Onüç veya ondört yaşlarında bir çocuktum…
Birkaç şiirimi, şimdi yayınlanmayan bir gazeteye götürmüştüm… Çünkü "Millet Kürsüsü" isimli bir köşede, haftanın bazı günleri, okuyuculardan gelen kısa yazı ve şiirleri yayınlıyorlardı…
İşte bu küçücük gazetenin küçücük köşesinin bir kıyısında, küçücük bir cevap yazmışlardı bana;
"Şiirlerin değerlendirmeye alındı" filan diyen, bir iki satırlık bir cevap… Ama… Ama, ADIMMM vardı bu gazetede…
BENİM ADIM!..
Paşabahçe iskelesine inerken sağda kalan ana bayie varmıştım o gün, heyecan içinde. Galiba başka yerde de satılmıyordu o gazete, bilmiyorum…
Bir tane aldım, parasını verdim, ve birkaç adım uzaklaştım… Ki, "ADIMI" gördüm!.. O an yere baktım; ki ayaklarım zemine değmiyordu (!) Bir bulut gibi havada süzülerek gazeteciye geri döndüm…
Sanırım benden sonra gelenlere; "GAZETE KALMADI" dediler… O gün o gazete "YOK" sattı!..
Çünkü ben bütün paramla gazete almıştım…
Kolumun altına sıkıştırdım hepsini… Koltuklarım biraz kabarık duruyordu, ama bu hal; kolumun altındaki gazetelerdendi!..
Şöyle bir turladım Paşabahçe’de… Ardından İncirköy’e, eve doğru yürüdüm, ki; her adımımda Paşabahçe zınnngır zıngır titriyordu… Bütün herkes bana bakıyordu hayraan hayran…
"Şak" diye meşhur olmuştum işte!.. Dünyadaki herkes beni tanıyor olmalıydı şu anda…
Hani, yemeklerde, sohbetlerde tanışmalar olur ya; sıra bana geldiği zaman söylememe lüzum kalmayacak, hafiften tebessüm ederek "artis gibi" bir bakış atacaktım kendimi tanıtmamı bekleyenlere… O an biri çıkıp o gafillerin imdadına yetişecek ve diyecekti ki;
"Tanımadınız mı, Muammer Erkul bu… Gazetede adı çıktı!.."
Sonra ne mi oldu?.. Yedi mahalle duydu gazetede adımın çıktığını.
Tamam belki "bit" kadardı adım, ama bu bit, tam FİL kadardı!..
Anlatabiliyor muyum?..
Burda ne anlatıldığı o kadar mühim değil, biliyor musunuz?.. Önemli olan; kimin ne anladığı!.. Fakat benim bu yazıdan anladığım şu: Kimi hangi yönde teşvik ederseniz o yöne doğru gidiyor, zaten gidecek olanlar ise daha bir severek, daha bir koşarak gidiyor!..
"Muammer Erkul-Paşabahçe: Gönderdiğiniz şiirler değerlendirmeye alındı, yenilerini bekleriz…"
Beş altı bin tane kadar ancak basılan bir gazetenin, küçücük bir köşesinde yayınlanmıştı işte bu satır… Sonraki hafta ise, yarısını çöpe attıkları şiirimin arta kalan "ucunu" yayınlamışlardı!..
…..
Şimdi ise, beni kimselerin tanımadığı şu dünyada oturup düşünüyorum bazen… Neyi mi?..
Onüç-ondört yaşlarımdayken ne kadar meşhur olduğumu!..
Stop
Muammer Erkul
30 Kasım 2002 Cumartesi