlas Kolej konferans salonu doluydu. Öğrencilerden Vecide Altınışık’ın karakalem portre sergisi vesile edilerek; sanat dünyasının iki gerçek ustası Gürbüz Azak ve Yurdagün Göker ile birlikte sahneye çıkarılmıştık…
O gün önce sergi açılışı yapıldı. Sonra bir saat sanat ve sanatçı üstüne sohbet ettik.
Bu öğrenciler, bir daha böyle bir fırsatı ele geçirebilecekler mi acaba?..
Sahnedekileri, aynı ortamda aynı konu üzerinde konuşurken ne zaman yakalayabilecekler?
Ne büyük bir şanstır onlar için.
Umarım kıymetini bilmişlerdir…
Ki bunu test ettim; son bölümdeki öğrencilerin soru faslının ardından: "Bir soru da ben sizlere sorayım, dedim… Sizler, iki büyük ustamızın, okulunuza gelmesinden ve böyle bir sanat sohbeti yapmamızdan memnun oldunuz mu?"
Çok güzel ve uzun ve anlamlı bir alkış koptu ki, her sorunun cevabı idi…
Zaten pür dikkat dinlemişti öğrencileri çoğu, anlatılanları…
Geleceğe eğitilmiş insan yetiştiren; üniversiteye yerleştirme konusunda %100 başarı sağlamış İhlas Kolej öğrencilerinden de bu hassasiyeti bekliyordum zaten…
Kimi tebrik etmek lazım bu noktada?
İhlas Kolej yöneticilerini elbette ve bu etkinliği hazırlayan resim öğretmeni Ayhan Özbek beyi…
Bir tebrik de şunun için ediyorum: Bütün program, konuşmalar kaydedildi.
Yarınlara eser yetiştiren, insan yetiştiren kurumların tutumları, tavırları kendini belli ediyor…
…..
Bu gecelik bu kadar.
(Lütfen ana sayfamızdaki küçük kutucuğa mail adresinizi yazın, yeni konular eklendikçe size de sitemizden bilgi notları gelsin.)
Fotoğrafları aşağıda görebilirsiniz:
Anasayfamızda bir küçük kutucuk var.
Oraya ismini yazanlara; sitemize yeni konular eklendikçe küçük notlar gönderiyoruz.
Siz de yazarsanız irtibatta kalmış oluruz…
M:)
TEŞEKKÜRLER MUAMMER ABİ… DAHA FAZLA NASIL TEŞEKKÜR EDEBİLİRİM Kİ SİZE..
İYİ Kİ VARSINIZ…
HÜRMET İLE…
Resim Öğretmeni Ayhan Özbek
Resimlerinden dolayı Vecide’yi…
Açılışı şereflendiren 3 ustamızı…
Böyle bir organizasyonu düzenleyen İhlas Koleji’ni tebrik ediyorum.
Muammer Abicim her zamanki tatlılığında gülümsüyorsun.
Murat Akyoldaş
Öğrencilik hayatım biteli yıllar oldu ama sizi ve diğer konukları dinlemeye geldim. Hem keyifli bir sohbet oldu hem de okul kokusunu yeniden içime çekmenin heyecanını yaşadım. Resim sergisi de harikaydı.
TEŞEKKÜRLER HERŞEY İÇİN.
Elif/İst.
Orada olmak vardı… Kısmet işte.
ÇİĞDEM
Sevgili Muammer abi, İhlas Kolejindeki sanat söyleşisi yukarıdaki yazınız kadar güzeldi. “Sanat dünyasının iki gerçek ustası Gürbüz Azak ve Yurdagün Göker ile birlikte sahneye çıkarılmıştık.” diye yazmışsınız yukarıya. Siz mütevazılığınızdan böyle yazmışsınız; fakat o gün orada iki değil üç usta vardı. Her şey için teşekkürler…
İbrahim Cebeci
Edebiyat Öğretmeni
Efendim gençlere olan bu ilginizden dolayı teşekkür ediyoruz. Gürbüz Azak, Yurdagün Göker ve Muammer Erkul gibi ustalarımızla bir iki saat geçirmek bizim için büyük bir mutluluktu. Sizler gibi gençliğe böyle önem veren ustalarımız oldukça geleceğe olan umudumuz katbekat artıyor.
Uğur Gürel
Edebiyat Öğretmeni
‘Bu öğrenciler, bir daha böyle bir fırsatı ele geçirebilecekler mi acaba?’ Bu sorunun cevabı umarım yakın bir tarih olur. Sizi, çok değerli üstadlarımızı, keyifle dinledik. Okulumuzun güzelliklerine güzellikler kattınız. Hey şey için çok teşekkürler…
Fatma Yılmaz
Edebiyat Öğretmeni
Her canlının yetişeceği bir iklim vardır. Öyle inanıyorum ki insanın yetişeceği iklim de ihlas ve İhlas Eğitim Kurumları’dır. Nasibi olana ve yetiştirene ne mutlu.
Saygılarımla
Recep Gültekin
Ne güzel organizasyonlardır bunlar. 🙂
Hani, “vefâ, sadece bir semt ismi olarak kaldı” diye dem vuruyoruz ya…
Öyle olmadığına umudumuz çoğalıyor böyle organizasyonları gördükçe.
Muammer Erkul abimiz; kaybolmaya, paslanmaya, puslanmaya yüz tutmuş nice “cevher”in pusunu-pasını silip ortaya çıkarmış (ve çıkarıyor) olan bir güzel insan…
“Üstadım, ustam” dediği diğer iki kıymetli insanı ise, her fırsatta kendisi anlatıyor, bizler de can kulağıyla dinliyoruz zaten…
Ne güzel! Ne güzel ki, böyle güzel bir organizasyonla bu “Cevher Avcıları”na, henüz hayat serüveninin başındaki paslanmamış, puslanmamış cevherlere ulaşma imkanı/kolaylığı tanınmış…
Ne güzel! Ne güzel ki; o cevherler de bu kıymetli büyüklerimizin, oralara kadar teveccüh edip gelmiş olmalarının kıymetini idrak ederek dinlemeye gelmiş.
Böyle bir fırsatı elinin tersiyle itenler de var çünkü…
Emeği geçenlere gönül dolusu teşekkürler.
Dileriz devamı da gelir.
Ben cân-ı gönülden inanıyorum ki bu kıymetli üstadlarımız yılların birikimi olan tecrübelerini, tavsiyelerini bizlere cömetçe sunmak gayreti içerisindeler. Bunun için ise başka birşey istemiyorlar bizden, işte böyle bir “fırsat” bekliyorlar sadece…
Böyle fırsatlar ise, onlar için bir “fırsat” değil; asıl BİZİM için bir büyük FIRSAT.
Lütfen bu imkanı onlara verip, kendimize, kıymetli gençliğimize bu fırsatı tanıyalım.
Saygılarla…
Hicran Seçkin