Muhabbete mahkum olmak! [02 Haziran 1999 Çarşamba]

 

Muhabbete mahkum olmak!
 

Öcalan, burnundan halkalanmış gibi yargı önünde;
“Müebbet” dilenmede!..
İnsanlar pür-dikkat, hiçbir kelimeyi kaçırmamaya çalışıyor…
İtalya (sonunda ve inşaallah);
“Gelip Roma’yı alın” yırtınmasında!
Yunan, “yunan”lığını yapmada aynı dakikalarda…
Beş para etmez Eşek Adası’na, bir sürü gazeteci, bir sürü savaş gemisi eşliğinde iki merkep getiriliyor!..
Anırsalar duyulacak kadar burnumuzun dibinde olan adacığa, inadımıza, sahillerimizden görülecek büyüklükte de bir Yunan bayrağı dikiliyor.
Kardak kayalığının hıncını alacaklar akılları sıra…
Ama, bunca “kaşıntı” hayra alamet değil. Çünkü insanın “Bayrak direkli Voyvoda” olmaya özenesi geliyor!..

Yunan, fırsat bulmuşken bir de dünyadan destek dilenmede…
Öcalan sonunu gördüğünden, bari;
“Müebbet” dilenmede…
Bizler ise harala gürele, bir yerlerimize nasır tuttura tuttura;
Muhabbet mahkumunuz olma sevdalarındayız!

Kolay mı? Peki sizce kolay mı?..
Öğrendim ki, diyor adamın biri…
Güveni oluşturmak, geliştirmek, pekiştirmek, yıllar alıyor. Ama yıkmak, bir dakika!..
Ritmi bozmadan, çamura bulaşmadan, iki yanda parıldayan kılıçlara dokunmadan, aşk ile yapılan bir yarıştır bu.
Her gün artan bir hızla;
Gönlünüze doğru.

Okuduğunuz son cümle sadece Stop Köşesi’nin değil, aynı zamanda gazetemizin de düsturlarından biridir.
O yüzden bir bayrak gibi, bir sembol gibi sevdalanmaktasınız Türkiye’ye.
O yüzden gazetemiz “müptelalık” yapmaktadır.
Ve o yüzden ve ne güzel ki; bir kişi daha katılsın içinde bulunduğum kervana, demektesiniz.
Evet…
Ritmi bozmadan, çamurlara bulaşmadan ve iki yanda parıldayan keskin kılıçlara dokunmadan aşk ile yapılan bir yarışın içindeyiz…
Her gün artan bir hızla;
Yüreğinize doğru!

Neden bir hoş olur içim, aklıma “siz” geldiğinizde, bilmem.
Neden bütün arkadaşlarımın, ağabeylerimin içi de bir hoş olur akıllarına “siz” geldiğinizde… Herhalde onlar da bilmezler.
Belki siz de bilmezsiniz, neden bir hoş olur içiniz, aklınıza “biz” geldiğimizde.
İşte bu “ifadesizliğe” kelimeler kâfi gelmiyor.
İşte bunun için, “hadi bugün bir gazete de sen al… Hadi sen de benim gibi ayağına kadar getirt Türkiye’mizi…” diyorsunuz dostlarınıza.
(Ve işte bunun için tam yazının burasında, Kıbrıs’tan, Ercan havalimanına altı kilometre mesafede bulunan Süleyman kardeşimden telefon geliyor…)

İtalyan’la, Yunan’la köşemizi “kirletmek” istemezdim…
Ve; “bari ölümden kurtulayım” düşüncesiyle, “müebbet” dilenen Öcalan’la… Ama bunlar da yaşadığımız gerçekler.
Bizim hayalimiz ise bambaşka.
Biz… Hepimiz;
Muhabbet mahkûmlarınız olma sevdalarındayız.
O yüzden koşmaktayız işte, her gün artan bir hızla;
Yüreklerinize doğru…

 

—————————————————-

Stop’tan Haberler

Fuat Abi’min “sevgilisi” olurum ya, siz onu benden sorun…
Sevmesi başka, sevmemesi başka dert!
Köşesindeki fotoğrafında “otuzuna merdiven dayamış” gözüktüğüne bakmayın, aslında yirmi yaşındadır…
Ben de nasıl olduğunu anlamıyorum ama masamdaki çok güzel davetiyeden okuduğuma göre bir “tuhaflık” var…
Emre diyor ki;
“Babam Fuat Bol’un kayınpeder olma merasiminde sizleri de aramızda görmek istiyoruz!..”
Hııı… Anladım şimdi, “birisinin”son günlerde neden böyle şık ve ağzı kulaklarında dolaştığını…
Haftaya çok konu çıkacak, çook.


Ne dediler

Önüne gelen birşeyler söylüyor bugünlerde Stop köşesi hakkında, hayırlısı bakalım. Duyduklarımızı size de aktaralım dedik.

Polis işaret etti, yolun kenarında durdum. Arkaya geçti ve frene basmamı istedi…
Bu, STOP lambam yanmadığı için yediğim son cezaydı. Çünkü uyandım artık ve arkaya, bir sağa bir sola olmak üzere iki tane Stop Köşesi monte ettim. Stop’u okuyanlar lambanın-mambanın farkına bile varmıyorlar artık kurtuldum ve rahatladım. Oh be, dünya varmış. Yaşasın Stop Köşesi…
Fatih Ürek

Aslında biz tek başımıza iktidardaydık.
Çünkü sandığa gelemeyenlerin hepsi bizim seçmenlerimizdi. Ama o sabah Stop Köşesini okumaya dalmışlar… Son anda da ancak % 8’i uyanabilmiş!..
Ne olurdu sanki köşenin adı, bir günlüğüne “go, walk, wake, start hatta good morning” falan olsaydı… Bunda bir kasıt sezinliyorum…
Hatta Altan Öymen beyefendiye de söyledim, bu konuyu araştıracaklar. Stop Köşesi okumak seçmenlerimize yasaklanabilir kanaatindeyim!…
Deniz Baykal


Unutma
Yarın yeni bir gün… Yeni bir başlangıç… Ve yeni bir şans olduğu için, dünlerden ve bugünden kalan artık, pislik ve çöpleri yarına süpürmeyeceğim!

Mutluluk mesajları
From: zeynep ay
To: muammer.erkul@ihlas.net.tr
Date: 09 Mayıs 1999 Pazar 08:20
Subject: okumadan cope atinnnn…
merhabaa
yaww aradan tamm 6 dk gectii ve benim aklima yazmak icin bisi gelmiyorr…ben turkiye gazetesi okuru degiiim…yazilarinizi bi arkadasim sayesinde okudummm… o arkadasim hergun yazilarinizi keser ve okula getirirdiii… maleseff simdi raporluuu…bu yüzden hergun turkiye gazetesi aliyorumm…
herzaman yazilarinizin umut verici olmasi dilegiyle…
kendinize iyi bakin
byeeeeeeeeee


Stop
Muammer Erkul
02 Haziran 1999 Çarşamba

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir