Şunu yaz bir kenara:
Gidenler, seni hak etmeyenlerdi!
Gittiler; doğru insana yol açılsın diye…
Bahar geldi; su yürüyor şimdi her ağacın dalına…
Bahar geldi; yeşermekte yapraklar…
Bahar geldi; içine ve içime…
Ama, bahar gelirken gene ve yine giderken bahar; yanacak bazı canlar!..
Unutuyorsun bazen;
Attığın her okunun saplandığı nokta olmayabilir hedef…
Sen, sezdiğin hedefle buluşturmaya çalışacaksın okunun ucunu!
Değneğinin yere değdiği yer olmayabilir çoğu zaman dünyanın merkezi…
Dünyanın merkezi; yüreklerin ayrı köşelerinden tutuşmasıyla değil, kalplerin aynı noktada buluşmasıyla belirir!..
Belki bu hal; iki gönlün, aynı yerde kök salabilmesi olarak ifade edilebilir. Yani, iki sarmaşık tohumu gibi sanki…
Şimdi sen, bir ok olup uçarken… Veya bir hedef gibi beklerken… Neden sızlanmaktasın ki bulamadığın hedefler, yahut seni bulamayan oklar için?..
Bahar gelir, sular yürür; kışı canlı çıkaran her ağacın dalına, yaprağına…
Gönül ister ki; yanmasın canlar. Gönül ister ki; giden olmasın ve kalsın ilk gelen…
Peki, bu olur mu sence her zaman?..
Gidecek zaten; gidecek olanlar!
Anlamak lazım; yolcular için olduğunu yolcu koltuklarının!..
İsteyen iner, ve insin de zaten dilediği durakta;
Sen yürü!..
Hadi, şunu yaz bir kenara…
De ki;
Gidenler, beni hak etmeyenlerdi!
Gittiler; doğru insana yol açılsın diye…
Stop
Muammer Erkul
24 Mart 2004 Çarşamba