Ne zaman suyu hortumdan bilsem yanıldım, ve ne zaman radyonun konuştuğunu sansan yanılacaksın!..
Her şey, her zaman değişiyor; ben de, sen de, o da. Farkında mısın?.. Farkında ol!
Şartlar değişiyor, düşünceler ve alışkanlıklar değişiyor…
Kafan karıştığında, yolların mı karıştığını sanıyorsun?..
Kendini farklı bir açıya getir şimdi, gözünü başka bir dürbüne daya, değişik bir katın penceresinden bak bahçedeki çocuklara…
Hepsi birbirinin aynısı sanki; ama değil…
Birinin çok hassas bir bünyesi var ve az terlese yatağa düşer, birinin bütün enerjisini tüketmesi gerekir, biri sürekli ilgi ve alaka bekler… Biri hiç hastalanmadı şimdiye kadar, birininse diğer çocuklarla temas etmesine doktor izin vermiyor…
Çünkü bulaştırma tehlikesi var!
Anne veya babası (hemşire ya da öğretmeni) çocuğunun, kendi tembihlerine uymayabileceğini düşünerek sert söylemişti. Onunla temas etme, demişti! Çünkü, henüz serpilip büyümemişti evladı. İstemiyordu kendini mahvedebilecek virüsleriyle tanışmasını, diğer arkadaşının. En azından bir süre daha…
Oturacağı basamağı kendi seçiyor insanlar!
Çocuk büyüdü… Ve dönüp bakınca geriye: “Sen bana sert söyledin, dedi!.. Bak, ben hastalanmadım, ve hatta o arkadaşım da hayatta… Ya o zaman beni engellemeyecektin, veya şimdi böyle serbest bırakmayacaktın… Yani, ya o zaman yanlış yapıyordun, veya şimdi yanlış yapıyorsun!..”
…..
Evlatlar yanlış arar genellikle ana-babalarında…
Fakat, yanlış olan; ana-babaların, çocuklarının ayaklarına çamur bulaşmasına aldırmamalarıdır!..
Hasta iyileşmişse, tedavilere cevap vermiş demektir…
Sana hastalık bulaşmadıysa; ya iyi korunmuşsun veya bulaşmış ama bağışıklığın varmış demektir…
Yıllar geçtikten sonra artık aynı tembihlere lüzum kalmaz ki…
Bu; ne önceki sıkı tembihlerin, ne de şimdiki serbestliğin lüzumsuzluğunu göstermez…
O da değişti, sen de değiştin, ben de değiştim…
Üstelik, gözler de değişiyor. Her zaman aynı netlikte göremedikleri için iplik takıyorsun iğnelerine, ninelerin…
Bulduğu çivileri, prize sokmaya her teşebbüsünde eline vurulan çocuğu; sağ ve sağlam olarak büyüdüğünde, babasına öfke mi duyar?..
Yaralardan cerahat temizleyen bakıcıların;
Hastalar arasına perde çekmesinden normal ne olabilir ki?..
Yani, şimdi sen;
Kafan karıştığında, yolların mı karıştığını sanıyorsun?..
Yani, sakın unutma;
Şartlar değişiyor, düşünceler ve alışkanlıklar değişiyor… Her şey, her zaman değişiyor; ben de, sen de, o da… Bunun farkında ol!
Ve yani ben gibi sen de; ne zaman suyu hortumdan bilsen, ne zaman konuşanın radyo olduğunu sansan, yanılacaksın!..
…….
NOT: Pastaların üstüne konan küçük ve renkli mumlar, dondurma dolu kaselere sokulan kâğıt şemsiyeler, hatta çoğu yiyeceğin yanına konan parlak metal veya gümüş takımlar “YENSİN” diye değildir!..
Stop
Muammer Erkul
14 Mayıs 2004 Cuma