Şehirler, içlerinde bulunan insanlarla güzeldir… Değil mi?.. …..
O zaman hangi şehrin güzel olmasını istiyorsak, oraya önce kendimizi sokmalı ve ardından bütün gücümüzle kendimizi güzelleştirmeye çabalamalıyız. Çünkü her zaman bize bakıp kendilerini güzelleştirmeye çalışanlar olacak!..
Sakın ha!.. Bunları, öyle söylenmesi zor laflar falan sanmayın. Hissedin sadece…
Üfleyin ki kendi içinize; çıksın meydana sevgileriniz ve samimi ihtiyaçlarınız!..
Samimi ihtiyaç nedir ki?..
Şu âna kadar ben de duymamıştım, ama galiba memeye sarılan ve yüzünü gözünü göme göme yumulan bir bebeğin açlığı samimi bir ihtiyaçtır… Ya da bir kayalığın başında, bir kubbenin üstünde veya bir duvarın çatlağında gözünü açmış çiçeğin bulutlara bakması da samimi bir ihtiyaçtır!..
…..
Sevmeye ihtiyacımız var…
Güvenmeye ihtiyacımız var…
Zor günlerde biribirimizle yardımlaşmaya ihtiyacımız var.
…..
Samimi ihtiyaçlara cevap gelmiyor, şefkat ve merhamet yetişmiyor, ulaşmıyor olsaydı; bu zalim insanların eline düşen bütün bebekler açlıktan… Yumurta pişirecek kadar kızgın, sarp kayaların üzerindeki çiçekler susuzluktan ölmez miydi?..
…..
Şefkat sahibinin bizim muhtaçlığımıza ihtiyacı yok… Asıl, muhtaç olanların (ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için) şefkat sahibine ihtiyaçları var!..
Anlatabiliyor muyum;
Niye "artık" kendi içimize üflememiz gerektiğini, hem de kuvvetlice?..
Anlatabiliyor muyum;
Samimi ihtiyaçların neler olduğunu?..
Anlatabiliyor muyum;
İnsanların eline düşmüş masum bebeklerin neden açlıktan ve kızgın kayaların başındaki çiçeklerin niye susuzluktan ölmediğini?..
Bunca lafı edince, dünkü konuyu unuttuğumu ve devamını getirmeyeceğimi sandınız, değil mi?..
Yanıldınız ama! Unutmadım…
İşte aynen öyle oldu; salonda, yere oturmuş, televizyonda dinlemiştim konuşmasını ve;
Kumburgaz’da Güzelşehir isminde, sağlam, 732 villa yapıldığını… 2001’in İhlas Holding ve ona güvenenler için altın bir yıl olacağını… Enver Abi’ye güvenenlerin hiç endişe etmemelerini, çünkü İhlas’ın asıl gücünün, bir değil binlerce Enver Ören olmasından geldiğini dinledikten sonra, artık gerçekten ayağa kalkmanın zamanının geldiğini düşünerek;
"Yediyüzotuzbir villa kaldı Enver Abi!.." diye fırladım…
…..
(Biliyorsunuz değil mi, ardından ne oldu?..)
Aynen, şu an sizin de aklınızdan geçenler geçmeye başladı benim de aklımdan:
Paran var mı?.. Hayır.
Elinde tapusu sana ait ne varsa hemen satabilir misin?.. Hayır.
İstesen hemen para bulabilir misin?.. Hayır.
Almakta hâlâ kararlı mısın?.. EVET!..
…..
Peki bu villaları gördün mü?.. Hayır.
Bari yerlerini gördün mü?.. Hayır.
Kaç kat, kaç metrekare olduklarını biliyor musun?.. Hayır.
Hangi şartlarda satılacağını biliyor musun? Hayır.
Toplam kaç yılda ödeneceğini biliyor musun? Hayır.
Peki kaç para olduğunu, ne kadara satılacağını. Fiyatını… Yani fii yaa tıı nı biliyor musun eyy bugüne kadar eline her geçeni anında sarfetmeyi becerebilmiş herif?.. Hayır.
Peki hâlâ bu villalardan almakta kararlı mısın?..
EVVEET!..
…..
Samimi bir soru sorarsam en samimi cevabını verir misin bana?..
Veririm.
Senin aklın var mı?..
ÇOK BÜYÜK BİR SEVGİM, ÇOK BÜYÜK BİR İNANCIM VE ÇOK BÜYÜK BİR GÜVENİM VAR!..
Ben gidiyorum öyleyse… Senin gibi delilerle fitnenin bile işi olmaz!..
Bunca lafın ardından siz ne yaparsınız bilemiyorum. Ama inanıyorum ki; isteyen ve inanan herkes kafasına koyduğu her işi başarır…
Yeter ki istesin ve inansın…
Yeter ki sevsin ve güvensin…
Ben mi?.. Ben inşaallah alırım. Alamazsam birilerini bulur; iki kişi, üç, beş on kişi birlikte alırız, koyduğumuzu yarın, misliyle alacağımızı bilerek…
Bunlar olmazsa, birilerinin almasına, hatta birilerinin birleşerek almalarına, yani ticaret yapmalarına sebep olurum…
…..
Hadi bakalım, zaman inşaallah hayırlısını gösterecek.
Ama önce şunu bilmemiz lazım ki;
Güzel şehirler, içlerinde bulunan insanlarıyla güzeldir… Hepimizin güzel insanların yaşadığı-yaşayacağı Güzelşehir’lerde yaşamaya ihtiyacı var.
Hepimizin sevmeye, hepimizin güvenmeye ve hepimizin zor günlerde yardımlaşmaya ihtiyacı var.
Allah’ım bize, insanları gerçekten seven insanları sevmek ve onlarla beraber olmak nasip etsin…
…..
Bu konu mühim dostlar!
Hadi bakalım…
Yıllardır oturanlar, kalkın ayağa!..
Ev sahibi, villa sahibi, para sahibi olmanın fırsatı var önünüzde…
Niçin olamayacağını düşüneceğinize, NASIL OLABİLECEĞİNİ bulun. Hem de şimdi!..
Hadi bakalım, gösterin (önce kendinize) kendinizi!..
Stop
Muammer Erkul
05 Ocak 2001 Cuma