Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..
Yağmur bırakmadan geçen bulutlar gibiydi zihnimdeki düşünceler; dilime düşmeyen, sözcüklere dönüşmeyen!..
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..
Her zaman fazla oldu söyleyemediklerim, söyleyebildiklerimden!..
Her zaman; bir bilinmez lisandaki çözülmez şiirleri koklayıp, hissettirmeye çalıştım sana…
Her zaman biraz daha zaman kolladım seslenmek için sana, ve her zaman hayıflandım;
Ben, sana ne söyleyebildim ki bunca zamandır?..
Kendi karanlığında; güneşe görünmek için karar veren bir tohum gibiydim…
Zordu çıkmak gömüldüğüm çamurdan;
Ama güzeldi!..
…..
Sen güzeldin ve ben, güzelleşiyordum seni düşündüğümde!..
Kendi karanlığında; güneşe görünmeye karar verip yeşillerini giyen bir tohum gibiydim…
Boyutları değişiyordu hayatımın…
Yani, değiştiren sendin boyutlarını hayatımın; büyüyordum, gelişiyordum, genişliyordum…
Söyleyebildiklerimden çoktu her zaman, söyleyemediklerim; bu yüzden kelimelerimin arası açılıyordu!..
Sığdıramadığım her duygu; iki kelimemin arasındaki boşlukta gizli…
O yüzden, yazdıkça parmaklarım,,, ve işte yine o yüzden söyledikçe dilim topallıyor!..
Toparlayamıyorum zihnimi…
Seni özlüyor, ve terliyorum özledikçe;
Seni koklamak için…
İçimdesin!
Stop
Muammer Erkul
06 Kasım 2002 Çarşamba