Şehriyârân [21 Eylül 2006 Perşembe]

Bu kelimeyi ilk defa okuyorsunuz.
Bu kelime ilk defa yayınlanıyor çünkü…
Bu kelime, çok sevilenler “sevgililer şehri” anlamındadır ve bu kelimenin bir isim olarak basılı olduğu kapakları taşıyan kitapların içinde yazılı binden ziyade evliyanın hayatları ve hatıraları hatırına ilham olmuş, bu harfler ilk defa bir araya gelmiştir…

 

Şehriyârân…
Sevgililer şehri…
Okuduğunuz, bir kitap ismidir… Hem de 30 kitabın birden ismi…
Hem her biri ayrı birer kitap, hem de otuzu birden bir takım…
Yani; “Bin Evliya Menkıbesi…”

Bunun hayalini kaç yıl kurdum, hatırlamıyorum… İnşallah yakında göreceğiz; ben de, siz de…
Bin Evliya Menkıbesi üst başlığıyla yayınlanan ŞEHRİYÂRÂN isimli kitaplar, tam da kelime manasıyla; evliyaların hayatını, hatıralarını, sohbetlerini yani menkıbelerini araştırmaya adanmış bir hayatın ürünüdür… Ben onu gördüm göreli, bildim bileli hep bu işi yapar Abdüllatif ağabey.
Abdüllatif Uyan ismi menkıbelerle birlikte anılır gelir…

Bu yazı bir müjde yazısı aslında, sevinin!..
Her birinin içinde kırk ayrı menkıbe bulunan küçük boy kitaplar hazırlanıyor, sıcacık ve sevimli…
Yakında basılacak ve onu da duyuracağız inşallah…
Şehriyârân kitaplarını inanılmaz bir fiyata üretip, belki de 30’unu bir veya iki kitap fiyatına sizlere sunmayı hedefleyen Cümle Yayınları’nı, bu işe gönül veren Yusuf Korkmaz’ı bütün kalbimizle tebrik ediyoruz…

Ali Aziz Efendi

Kitaplardan konu açılmışken iki kitaptan daha bahsedeyim: “Mühür” ve “Mısır Şehzadesi.” Her ikisinin de arka kapağında: “Eğer dünyanın tekdüzeliğinden birazcık sıkılmış, hayatınıza azıcık da olsa hoşluk katmak için zamanınız varsa bu kitabın sayfalarını açın, aksi takdirde hiç başlamayın çünkü (bu kitap) sizin bütün zamanınızı çalar ve sizi esir alabilir” diyor…
Çeviri ve günümüz lisanına uyarlamasını Orhan Sakin yapmış… “Kitaplık” markası altında basılmış… Akıcı, okuması çok kolay, dur durak bilmeyen, hatta yazıldığı zamanda belki de uçuk denmiş masal/roman tarzı kitaplar bunlar.
Peki nedir bunların bu köşede bahsedilmesinin sebebi?..
“Bir Osmanlı Efendisinin Fantastik Hayalleri” üst başlığıyla basılmaları… Kimdir bu Osmanlı? Ali Aziz Efendi…
Şimdi diyor ki edebiyat sevdalıları: “Ben bunca kitap okudum, okuduklarımın yüz katını da elime alıp inceledim. Kutuplardan ekvatora… Okyanuslar arasında kalan her kara ve hatta en kayıp adalarda bile yazılmış kitapları gördüm, yazarlarını ezberledim de nerdeymiş bu güne kadar bu yazar ile kitapları?..
İşte şimdi okuyacağınız cevap hançerin sivri ucudur, batar adama: İstanbul, Cağaloğlu’nun göbeğindeki Osmanlı Arşivleri’nde imiş… Yani, elimizde kalabilen kısmında!
…..
Anlayan anladı, anlamayan anlamasın!
Bakalım daha nice kitaplarımız ve nice üstü örtülmüş edebiyatçılarımız varmış da, sadece bizim haberimiz yokmuş!
Tarihçi-Arşivci Orhan Sakin’i ve bu işi teşvik edip bu kitapları basan M. Fatih Can’ı tebrik ediyorum. Darısı diğerlerinin başına…
 

Stop
Muammer Erkul
21 Eylül 2006 Perşembe 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir