Seyir Defteri – 28 Eylül 2008 (Kaplumbağa’cıklarım)

Çimende zor görülüyorlardı. Güvem eriklerinin (çakal eriği) arkasındaydılar…
-Yavrulardan biri burada!..
-Aa bir tane daha… Aaa bir tane daha, bir tana daha… İşte bir tahe daha!..
Hepsini bir kutuya doldurup; terastaki kocaman saksıdaki zeytin ağacının dibine getirdik… Küçük bebekler gibi üst üste çıkıp bir yere gitmeye, veya toprağın altına girmeye çalışıyorlardı…

 

kaplmyvr

 

Minicik bunlar; bir gözlük camı kadar, bir ceviz kadar, bir gazoz kapağından az irice, 2-3 santim kadar…
Boyları anlaşılsın diye dokuz tanesini bir avucuma, bir tekini de diğer avucuma koydum, görüyorsunuz.

İlginç bir duygu…
İlginç olan (28 Eylül 2008) Pazar günü, Ramazan Bayramı arefesinden önceki gün, yağmurla geçen haftanın ardından gözüken ılık güneşi gören pek çok yavrunun ortaya çıkması ve onlara rast gelmemiz…
İkinci ilginç duygu ise;
Bütün kaplumbağaların havaya kaldırıldıkları zaman, ayakları yerden kesildiğinde ilk tepkilerinin "su koyvermek" olması!..
Şu on tane kaplumbağacıktan da 4 veya 5 tanesi anında "çişini" ve bir tanesi de "kakasını"sını yapıyor elime…
E bunlar bebeek!
🙂

 

yavrukaplmb

 

İki sene öncesine kadar (tarla veya cadde kenarlarında) bulduğum koca koca kaplumbağaları bahçeye getirmiştim. Çünkü insanlar dikkat etmiyorlardı. Arabalarla eziyorlar, toprağı sürerken öldürüyorlar, veya hayvanlar tarım ilaçlarıyla zehirleniyorlardı…
Getirdiklerimden biri kaçmış, biri de uçup kaybolmuştu sanki. Biri ise yer değiştirmekte acele edince çim biçme makinesinin altında kal(mış)tı!..
Üç tanesi yaşıyor yıllardır; ikisi dişi…

Bu sene bahçede yavrular var. Birinin kabuğunu çatlatmıştım kaza ile ama, iki günde kaynadı…
Bunlardan kaçı hayatta kalır bilemiyorum.
Benim işim sadece üzerlerine basmamaya çalışmak!
…..
Hadi bakalım "maşallah" deyin (şimdilik) ONUZ'larıma!..

M:)))  

13 yorum

  1. Maşallah:-)
    Allah hayırlı ömürler nasip etsin…
    Kimseleri üstüne bastırmasın…
    Ecelleri insan ayaklarından ve çim biçme makinalarından olmasın…
    Sevgiler…

    ZİŞAN

  2. Maşallah onuz’larına… Çok tatlılar… Hiç bu kadar ufaklarını görmemiştim…
    Birinin adını kestane koyabilir miyiz?

    MELİKE

  3. Hiç yavru kaplumbağa görmemiştim (su kaplumbağası hariç).
    Çok güzel bunlar, hem de bir sürü 🙂

    ŞAHİKA

  4. Author

    Abiiiiiiiii!
    Çok şekerler maşallah maşallah.
    Ama nasıl aldınız o kaplumbağacıkları elinize.
    Gıdıklamadılar mı?
    Tüylerim diken diken oldu, ıyyyyyyyyyyyyy!..

    HABİBE

  5. Küçükken tarlaya girenleri toplar, bir çuvala doldurur, uzak yerlerde ormana doğru salıverirdik. Galiba bu yüzden bahçede besliyor olmanız ilginç geldi bana 🙂
    Yine de bu kadar yavruyu bir arada hiç görmemiştim, çok sevimli görünüyorlar…

    SULTAN GÜL

  6. Allah analı babalı büyütsün:-)
    çok tatlılar…
    :-))))))))

    NURSAL

  7. Maaşallah…
    Ama Ben de İSTİYORUUUUUUUMMMM

    SULTAN N.

  8. Bu kadar küçüklerini görmemiştim, ama gerçekten, değil kazara öldürmek bazı bostan tarlalarında ters çevrilmiş gördük ölsünler diye! Yazık…
    Tebrikler iyi günlerde büyüsünler…
    :-):-):-)

    KEZİBAN

  9. Kaplumbağaların çok güzel, kardeşim geldi, o da çok beğendi, bir tane istiyor…

    HİLAL
    ————-
    (Cevap: Canım Hilal’cik…
    Kardeşine söyle, şimdi onlar kış uykusuna yatmışlardır, yaza kadar biraz büyürlerse veririm ama onlara gezebilecekleri yer lazım… Sen en iyisi Davut dedene söyle de bahçesinde sizin için bir kaç tane kaplumbağa beslesin 🙂
    NOT: Ziyaretçi Defterine veya anasayfanın en altındaki minik kutuya adresinizi yazın.)

  10. Author

    Merhaba gönül dostları…
    Muammer abi, kablumbağacıkların büyümüş hallerini görebilecek miyiz?.. Hani kış uykusuna yatmadan bir daha görsek derim… Ne kadar büyümüşler, bakalım iyi bakabilmiş misin?.. :-))
    …..
    [CEVAP: Nasıl bakacağım ki onlara? Altlarına bez bağlayıp, ağızlarına biberon verecek değilim ya! 🙂 Bahçede işte hepsi, çimende toprakta geziniyorlar. Yani “saldım çayıra, Mevla’m kayıra” hesabı. Kışı atlatan kurtulur!..]

    MELİKE

  11. Ben de bu kadar küçüklerini hiç görmemiştim. Yaşayan canlı olarak. Teyzemler bağdan bahçeden kabuklarını bulup, bunlar gibi küçücük getirirlerdi.
    Bir kurdelaya takıp kapıya, arabaların dikiz aynasına asarlardı. (nazar için galiba)

    TUBA

  12. Ben bu kaplumbağacıkları çok merak ettim, büyüdüler mi, kaçı yaşıyor, nasıllar, hala bahçedeler mi? Hıııııım :/

    YILDIZ SEÇEN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir