Almanya’daki kalburüstü bir dosttan gelen elektronik mektup düşündürdü beni.
Sonra sizin adınıza sevindirdi.
Sadece takdir edilme duygusunun hazzı değildi bu… Güzeli; ortaya konulmuş olan fikrin kaydetmiş olduğu isabetti…
Yani size sunulmuş olanın rağbette olması, bir yerlerde daha belki bazı farklılıklarla uygulanıyor olmasının sağladığı güven duygusuydu.
Şu an ne anlatmaya çalıştığımı da zaten anlıyorsunuz… Fikrin kimden çıktığını, kimin kimden ne kadar faydalandığını, çizelgeyi kimin hazırladığını değil; sizin istifadenize sunulanın doğruluğunu ve işlek, çalışır olduğunu, kendi içindeki dinamizmiyle aktif halde kalabildiğini hatırlatmaya çalışıyorum.
Şimdi size bu mektubu aynen yayınlıyorum:
Değerli meslektaşım Muammer Bey,
Aynı gazetede çalışmanın verdiği avantajı kullanarak size yazmak istiyorum. Bunun için de herşeyden önce kendi hakkımda biraz bilgi vererek konuya girmek istiyorum.
Halen gazetemizin Avrupa baskısının yapıldığı hazırlandığı ve yayınlandığı Frankfurt Merkez Bürosu’nda görevliyim. Almanya’daki siyasi ve ekonomik gelişmelerin burada yaşayan vatandaşlarımıza aktarılmasında aktif olarak çalışıyorum. Bu şekilde, sizin de aranızda bulunduğunuz, gazetemizin bütün köşe yazarlarını takip etme imkan ve avantajına sahibim.
Yanlış hatırlamıyorsam (Aralık 98’de) bir aile içinde başarıyla uygulanan faaliyetlere not (puan) verme sisteminden bahseden ilginç bir yazı yazmış ve isteyenlere faks mesajı göndermeleri halinde bu listeyi fakslayabileceğinizi eklemiştiniz. Size bir faks mesajı geçerek bu listeyi almak istedim… Ancak yoğun gündemim sebebiyle (acaba bu gerekçemi kabul eder misiniz bilmiyorum?) bir türlü elim varmadı…
Ancak sekiz yaşındaki oğlumu, Almanya’nın önde gelen bir pedagogunun denetimi altında, daha başarılı olması için hazırlanan programa katılması için teşvik ettiğimde, bu ünlü pedagogun sizin bahsettiğiniz sistemi kullanarak, çocukların topluma faydalı olacak bir kişilik kazanmalarında çok iyi neticeler elde ettiğini gördüm.
Bu tesbitim bana sizin yazınızı hatırlattı ve bu mesajı geçmeme sebep teşkil etti.
Muammer Bey,
Aradan geçen uzun zamandan sonra bu çizelgeyi bana fakslama nezaketinde bulunabilir misiniz, sorusuyla sizi rahatsız etmek istiyorum. Sizden herhangi birşekilde alacağım mesaj beni son derece sevindirecektir.
İlginize teşekkür eder, insanlara sevgi, umut, çalışma azmi ve zevk veren yazılarınızın devam etmesi temennisiyle iyi günler dilerim.
Not: Yolunuzun Almanya’ya düşmesi halinde, sizi misafir etmekten şeref duyacağımı hassaten vurgulamak isterim.
Mehmet Adil Cukaz
Türkiye Gazetesi Avrupa Merkez Bürosu
Frankfurt
Evet, sistemli ve disiplinli olarak, başarmayı sağlayan… Gerçekten uygulanması çok basit ama gerçekten de çok etkili olan bir çizelgeden bahseden “Kazanan Çocuk” isimli yazılar inanamadığım kadar ses getirmiş ve bunlara da istedikleri fakslar çekilmişti…
Bu arkadaşların kaçı uyguladı bu sistemi, kaçı sonuç aldı bilmiyorum…
Bildiğim şu ki; en güzel kitabın basılabilmesi için, karşıdaki tomruğun bir sistem dahilinde işlenip kağıt olması…
En güzel yazıların ortaya çıkabilmesi için de şu kalemin ele alınıp bir sürü harfin teker teker ve bir sıra dahilinde dizilmesi gerekiyor…
Aynı fikirde miyiz?
Ve şu fikirde miyiz; Hiç bir araç kullanmadığın zaman işe yaramaz!
Stop
Muammer Erkul
24 Mayıs 1999 Pazartesi