Nasıl isen öyle gel! [26 Temmuz 1999 Pazartesi]

Nasıl isen öyle gel!

Nasıl isen öyle gel; süslerinle oyalanma.
Eğer örülü saçların çözüldüyse, eğer saçlarını ayıran çizgi düz değilse ve eğer yeleğinin ipek püsküllü kordelaları henüz bağlı değilse, aldırma.
Nasıl isen öyle gel, süslerinle oyalanma.
Çimenlerin üstünden, çabuk adımlarla gel.
Eğer çiğden ayaklarının kınası giderse, ayak bileklerindeki çıngırak sesleri azalırsa ve eğer gerdanlığından inciler düşerse, aldırma.
Çimenlikten, çabuk adımlarla gel.
Gökkubbeyi saran bulutları görüyor musun?
Nehrin öbür kıyısından turna sürüleri havalanır ve ani rüzgârlar fundalıkta oraya buraya hücum eder.
Endişeli hayvan sürüleri köydeki ağıllarına koşarlar.
Gökkubbeyi saran bulutları görüyor musun?
Süslenmek için kullandığın lambayı boşuna yakıyorsun, rüzgarda titrer ve söner.
Göz kapaklarının lamba isiyle boyanmadığını kim bilebilir ki? Halbuki senin gözlerin, yağmur bulutlarından da karadır.
Lambanı boş yere yakıyorsun, söner o.
Nasılsan öyle gel; süslerinle oyalanma.
Eğer çiçekten tacın örülmediyse, kimin umurunda; eğer bileziğini bağlıyamadınsa, bırak kalsın.
Gökyüzü bulutlarla dolu, vakit geç oldu.
Nasılsan öyle gel, süslerinle oyalanma.

Tagore…
Bu Hintli benden yüz sene evvel doğmuş.
Elime bir kitabı geçmişti yıllar önce ve çarpılmıştım!
Bugün bu kitabı tekrar buldum.
İyi ki “bulmuşum” değil mi?

——————————————————-

POSTA KUTUSU

Ayrıntılar içimi sızlatıyor
Sayın Muammer Erkul,
Daha sabahın ilk saatlerinde gazetemi elime alıp, Stop köşesini açtım. “Şişedeki mesaj” yazınızı büyük bir keyif, eşsiz ve tarifi imkansız burukluk ve anlam veremediğim bir hüzünle okudum. Yazınızın en sonunda “Bulunuyor insanlar, emin olabilirsiniz. Bugün bu yazıyı işte bunun için okuyorsunuz” demişsiniz. Buna inanmayı öyle çok isterdim ki… Şu satırları size “bulunmak” için karalıyor olduğum halde, bundan o kadar da umutlu değilim. Yaşamımda hiçbir şey yolunda gitmezken, en ufak ayrıntılar içimi sızlatmaya, beni ağlatmaya yeterken; böyle gazete yaprakları arasında sevgiyi arıyor oluşum bir bakıma yaşam sevinci belirtisi sayılabilir. Ama henüz ömrümün 21. yılında kendimi bu kadar yorgun hissetmem sizce de yalnızlığımdan değil mi?
Bulunmak dileğiyle
Çalıkuşu
Cevap: Zaten kayıp değildin ki… Bu mektubun ve bu cevabım bunun ispatı değil mi?..

Yatağım
Yorganım, battaniyem
Yastık ve çarşafımla
Yatağım kuş tüyünden bir dünya
Ellerine sağlık annemin
Hepsi misler gibi
Öbür tarafta kardeşim
Sevimli bir kedi gibi mırıl mırıl
En güzel rüyalar benim yatağımda görülür,
Bir de kardeşimin.
Atlarla koşar, otomobillerle gezer
İstanbul’u bir daha fethederim.
Kuş kanatları bulutlara açılan
Feza gemimin kaptan köşkü
Aydede komşu evidir rüyalarda
– Tık tık!
– Kim o?
– Benim Aydedeciğim.
– Ah, bir çocukmuş. Sen bir astronot değilsin di mi?
– Değilim dedeciğim, değilim.
– Aman iyi, pek hazzetmem onlardan.
– Işıktan iplerinle salıncak kurmaya geldim.
– Siz de olmasanız ne yaparım burda bir başıma?
….
Masalımı babam anlatır,
Bazen de annem.
Eskiden nineler ve dedeler anlatırmış oysa ki
Nineler ve dedeler nerde şimdi?
Yoksa masal bilmiyorlar mı?
Sütüm biberonumda daha bitmedi
Babamın sesi eriyerek gidiyor.
Göz kapaklarımı kim çekiyor aşağıya?
Merhaba yatağıma açılan dünya…
Rahim Er

ÖĞRENDİM Kİ!
Bir insanın “hacmi” dışının değil, içinin büyümesiyle ölçülüyor!..

STOPLAYANLAR
Yeşim Öner-Beşikdüzü, Ayşe Kocabaş-K. Maraş, Ahmet Çakmak Bülbül-Beşiktaş, Fatma Çağla- Yıldırım, Satı Baca, Perihan Kaya, Damla Yılmaz-Çankırı, Kemal Yalınçalı, Süleyman Eldeniz-Kıbrıs, Ayla Gün-Sakarya Aybala-K. Maraş, Ayşe Topçu-Sakarya, M.B.-İzmit, Cemile-Pınar Çelik-Çankaya, Hercai C.M., Özlem Özkök-Kırşehir, Ceyda Arısoy-Bandırma, Serkan Aycibin-Üsküdar, Umutlu Geleceğin Sevgi Çiçekleri-Bostancı, Tomurcuk Gülleri-Bostancı, Dilek Karakülah-Kayseri, Arzu Yasemin Mertoğlu, Buket Yücepur, Nuket Yücepur, Berfin Yücepur, Gezer-İstanbul, Dilruba Üçüncü-Çorlu, Sıtkı Eskici-Eskişehir, F. Nihal Erkan-İzmit, Fatma F.-İstanbul.

Stop
Muammer Erkul
26 Temmuz 1999 Pazartesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir