Ray, tren ve insan… [28 Eylül 2003 Pazar]

Demiryolunun kıyısından geçiyorduk. Elif Sabah yanımdaydı. Havadan-sudan devam eden konuşmalarımız, trenler üstüne döndü…
-Öyle olursa böyle olur, peki şöyle olursa nasıl olur?..
-Madem öyle ise şöylesi nasıl?..

Bir o soruyordu bir ben… Bazen gülüşüyorduk, bazen düşünüyorduk… Zaman zaman kendimi “çocuğu” gibi hissederim ben onun; söylemiştim ya size de daha önce, ondan ne çok şeyler öğrendiğimi…
Şimdi sorma sırası bendeydi. Ve sırf öylesine, sadece şaka olsun diye sordum:
-Peki bir tren raydan çıkarsa ne olur? Dedim…
Ummadığım kadar ciddiye aldı sorumu. Kısa bir müddet düşündü, ve dedi ki:
-Tren raydan çıkarsa, tarlaların içinde kaybolur!..

Sağ yanımızda hızla giden, yarıştığımız şu tren, Allah korusun raydan çıkarsa; “tarlaların arasında yolunu bulamayacağı, kaybolacağı” cevabını siz duysaydınız ne yapardınız bilmiyorum; ama ben çok güldüm önce… Peki sonra? Sonra, içim kasıldı,, ağlamak istedim,,, boğazım tıkandı; sustum ve bir kocaman yara gibi sızladııım, sızladım ve kendi içimin iniltilerini duya duya, içime, kendi üstüme kapandım…

Çok komik gibi görünen ama ne kadar acı, ne kadar yakıcı, ne kadar gerçek bir cevaptı bu, iyi düşünün!..
…..
Eskiden yorulanlar yolun kenarına otururlardı, ve arkadan bir kağnı bile gelse bu yayayı da alırdı…
Eskiden tekerleğe bir şey olsa, araba yolun kenarına çekilir, hayvanlar otlasın diye çözülür ve tekerlek tamir edilirdi. Arkadan gelen diğer vasıtalar da eğer ihtiyaç varsa buna yardım ederler, en azından selam verirlerdi…
Eskiden trenlerin de başına bir hal gelse, tren yolunun üstünde gelirdi, birkaç vagon raydan çıksa yine hemen yolun kenarına devrilirdi…
Böyle olunca yardım da kolay olurdu, tamir de, tedavi de…

Şimdiki zorluk;
İnsanların hızla raydan çıkması ve tarlaların arasında gözden kaybolması…
Ve acı olan;
“Trenlerin yollarını kaybetmesi!..”
…..
Allah hiç kimseye ve hiç birimize doğru olan yolu kaybettirmesin…

……..

(Bahsetmenin tam sırasıdır…)
İnsanı Kurcalayan Yazılar / Gürbüz Azak / Nesil Yayınları 0212.5513225 / 256 sayfa
Efendim, özellikle benim, laf söylemek haddim olmaz Gürbüz ustam üstüne…
Bu kitap, Gürbüz Azak imzası taşır!..

Stop
Muammer Erkul
28 Eylül 2003 Pazar

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir