Ders: Hayat bilgisi [10 Eylül 2003 Çarşamba]

Bu sabah kitap okurken aniden şunu fark ettim ki; “ilm-i hal” hayat bilgisi demek!..
Şimdi gene birileri şöyle diyecek: “Bu çocuk bunu bile yeni mi öğreniyor!” Bunun üzerine bu çocuk da aynen şöyle diyecek,, yok yok, cevap vermeyecek…

Biz çocukken bu isimde bir ders vardı, sanırım şimdi yok.
Belli ki çoook şey gibi bunun da adını değiştirdik. Halbuki Bulgar hükümeti bazı Türklerin adını değiştirdi diye dünyayı ayağa kaldırmıştık,, ama bir zamanlar!..

Konuyu dağıtmayalım, şöyle diyorduk:
İlm-i hâl; hal ilmi demektir.
Hâl ise, malûm; durum, vaziyet, görünüş, tavır, keyfiyet, dert, keder, elem ve bütün bir hayata dair ne varsa…
E, bunlar olur da bunların ilmi olmaz mı?..
Yani, al sana ilm-i hâl, yani al sana HAYAT BİLGİSİ…

Odunlukta balta bulmak, diye bir deyim duydunuz mu hiç; hani genellikle benim için kullanılır(!) Bakın bakın, dikkat edin şimdi, bu yorganda da terzi nasıl bir iğne bırakmış:
Odunlukta balta bulan mı yadırganmalı, yoksa baltanın nerde olduğunu bildiği halde söylemeyen mi?..
Kimseye batmadı, değil mi?..

İşte ilm-i hal bu, yani hayat bilgisi…
Yani, biri odunlukta balta bulup seviniyor, ama birileri için baltanın odunlukta paslanması, söylemeye bile değmeyecek kadar sıradan!..
Halbuki, hayat bilgisi; bir insana hayat boyu lüzumlu olan bütün bilgilerin bir araya getirilmesi olmuyor mu, ve ilm-i hal de bunu için önemli olmuyor mu?..

Bu sabah… Kitap okuyorum… 364. sayfadayım. Başlayan yeni bölümün adı: Ey Oğul İlmihali. Üçüncü paragraf…
Bu kitapta şunlar, şunlar anlatılıyor. Eğer bunlara uyup bir de tavsiye edersen senin için çok faydası olur çünkü sana hayır dua ederler ve Allah bu dualarını kabul eder, diye anlatıyor. Ve, işte son cümle:
“Zirâ kul, kulun düâsı ile afv olunur.”

Zira kul, kulun duası ile affolunur…
İşte ilmihal, işte hayat bilgisi, işte şifre, işte anahtar,,, hadi aç kapıyı!..
Zira kul, kulun duası ile affolunur…
İşte bu söz, bir bülbül sesi gibi lisanlar üstü; veriyorsun, her insan alıyor, ve verdiğini her bir canlı anlıyor…

“- Bildiğim bir şey var ki; bir insanın duası kurtaracak beni.
Ama bilmediğim de şu ki; hangi insanın duasıyla kurtulacağım…
Öyle ise, insan seçme lüksüm yok; belki bu insanın duasıyla kurtulacağım, belki bu insanın duasıyla, belki bu insanın, belki bu, belki bu, belki bu…”
Diyerek, boşuna düşmemiş derviş yollara…
…..
Ve, bunca yoldaki bunca çeşme boşuna değil…

Stop
Muammer Erkul
10 Eylül 2003 Çarşamba


 

1 Yorum

  1. SİZİ TEBRİK EDİYORUM ÇOK GÜZEL OLMUŞ

    İSRA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir