Hatıralar Sokağı (BÜYÜMEK ZAMANI – Mustafa Metin Tamer)

 

Selam ve Dua ile,
 
Dua dua ve duaların müşterek olduğunu bilerek en çok duaya kendimin ihtiyaç duyduğunu haykırarak yine dua ile…
Afiyet, huzur üzere bulunmanızı dileyerek nasılsınız?
Ben "Stop" lamak ile meşgulum şu an.
Her günün bir saat diliminde işte ya da evde gazetenin aşivler bölümünde bir gezinti yapıyorum.
Özellikle Stop’luyorum .
İtiraf makamında söyliyeyim canım sıkkın keyfim olmadığı anlarda bir karar aşamasında bulunduğum durumlarda bunu daha çok yapıyorum.
Şimdi böyle yazınca da dedim kendime işin düştüğünde ihtiyacın varken mi selam veriyorsun.
Kendim dedi yine kendime ben hep ihtiyaç sahibiyim. Çok menfaatcide olmuyorum bu vakit 🙂
Ve rastgele herhangi bir tarihteki yazıları okuyorum ve mutlaka oradaki bir cümle imdatıma yetişiyor fikir veriyor o anki halimle ilgili bana .
İstiyorum ki ilk günden beri stop köşesinde yaınlanmış yazılara ulaşmak .Ve gecen hafta birkez daha düştü 1970 enesinden beri gazetenin her
sayısına ulaşmak.
Size yazmaya başlamadan önce yani başınızı ağrıtmadan evvel stoplarken 15 Ocak 2000 Cumartesi  Tarihinde yayınlanan 
"Ben, büyüdüm!" başlıklı yazıyı okudum sonra tekrar okudum.

Bir zamanlar insanlar bilgilere ulaşmak için ne zorluklar ne çileler çekerlermiş.
Sonra gazete elden dağıtılmaya sonra bayilerden alınmaya kitaplar verilmeye başlanmış.
Yine de akla gelen bir soru ancak postacı kanalıyla ulaştırılıp yine postacı eliyle alınırmış.
Sonra internet icadı elektronik postası bilgiye varmak rahatlaşmış.
Ya şimdi internet sitesinden dinimizislam.com istediğim an okuyabiliyorum .. Bırak okumayı Tüm kiitap bilgiler ses kayıtta yükle cihaza arabanda gezerken de dinle.
Peki neden yapmıyorum? Neden bu gevşeklik?..

Gecen hafta, evin kömürlüğünde istiflenmiş gazeteler buldum 1986-87 yıllarına ait olanlarda vardı. "Hasbihal" köşesinden Seyyid Ahmed Arvasi Hoca sesleniyordu. Hemen o sayfaları topladım dolabıma kaldırdım.
Nasip nasip nasip… İsmail Yağcı Abi ile Topkapı Sarayında bir "çınar altı" yapmış olmak, Mehmet Ali abinin odasında "sohbet" e devam etmek
sehpanın üzerindeki lokumlar tadında ve dışarıda sormadığınız bir konu varsa sorun fırsatını yakalamak ve ve ve hayat akıp giderken STOP diyebilmek hayatının dönüm noktalarını belirlemek nasip bunlar…
..ve pişmanlık pişmanlık
..faydası yok kıymetini bilmeden harcanılan fırsatların ardından ah demenin, değil mi?
Fayda olan bundan sonrasını izin verilen ömrü değerlendirmek.

O yazınızın son satırında;

"Bu “SOHBET” burda bitmez…
Gün gelir, gene açarız lafı.
Dedim ya; yazmadan, konuşmadan duramam ben. Bazen boş, bazen dolu…
Kısmetinize bugün “dolu” çıktı.
Umarım doldurmuşsunuzdur kaplarınızı!
“Önemli olan nereden başladığınız değil, sonuçta nereye ulaştığınızdır.”

Diyordu…

Ben de büyüsem artık. Sizi de buradan şahit eylesem kendime.
Şu gevşeklik ve gafleti bıraksam kenara elde varken bir çok imkan son damlasına kadar yudumlasam.
Bahaneleri bıraksam ardıma…
Her sabah önce "Sohbet" okuyarak başlasam ömrümün kalan günlerinin ilkine, mutlaka "entellektüel" de takılsam… Ve o kitaplar; müjde veren mektuplar, ahlakı öğretenler her akşam anlamasam da gözlerim buluşsa o satırlarla, çok farklı boyutlar kazanırım her iki cihan adına metin olduğum kadar eminim…

Bir de kişilerle uğraşmasam hiç, işimle uğraşsam. İlahî adalet döndürecektir başarı rotasını her engellemeye karşı…
Ben var gücümle çalışsam iyi ve güzel için.
Ve yardım istesem sizden:
Hangi kitapları okumalıyım, ne yapmalıyım?

Dünkü yazınızın sonunda bahs etmişsiniz mesala bir kitaptan bahs etmiştiniz. Bu benzeri insan ilişkilerine, satış, yönetim teknikleri ve insanın vizyonunu geliştirecek kitaplar önerirseniz hemen alıp başlayacağım yudumlamaya.
Kapılarımın yumruklanmasına o kadar ihtiyacım var ki, "haydi" diyecek olan sese…
Çünkü çalışıyorsunuz tüm enerjinizle birileri önünüzü kesmek işinizi engellemek için fısıldıyorlar arkalarda duvarların diğer yanlarında… Oysa kimin
eline ne gececek herhangi birinin yolunda tökezlemesinden…

Hepsini bir kenara bırakıp yaptıklarım ve yapamadıklarımdan dersimi alıp;
Büyümeliyim…

Şahidimsin…
Dönüm noktamsın…
Duacınım…
Dua, dua, dua ve nasihat, her an muhtacım.

(Unutmadan ekliyeyim; Murat Başaran abinin Facebook sayfasında bulunan bir resmi görmüştüm. Murat Abi, siz (sakallar da yakışmış), Fuat Bol, Murat abinin babası İlyas Amca… İsmini hatırlamadığım bir abi daha… Sonra geçenlerde rahmetli Mahmut Genç Abi için yazdığınız yazınızda ilk "inna lillah.." duasını ondan [İlyas amca vefat etiği zaman] duyuşunuzu okumuştum.
Geçen gün Murat Abi facebook sayfasına yeni fotoğraflar eklemiş, babasının kabrinin resmi de var. Sonra gidenler geldi aklıma kendi ailemden…

Ya da tanıdıklardan. Kendi babam da şu an sadece yatıyor, yemeğini başkası yediriyor… (inatla eziyet ediyor anlamadığımız şekilde.)
Kimin ne zaman ne olacağı belli değil…
Geçen hafta gece işten çıkmış Turgutlu’ya girmek üzereyim. Kırmızı yanan ışığı yeşil gördüm ve bastım gaza ve karşıdan gelen tırın ışıkları 
gözlerimde yandı, son anda atlattık!
Vakit şu an şu oturduğum yerde hala var tükenmeden… Tüm yanlışlara nadim olma zamanıdır…
Artık büyüme zamanı…

Geçen zamanda güzellikler de oluyor…
Mesala bizim pire villa sakinlerinden (5 kişiden) 4’ü evlendi, bendeniz hala bekarlar takımı ileri sağ kanat oyuncularından olsam da yeğenlerimiz
oldu… Ne günlerden ne günlere…
Başını ağrıtmış olsam da bu sohbete öyle ihtiyacım varmış…
Dedim ya hayatımın dönüm noktalarındansın ve şahidimsin…

Ve dahi büyüklerin duası daima üzerinize ve üzerimize bulunsun.
Sevgim ve hurmetle.


Mustafa Metin Tamer

"ömür boyu talebe"

Turgutlu / Manisa
 
 

2 yorum

  1. Merhaba…
    Birçok defa yazmaya karar verdim, tasarladım aklımda ama yazamadım. Aklıma hep “Sen ihtiyacın olduğunda, işin düştüğünde yazıyorsun.” düşüncesi geliyordu. Aynı düşünceleri Metin bey de düşündüğü için halimi bu yazıya yorum olarak yazmaya karar verdim. Yine Metin beyin ifade ettiği gibi bir karar vermem gerekiyorsa o zaman sitede gecirdiğim vakitler artıyor. Açıkçası bu düşünceler beni vazgeçirmişti ama sizi vazgeçirmemiş, bana iyi bir örnek oldunuz:)
    Sevgi aileme selamlar, sevgiler:)

  2. Hep kolay gelir insana birisinin yazdığı ya da söylediği cümlelerde eksik aramak, ya da onu kendince tamamlamak isteyişi. Şurası eksik oldu der şurası yazım hatalı.

    Korkmaktan kaçmak lazım. Verilen ömrü hakkıyla yaşamak ve yerine getirmek lazım.
    Mustafa; biliyorsun iyiler hep kazanır. İyi olup ta kaybeden kim var ki?

    “İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.”
    Hazret-i Mevlana

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir