Üç incir çekirdeği… [20 Haziran 2001 Çarşamba]

Üç incir çekirdeği…

İnanamadı ona telefonumu verdiğimde; çığlıklar attı… Bir şeyler söyleyecekti, belki bir şeyler öğrenecekti ve bir şeyler isteyecekti benden…
Ama henüz ikinci konuşmamızda tartışmaya başladı benimle…
…..
Dün, o yok iken hayatımda ve bir dakika sonra da olmayabilirken… Üstelik belki de pek çok öğrenebileceklerimiz varken birbirimizden; üç telefon hakkının henüz ikincisini benimle tartışarak geçirdi!..
…..
Halbuki;
İnanamamıştı telefonumu ona vermeme…
Halbuki çok sevinmişti tam üç defa konuşabileceğimize; söyleyecekleri, soracakları ve belki de öğrenecekleri olduğu için!..
…..
Ve henüz konuşmalarımızın ikincisinde, benimle anlamsızca tartışmaya başlayarak, belki de ona verebileceğim bütün zamanları ziyan etti!..

Telaş içinde gelen kadın kendisine üç adım kaldığında, saatli kolunu yüzüne doğru uzatan adam;
-Bak, dedi hırçın bir sesle… Tam üç dakika geciktin, ve otobüs gitti…
-Özür dilerim, dedi kadın. Yetişemedim, ama az sonra bir tane daha var nasılsa…
-Benim sadece üç saatim olduğunu biliyordun ama…
-Biliyorum… İşte bunun için vaktimizi tartışarak tüketmeyelim istersen!..
Üç saati, “üç dakika”yı tartışarak tükettiler!.. 

Yahu, NEYİ tartışıyorsun ki, veya NİYE tartışıyorsun?..
Yahut, neyi tartışıyoruz ki, veya niye tartışıyoruz?..

Bir gün, bir bakıyoruz ki geriye; ömrümüz üç incir çekirdeği için tartışarak tükenmiş!..
Yalvarıyoruz;
“Üç nefes daha, üç nefes daha, üç nefes dahaaa!..
Ki soyunayım taarruz silahlarımla müdafaa zırhlarımı, hava alsın tenim…
Üç nefes daha…
Ki kanatlarına binebileceğim tebessümleri öğreneyim!..”

“Üç santim aklı olan” herkes düşünüyor işte bunu:
Üç incir çekirdeğini…
Ve az gelecek üç nefesi!..

——————————————————

Ya gazi ol, ya şehit

Haydi yavrum! Ben seni bugün için doğurdum;
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum;
Türk evlâdı odur ki, yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yâd ayağı bastırtmaz;
Bir yabancı bayrağı
Ezan sesi duyulan hiçbir yere astırtmaz.

Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım;
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım!..
Haydi oğlum, haydi git;
Ya gazi ol, ya şehit!..

Haydi yavrum! Köyüne, nişanlına veda et;
Sabanını, tarlanı, her şeyini feda et;
O silaha sarıl ki, böyle günde bir erkek
Bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz;
Bunu tutan bir bilek
Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz.

Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım;
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım!..
Haydi oğlum, haydi git;
Ya gazi ol, ya şehit!..
Haydi yavrum! Kendine sen de: “Yiğit er” dedir;
Büyüdüğün gaziler ocağına can getir,
O cenkleri kazan ki, senin büyük Türk adın
Yedi iklim, dört bucak içerisine ün salsın;
Beş yüz yıllık ecdadın
Kabirlerde titreyen kemikleri öç alsın.

Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım;
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım!..
Haydi oğlum, haydi git;
Ya gâzi ol, ya şehit!..

Haydi yavrum! Bugün de dertli ninen ağlasın;
Ayrılığın odiyle yüreğini dağlasın;
O yaşları saçsın ki, senin arslan göğsünde
Benim kanlı gözyaşım düşman için kin olsun;
Kara yerin yüzünde
Ayağının bastığı dağlar, beller leş olsun!

Git evlâdım, yıllarca ben oğulsuz kalayım;
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım!..
Haydi oğlum, haydi git;
Ya gâzi ol, ya şehit!..

*Mehmet Emin Yurdakul

——————————————————

Günde 5 milyon gazete satmak
…ÇOK KOLAY!..

Bu iş gerçekten KOLAY; eğer hepimiz bunun ÇOK KOLAY olduğuna inanabilirsek…
Lütfen bunu kafanızın içinde taşıyın birazcık..
…….
Neden böyle söyleyip duruyorum, biliyor musunuz?..
Çünkü bu ülkenin nüfusunu düşünüyorum… 60 milyon diyen var, 70 milyon diyen var…
İlk etapta kaç gazete abonesi hedefliyoruz?..
Tıkış tıkış dolu bir belediye otobüsünden bir kişi… Bir uçaktan iki kişi… Bir vapurdan on kişi…
Her apartmandan bir kişi…
Mahalle başına on kişi…
Çok mu bunlar yahu?..
Çabalarımız bir de bu ülkenin ayıbını kapatmak içindir ayrıca… Niçin? Çünkü kişi başına iki-üç gazete okunan ülkeler var iken, bizim buralarda 40-50 kişiye bir gazete düşüyor!..
Ha gayret!..
Biz var ya; “Sadece nüfus sayımında SAYILAMAYAN vatandaşlarımızı bulup kollarına girsek… Hedefimizi ikiye katlarız dostlar, abiler…
Çünkü sadece bizim mahallenin üçte biri sayılıp da kayda falan geçememişti…

Stop
Muammer Erkul
20 Haziran 2001 Çarşamba  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir