(Dünden devam)
Dünkü yazımızın özeti şuydu:
Büyük velilerden Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin, yüz yıllar önce… Şimşek, yağmur, fırtınalı, gayet korkulu bir günde… Talebeleriyle birlikte Üsküdar’dan kayığa binerek karşıya geçmesi… Bu dehşetli yolculuk sırasında, azgın denizin; bulundukları kayığın her yönünden birer boy mesafeye gelince sakinleşip durulması, onlara koridor gibi bir yol, geçit açması…
Sultan Ahmed Han’ın yaptırdığı büyük caminin açılışının yapılacağı 9 Haziran 1617 Cuma günü meydana gelen bu hadise bütün kayıtlara geçti. Zaten herkesin gözü önünde olmuştu. Hüdayi hazretlerinin Sultanahmet Camii’nde ilk Cuma hutbesini okumasını bekledikleri için bütün İstanbul halkı yollara dökülmüş, sahilde kendisini gözlemekteydi… Hatta sultanın da içinde beklediği sahil köşkü de o günkü şimşek ve fırtınadan çöküp yıkılmış; içindekiler zor kurtulmuşlardı…
İşte o günden sonra, Üsküdar’la Sarayburnu arasındaki bu yola “HÜDAYİ YOLU” dendi. Bazı kayıkçılar ihtiyaç duyduklarında, bu deniz geçidini, yani “HÜDAYİ YOLU”nu bularak uzun yıllar kullandılar…
Bu yol… Yani Aziz Mahmud Hüdâyî hazretlerinin o dualı yolu;
Üsküdar ile Eminönü-Sarayburnu arasında ve deniz kudursa bile tesir etmediği bir geçittir…
İşte bu yüzden… ŞU ANDA AYNI YERE… Suyun altına yapılmakta olan geçidin ismine; “HÜDÂYÎ YOLU” denmesi, en münasiptir!… diyordu, bu konuyla ilgili önceki yazılarımız…
Gelmeye başladı da destekler…
Konuya gönülden sahip çıkan dostlar, okuyucular oldu… Daha başlarken bizi aşmış olan bu vazifeye bizden çok sarılanlar oldu… Hemen kendi adres listelerine bu yazıyı dağıttılar ve onların da aynı şeyi yapmalarını istediler…
http://www.sanatalemi.net> adresindeki geniş kapsamlı ve iddialı sitemizin ana sayfasında haber oldu…
http://www.sanatalemi.net/KoseYazilari.asp?nereye=yazioku&ID=7052> adresinde “Hüdayi Yolu” isimli yazımız yayınlandı.
http://www.habernews.com/> adresinde hemen harekete geçildi. Önce yorumlarıyla birlikte “Hüdayi Yolu” yazısı ekrana kondu, sonra da Başbakandan, belediye bakanlarına kadar ilgili internet adresleri bulunup yayınlandı ve ilk mesajlar gönderilerek imza kampanyası başlatıldı…
http://www.habernews.com/haber.asp?haberid=11153> adresinde aynı isimle köşe yazımız ve yorumları yayınlandı… Üçüncü Yeni edebiyat akımı ile bağlantı kurulup destek olundu…
http://www.mavizaman.com> sitesi bunları takip etti. Yazı ve imza kampanyasına destek verdi…
http://groups.google.com/group/KEAG/topics> adresinde görülen KEAG Kuantum Edebiyatı Araştırma Grubu gelişmeleri duyurarak; “SEN DE BİR MAİL GÖNDER, HÜDAYİ YOLUNA DESTEK VER!” kampanyalarını duyurup, diğer sitelerle birlikte şu adresleri yayınladı:
TBMM Başkanı Bülent Arınç: bulent.arinc@tbmm.gov.tr <\h>mailto:bulent.arinc@tbmm.gov.tr>, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: rte@akparti.org.tr <\h>mailto:rte@akparti.org.tr>, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım: binali.yildirim@tbmm.gov.tr <\h>mailto:binali.yildirim@tbmm.gov.tr>, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş: baskan@ibb.gov.tr <\h>mailto:baskan@ibb.gov.tr>, Üsküdar Belediye Başkanı Mehmet Çakır: mcakir@uskudar.bel.tr <\h>mailto:mcakir@uskudar.bel.tr>
Bu tabii ki; seni-beni olmayan bir iştir… Herkesin bir şeyler yapabileceği, ucundan tutabileceği kadar da büyüktür. Kimi kahvede konuşacak, kimi yazıp dükkânının camına asacak, kimi internet sitesine “İSMİ HÜDAYİ YOLU OLSUN MU OLMASIN MI” diye anket butonu koyacak, kimi de şu anda aklımıza gelmeyen bir başka faaliyetle insanlara duyuracak…
Bizim yapmamız gereken; (buraya TÜP GEÇİT mi densin, yoksa zaten var olan ismi; yani “HÜDAYİ YOLU” mu söylensin) diye sormak… Halka bunu duyurmak ve yine takdiri millete bırakmak… Yoksa bir eserin üzerine ne yazarsan yaz, insanlar söylemedikten sonra ne kıymeti var!
Fakat hep inandım ve şuna hep inanacağım:
Bu geçide HÜDAYİ YOLU ismi çok yakışacak!
Stop
Muammer Erkul
16 Mart 2007 Cuma