Son hizmet [26 Temmuz 2000 Çarşamba]

Son hizmet

Cenk Koray bugün (dün) ardında gerçekten büyük bir hizmet bırakarak toprağa çekiliyor…
İki vasiyeti vardı.
Birincisi;
“Öldüğüm gün köşem boş çıksın.”
Bunu ben de yıllardır düşünürüm ve gönlüm hep öyle ister.
Yani; “Yazılacak bunca konu var, ama ben artık sizlere yazamıyorum!..” der gibi.
Bomboş, bembeyaz… “Bu köşe yazarının size yazacağı-vereceği bir şey kalmadı da, işte artık sizlerden alma-isteme-umma durumunda…” Der gibi…
Ve… “Birazdan karşıma çıkarılacak olan ‘defterim’de inşaallah böyle beyaz, ak-pak ve günahsız olur…” Der gibi.

İkinci vasiyet ise çok daha mühimdir ve çok da büyük bir hizmettir…
Çünkü insanlar bunu “bir dirinin” ağzından duyduklarında umursamıyorlardı…
Yani benim yazmam, senin yazman veya herhangi bir başkasının yazmış veya söylemiş olmasının herhangi bir tesiri yoktu bazı insanların üzerinde…
Ama bir ölünün, kendi cenazesi üzerinde “saygıyla karşılanacak bir hakkı” olabilirdi elbette…

Üstelik, belki de “ne yapacağını bilemeyen” birilerinin ne yapmalarını öğrenmeye zahmet edecekleri yerde, iyi bildikleri-alışık oldukları bir “ifade” biçimini, yani alkışı; yanlış olarak cenazelerde uygulamaları neredeyse bir moda, bir alışkanlık haline dönüşmek üzereydi ki…

…..

Cenk abi şöyle dedi:

“Vasiyetimdir!..
İnsanların, avuç açıp Allah’a dua edecekleri yerde, bir ölüyü kutlar-tebrik eder gibi alkışlamalarını anlamıyorum…
Ve de benim cenazemi hiç kimsenin alkışlamasını istemiyorum!..
Benim için bir şey yapmak isteyenler, el açıp ardımdan dua etsinler…”
…..
İnşaallah bu yanlış, Cenk Koray’ın vasiyeti ile tarihe karışmış, ve cenazesiyle birlikte toprağa gömülmüş olur.

Şiir

“Kan” isimli şiir kitabını görmüştüm ve pek de iyi şeyler düşünememiştim şiirlerin genel havası hakkında… Ama Cenk Koray üç tane şiir kitabına bir de tercümeye imza atmış bir kalemdi.
(Onun ve bizim kalemlerimizle ilgili çok komik-ilginç bir hatıram var ama, yazmanın sırası mı bilmiyorum. Karar verirsem anlatırım.)
Ve onun hatırasını sürdürecek, bizim Kültür-Sanat’daki bir şiirini aktarıyorum:
…..
Koşup giden iyilik ulaşınca Allah’a,
İnsan yüce kul olur inanınca Allah’a…
Keder, hüzün bitecek, kurtarıcı gelecek;
Herkes şükür diyecek secde edip Allah’a.
Doğruluktur muradım. Sevgidedir inandım,
Bilgiyledir her adım yeter ki dön Allah’a.
Çalışmakta birinci, iyilikte bir inci,
Kalmaz kıskanç ve kinci diz çökünce Allah’a.
Gide gide usandım. Bu gelişim son sandım.
Dünya senden utandım; boyun eğip Allah’a…

*Cenk Koray

“Kültür” sandığımız cehalet

Bazen hakikaten merak ediyorum; “bazı televizyonlar, bazılarını işe almak için’ geri zekalılık imtihanı’ndan geçiriyorlar mı” diye… Çünkü “ancak” böyle bir sınavdan “başı dik” çıkabilecek olanları karşımda görünce tüylerim dimdik oluyor…
Acıyorum “kültür” dediğimiz cehaletimize…

Halktan ol kardeşim, halktan biri ol!
Bu toprağın insanı senden çok daha iyi biliyor bilinmesi gereken ve senin de bilmen gerekenleri, emin olabilirsin bundan… Ve güvenebilirsin de halktan alabileceğin; ninelerinin ve dedelerinin de uygulayageldiği bu bilgilere…

Ya Rabbiii;
Bizi düşmanlarımızdan…
Ama ilk önce aramızdaki ahmaklardan koru ve muhafaza eyle, amin.

Stop
Muammer Erkul
26 Temmuz 2000 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir