(Gözlerinizi kapatın ve bugün sizler de bizimle birlikte Boğaz turunda olun…
İnsan, Kuzuluk gibi bir yeşiller diyarındaki tatilini bölüp; kendi şehrini, kendi ilçesini, kendi semtini ve nihayetinde kendi mahallesini şöyle uzaktan göreceği bir tura katılır mı?
Evet, adı Muammer’se katılır!..)
…..
Paşabahçe’nin Beykoz’a doğru uzanan İncirköy sahilinde bu hayali kurarken ortaokul çocuğuydum. Babamın çalıştığı cam fabrikası önündeki parkın devamı olan iskele üzerindeydim: “Bir gün yazar olacağım ve bu sahili herkes benim kalemimden okuyacak” diyordum…
Nasıl oldu ben de bilemiyorum 🙂 ama evet, bir gün “yazar oldun” dediler… “Buyur, istediğini yaz” dediler. Yazdım: Şu akan denizin, önünde göl olup dinlendiği Beykoz’un sınırları; Küçüksu deresinden başlar, Beykoz Kasrı önünde iri bir dirsek yapıp Karadeniz’e kadar uzanır… Güneydeki ilk yapısı Küçüksu Kasrı, kuzeydeki son yapısı Anadolu Feneri’dir…
…..
(Bu yazıyı Çarşamba sabahı Kuzuluk’ta yazıyorum, öğlen yola çıkacağım ve ikindiden sonra Kadıköy’den gemiye binenlerin arasında olacağım… Beşyüz’de kalmayacağından emin olduğum bir vapur dolusu insanla, Boğaz sahillerini dolaşacağız…)
Adı sanı bilinmeyen İncirköy sahilinde, adı sanı olmayan bir çocuk hayal kurarken; adı sanı duyulmamış bir gazete zaten yayınlanmaktaymış… Ve, yıllar sonra… Gazetemiz Türkiye’nin kırkıncı kuruluş yılı, dopdolu ama büyük yorgunluklarla geçmiş…
İşte bugün; kocaman gazetemde çalışan arkadaşlarıma, kocaman bir vapurdan parmağımı uzatıp; “İncirköy işte şurası” diye göstereceğim. “Ben bu hayali, işte şu sahilde kuruyor, bu ânı yaşıyordum… Bir gün sizlerle birlikte bu sahile geleceğimizi biliyordum!..” Diyeceğim…
Hadi, haksızlık etmeyin kendinize; bizimle gelin!..
Gözlerinizi kapayın, hayalen de olsa yanıma oturun. Benim gazetemin gemisinde olun, benim rüzgârım teninizde dolaşsın, benim denizimin kokusunu soluyun… Ve duyun o çocuğun hayalini; orada… bakın, sahilde… işte bakın şurada!..
Muammer Erkul
17 Haziran 2010 Perşembe
Püfür püfür esen rüzgarın sesi, martıların bizi takip etmesiyle başlayan yolculuğumuzda yanınızda yer bulamayıp biraz uzağınıza oturmuş olsamda gerçekten güzel bir turdu
Ben işlerimin yoğunluğu:))) sebebi ile bu yazıyı daha bu gün okurken,
rüzgarlar çoktan esmiş bitmişti:) VE ben yine gemiye güvertede dalgalanan bir bayrak gibi binmiştim:))
Hayal kuramıyorum…
İnsanoğlunun HAYALLERİNİ YÜCE RABBİmden başka kim engelleyebilir ki?!..
Hayırlı geziler olsun inşallah!.. Eh ne yapalım bizler de birgün daha daha büyük dünya turlarına katılırız Allah’ın izniyle(:-))…
Rabbim dua eden o tertemiz, saf ve günahsız yürekleri tabii ki duyar, duasını kabul eder ve gerçeğe dönüşmeseine vesileler yaratır.
DUALARI kabul edilen kullarından bizleri de ayırmaz inşallah.
Sağlıcakla üstadım.
Herkeslere sevgiler kere sevgiler.
;-)))
SAVAŞÇI…