Ve işte ben yağmursuz-susuz da sırsıklamım,
Denizler kuruyup da, çöl olsa sen gelmezsin!
Tesadüf görsem yolda, sözümü saklayamam,
Şu dilim tutulup da lâl olsa sen gelmezsin!
Naz değil bu inattır, sevdama kuru inat!
Bembeyaz aşka düşmüş püsküllü-kara inat!
Yine de yenilmedim aşılmaz zora inat!
Bir yanım kavrulup da kül olsa sen gelmezsin!
Dardaymış-zordaymışım, umrunda değildir ki,
Gün doğmuş, güneş batmış, farkında değildir ki,
Bir seven yokmuş-varmış, aklında değildir ki;
Sıfatım savrulup da yel olsa sen gelmezsin!
Şifreli sözlerimden anlarsın sanıyordum;
Desene yıllar-yılı kafamı boşa yordum!
Görmeden denizleri, su diye yanıyordum;
Ellerin tutunacak dal olsa sen vermezsin!
Bir şiir daha sana, uçurdum veda olsun;
Ki sade gözlerinde gülümser eda olsun!
Bu mutsuz canım vardır, fazlaysa feda olsun!
Bir kefen niyetine çul olsa sen vermezsin!
İlhan Palalı