Yarına kalan… [11 Eylül 2003 Perşembe]

Seni seviyor olabilmesi, ve seni seviyor kalabilmesi;
Seni seven kimsenin, kendini; sana "hizmetkâr" kılabilmesiyle çok alakalı…
Hiç düşünmemiştin bunu değil mi;
Hatta bir annenin, neden çocuğunu bu kadar çok sevdiğini bile…
Hatta bir öğretmenin, kendini, neden kendi sınıfındaki yavruların ana veya babası (gibi) hissettiğini… Bir hasta bakıcının, bir yol kılavuzunun, bir plaj cankurtaranının, bir gece bekçisinin (bu ifade edilemez) duygularını düşünmemiştin hiç, kim bilir…

Bu, mes’uliyet duygusudur…
Yani kendini sorumlu hissettiğin kimseleri farklı görüp diğerlerinden (ufak dürtüklemelerle, çeşitli homurdanmalarla ve belki minik ısırıklarla) bir adım daha öteye taşımaya çalışırsın "yavru"nu. Kim gibi?.. Hani, kasap satırlarına benzeyen dişleriyle, bütün kemiklerini bir anda paramparça ufalayabileceği halde, yavrusunun şirin eziyetlerine göz yumup tebessüm eden bir ana kaplan gibi…
Çevresindeki mahlukların, karşısında titrediği bu koca yaratık, hani kendi titrer ya yavrusunun üzerine ve hani kuyruğunu çekiştirmesine, kulağını ısırmasına, sırtına oturup tepesine tırmanmasına sesini çıkarmaz ya…
İşte, sen de gel, çekinme;
Canıma kadar yolun!..

Fakat, manzara böyle bile olsa, durum değişmez; sen koşacaksın… Ve bazen düşeceksin, ve bazen de kanatacaksın kolunu, bacağını… Ve geleceksin bana…
Çünkü bende, dizine sürülecek merhem, ve dirseğine sarılacak sargı bezi var…
Ve bende, çaresiz kaldığın zaman seni kucaklayacak kollar, ağlamak istediğinde yanağını dayayabileceğin omuz, ve üşüdüğün zaman sokulup ısınabileceğin bir yürek var!..

"Düşme" desem ve "koşma" desem, bu; "güçsüz kal" demek olur ki sana… Bunu diyemem. Ama şunu diyebilirim:
Bütün bunlar bir incelme hâlidir, bir bilenme hâlidir, bir keskinleşme hâlidir…
Bugün nasıl, dünkü can sıkıntılarının basitliğine gülüp geçiyor isen, biliyorsun ki yarın da gülüp geçeceksin; ama, bu günkü sıkıntılarına…
Öyle, değil mi?..
Yani, elek inceliyor her gün!.. İşe yaramayan parçalar ayrılıyor "asıl"dan… Asıl sen, kendinin ne/kim olduğunu seçeceksin…
Hadi bakalım!..

Elek inceldikçe, veya kalburun delikleri genişledikçe sen hep bir sonraki adımı düşüneceksin.
Yani yarına kimlerin kalacağını…
Ve sen hep, onların tarafında olacaksın!
…..
(NOT: Bu Pazar günü hepimiz, Üsküdar Meydanındaki kitap fuarına davetliyiz)

Stop
Muammer Erkul
11 Eylül 2003 Perşembe


 

2 yorum

  1. Yarına kalan, bugüne şifa oldu…
    Teşekkürler…

    🙂

    GÖLÇİÇEĞİ

  2. Senden güç-inanç alıyoruz elbette.
    Ama yontula, törpülene, bilene, incele bende koşacak takat kalmadı…

    PERGİN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir