Gördüm seni (!)
Medyatik olmak; hayatın sırrı mı?..
Başarının anahtarı mı?..
Hatta mutluluğun menbaı mı?..
…..
Çoook tartışılır, değil mi?
Lakin… Bunun… Şeksiz ve şüphesiz… Ayynen böyle olduğunun “ısrarla ve inatla” pompalanmaya başlanmasının ardından…
Hadi ardından değil de, “bu münasebetle” diyeyim… Bir “hikaye” anlatacağım size…
Kimse alınmasın, olur mu?..
Ne, her ağacın dibine, her çalının arkasına oturmaya çalışanlar…
Ne, tek gecede ve tek “hareket” ile Zühre yıldızı gibi parıldayanlar…
Ne, varacağım noktaya ulaşabilmek için herşey mübahtır(!) diyenler…
Ne, gözü fıldır fıldır “orda ne oldu, burda ne bitti” arayışında olanlar…
Ve dahi, diğerleri!..
Hatta kendisini “diğerleri”nin içinde bile var saymayanlar…
Hiiç kimse alınmasın.
Olur mu?..
…..
Olursa olur, olmazsa da siz bilirsiniz anacıım!..
Bizden bu kadar yani; fazla naz sıkar biraz!..
Gelelim hikayemize:
Bir varmış bir yokmuuş…
Kırmızı başlıklı kız ninesine kurabiye götürüyormuuuş…
Ormanın içindeki yolda yürürken, bir ağacın arkasından kurdun burnunu görmüş.
“Heey, kuuurt!.. Diye bağırmış…
Çık ordan, gördüm seni…”
Kurt;
“Hay Allah!..” Deyip çıkmış.
Kırmızı başlıklı kız yürümeye devam etmiş. Az sonra bir çalının arkasından kurdun kulaklarını görmüş.
“Kuuurt, çık ordan… Gördüm senii!” Demiş.
Kurt; “Tüh bee!” Demiş ve çıkmış.
Kırmızı başlıklı kız yürümeye devam etmiş.
Biraz sonra bir kütüğün arkasından kurdun kuyruğunu görmüş ve haykırmış:
“Heey, kuurt!.. Ordan da çık, gördüm seniiii!..”
Kurt sinirlenmiş bu defa ve bağırmaya başlamış:
“Tamam tamam…
Gördüysen gördün…
Yahu bi rahat bırakmadın…
Zaten ishal olmuşum!..”
…..
Masal da bitmiiş gitmiiiş…
Var mı alınan?.
Zannetmiyorum… Özellikle; kurtlarla kuzular, kırmızı başlıklı kızlar ile tilkiler bu kadar karıştıktan sonra biribirine!..
Değil mi?
———————————————————
Hoşuma giden bir mesaj:
Başaracağını biliyordum
03 Eylül 00 (16:18)
Bundan aylar önce, yapabileceğime ben bile inanmıyorken “BAŞARACAĞINI BİLİYORUM” demiştin. Şimdi bana verdiğin cesaret sayesinde başardım; Selçuk Ünv. İşletme Fak.
(Zeynep – İskenderun)
İşte başardın… Seni yürekten tebrik ediyorum. Aslında, “İSTEYİNCE BAŞARACAĞINI” kendin de biliyordun! Ben sadece, senin “işte bunu bildiğini” biliyordum… Sevgileer.
03 Eylül 00 (16:24)
Teşekkürler. Belki artık yeni bir “Çağlayan” dergisi çıkartırız. Sevgiler kere sevgiler.
(Zeynep – İskenderun)
Seni ideal yapmaya yetti ya
Bilmediğin
Bu küçük yürek…
Sen istersen kötü ol…
Seni içine sığdıracak kadar
Büyüdü ya
Ve seni
Yorulmadan taşıyacak kadar da
Güçlü oldu ya yüreğim…
Sen istersen kötü ol…
Kendi ideallerine göre
Güzelleştirip seni
Hasretini göze alacak kadar
Azimli oldu ya yüreğim…
Ve senden
Hiçbir beklentisi olmayacak kadar da
Alicenap oldu ya yüreğim
Ve ben de yüreğimi
Bu meziyetleriyle
Sever oldum ya?
Sen istersen elin,
Sen istersen kötü ol…
Oysa
Sen yine sendin
Rüyalarımı giydirince üstüne
Yüreğine ak kaşıkla
İçirince düşlerimi
Ve
Hayalimi sana mekan edince
Özlediğim idealim olunca
Hayalimde kendi şekillendirdiğim…
Ve ben
Düşünce, hayalimdeki bir hayalin peşine
Ve ben
Bir fincan kahvemi, hep onunla içince
İşte böyle sever, böyle özler
İşte böyle yazar oldum…
*Sultan Yürük
Stop
Muammer Erkul
06 Eylül 2000 Çarşamba