Hacı Reşat ve diğerleri
Allahü teala (bu gazeteyi bugüne kadar bir gün bile okumuş olanlarla, yöneticisinden dağıtıcısına bu gazetede bir gün bile çalışmış olanlar olarak hepimizin) bugüne kadar kaybettiğimiz kimimiz varsa hepsine rahmet eylesin, bütün günahlarını affetsin ve mekanlarını Cennet eylesin, amin…
Yazıişleri müdürümüz Nuh Albayrak, her Pazartesi sabahı kendi köşesinde yayınlar o hafta “kayıp” edilenleri…
Bazen üzülür, bazen dua eder, bazen de okumayız bile(!)..
{*}
Geçen gün Genel Yayın Müdürümüz Kenan Akın’ın köşesinde de okudunuz benzer bir yazıyı… Çünkü Kenan Abi’miz, babası Hacı Mehmet Reşat Akın’ı kaybetmişti.
Diyordu ki;
“…Gerçi, bir gazetecinin babasının vefatı okurlarını direkt olarak ve çok derinden ilgilendirmiyor ama, yine de affınıza sığınarak bu satırları karalamaktan kendimizi alamıyoruz.”
İşte bu satırlar içimde derin bir kırılma meydana getirdi; bir yakınını kaybeden yazar ve gazeteciler, daha da önemlisi bu yazar ve gazetecilerin ana-babaları ile akrabaları adına…
Çünkü, biz onları bilsek de bilmesek de… Tanısak da tanımasak da; ismini duyup bildiğimiz ve saygı duyduğumuz bu kişilerin dünyaya gelmelerinde… Dünyada bilinip tanınmalarında payı, katkısı var bu ana-babaların ve akrabaların… Öyle değil mi?..
Kilerdeki bir çuval unun, pasta olması için epey işlemden geçmesi gerekiyor, öyle değil mi?..
Bir resmin, duvara asılabilmesi için epey rengin bir nizam ve intizam dahilinde bir araya getirilmesi gerekiyor, öyle değil mi?..
Yani, ismini bildiğiniz bir yazarın, bir gazetecinin (veya herhangi “BİRİ”nin) ilk yıllarından beri bir yere gelinceye kadar epey emek verilmesi gerekiyor, değil mi?..
Siz, şimdi biraz anneniz, biraz da babanız değil misiniz?..
Siz, şimdi tamamen farklı mısınız kardeşlerinizden?..
Sizler de; düşünsenize, kim bilir kimlerin ellerinde şekillendiniz ömrünüzün ilk yıllarından itibaren… Ve kimlerin kanından kan, huyundan huy, kaabiliyetinden kaabiliyet aldınız?..
Kenan Abi, haklı tesbitinde… Bizler belki bazen üzülür, bazen dua eder, bazen de belki okumayız bile böyle haberleri!..
Ama çoğu zaman bilmeyiz; önümüzde duran muhteşem sofranın yemeğini hazırlayan aşçıdır giden!..
———————————————————
Hangi yaşta ne öğrendim?
Yaş: 0-5
Bir şey öğrenmedim!
Yaş: 5
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
Yaş: 7
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
Yaş: 12
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
Yaş: 13
Annemle babamın el ele tutuşmalarının beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
Yaş: 15
Bazan hayvanların, kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.
Yaş: 18
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
Yaş: 24
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.
Yaş: 33
Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
Yaş: 36
Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil, benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
Yaş: 38
Eşimin beni hâlâ sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
Yaş: 41
Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
Yaş: 44
Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..
Yaş: 46
Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
Yaş: 49
Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin bir şölene ve sonucunun da başarıya dönüştüğünü öğrendim.
Yaş: 50
Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
Yaş: 53
İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
Yaş: 55
Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
Yaş: 64
Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
Yaş:70
İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
Yaş: 82
Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına başağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
Yaş: 90
Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
Yaş: 95
Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.
(Anonim)
Stop
Muammer Erkul
13 Haziran 2000 Salı