1541 yılında doğan büyük veli Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri talebe yetiştirmek için çok gayret etti. Dergâhı Üsküdar’dadır. Osmanlı Padişahlarından 3. Murad Han, 2. Mehmed Han, 1. Ahmed Han, 2. Osman Han ve 4. Murad Han’lar da sohbetine gelenler arasındaydı.
Sultan Ahmed Han, yaptıracağı büyük caminin temelini atmak için; son derece bağlı olduğu hocası Aziz Mahmud Hüdâyî hazretlerini ve diğer âlimleri davet etti. Büyük ziyafet verildi. 4 Ocak 1609’da ilk kazmayı Hüdâyî hazretleri vurdu ve Padişah da yoruluncaya kadar temel kazmaya devam etti. O kazma şu anda Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir…
Böyle bir başlangıçtan yıllar sonra inşaatı biten caminin açılışını yapmak ve Cuma hutbesini okumak üzere büyük veli davet edildi.
Ancak o gün, yani 9 Haziran 1617 Cuma günü beklenmedik bir şey oldu. Şiddetli yağmur ve ardından fırtına patladı; denizde dalgalar büyüdü, yükseldi ve şiddetlendi. Üsküdar’dan Sarayburnu’na geçmek imkânsız hale gelmişti… Ne var ki Hüdâyi hazretleri de geleceğine dair Hünkâra söz vermişti… Bu sebeple Üsküdar iskelesine indi ama denize açılacak kayıkçı bulamıyordu. Besmele çekerek bunlardan birine atladı. Küreklere yapıştı. Onu gören talebeleri hocalarını yalnız bırakmadılar. Sandala binip küreklere sarıldılar. Sarayburnu istikametine yöneldiler…
İşte o zaman, Allah-ü teala’nın izniyle beklenmedik bir şey daha oldu: Dağlar gibi üzerlerine gelen azgın dalgalar, her yönden kendilerine bir kayık boyu yaklaşınca duruluyor, deniz ve fırtına onlara hiç tesir etmiyor, sandal sanki süt liman bir denizde gider gibi sükûnetle yol alıyordu…
Kimselerin denize çıkamadığı fırtınalı günde, Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri ve yanındakiler; bir koridor, tünel gibi kendilerine açılan geçitten, o emin yoldan karşıya geçtiler. Endişe içinde sahilde kendilerini bekleyen Ahmet han ile buluştular; ki o sırada bir yıldırım da Padişahın içinde beklediği köşke düşerek çökmesine sebep olmuştu…
İşte, Üsküdar ile Sarayburnu arasındaki bu yola Hüdayi Yolu dendi.
Bazı kayıkçılar bu deniz geçidini, yani “Hüdâyî yolu”nu, ihtiyaç duyduklarında bulup bulup uzun yıllar kullandılar. Şimdi bile bu geçidin bulunabileceğine inanan kimseler vardır…
Bu yol… Yani Aziz Mahmud Hüdâyî hazretlerinin o dualı yolu;
Üsküdar ile Eminönü-Sarayburnu arasında ve deniz kudursa bile tesir etmediği bir geçittir…
İşte bu yüzden… Şu anda aynı yere… Yani Üsküdar ile Eminönü-Sarayburnu arasına, suyun altına yapılmakta olan geçidin ismine;
“HÜDÂYÎ YOLU” denmesi, en münasiptir!..
…..
NOT:
“Hüdayi Yolu” ismiyle yazdığımız ilk yazımız, yine bu köşede 27 Temmuz 2006 Perşembe günü yayınlanmıştı. O günden beri şunu söylemekteyiz: Yazarının ismiyle veya isimsiz her isteyen istediği yerde, istediği sayıda bu yazıyı okuyabilir, yazabilir, kullanabilir, hatta kendi ismiyle bile çoğaltıp dağıtabilir. Yeter ki insanlar duysun ve Hüdayi Yolu ismi yayılsın…
(Devamı yarın)
Stop
Muammer Erkul
15 Mart 2007 Perşembe